ZİHİNLER ÇİZGİLERLE MEŞGUL! 

Hafta sonu oynanan iki takımın maçında bir pozisyon çok tartışıldı. Top çizgiyi geçti mi geçmedi mi? diye. Görüntüler ileri alındı, geri alındı, sağdan bakıldı, soldan bakıldı, yorumlar yapıldı ama bir türlü sonuç çıkarılamadı. 

Hala top çizgiyi geçti mi geçmedi mi diye tartışıyoruz. 

Günümüzde toplumların dikkatini gereksiz konular meşgul ederken, insanlığın gerçek yaralarını kanatan sorunlar hep göz ardı edilmeye devam ediliyor. 

Zulmün ve acıların sesini bastırmak için ne güzel bir aparat. Futbol 90 dakika oynanıyor, sabahlara kadar yorum, hafta boyu tartışma. Futbol bir spor olmaktan çoktan çıkmış, zihinleri uyuşturmuş, felç etmiş adeta. 

Ortadoğuda, Gazze, Filistin, Suriyede en son Sednaya hapishanesinde olanları hiç olmamış gibi, Müslümanların başka hiç bir derdi yokmuş gibi çizgiyi geçti mi geçmedi mi ile uğraşmak ne kadar irtifa kaybettiğimizi gösteriyor. 

Bizi yaratan "Hayır! Doğrusu siz dünya hayatını tercih ediyorsunuz. Ahiret ise daha hayırlı ve daha süreklidir."
(A'lâ Suresi, 16-17) buyurur Rabbimiz. Acaba dikkate alırmıyız ki... 

Önemli meselelerimiz varken, top çizgiyi  geçti geçmedi ile bu kadar meşgul olmamız, dert edinmemiz, insanlık olarak, zulme karşı körleştiğimizi, merhametimizi yitirdiğimizi gösterir. 

Bu gün gereksiz harcanan enerjilerimiz, bir birimize karşı haklılığımızı ispat etme gayreti, olmadı bir birimize öfkemiz, zulüm gören masum çocuklar, çadırlarda çamur içinde yaşayan mazlumlar ve hapishanelerdeki insanlık dışı dramları perdeler hale geldi maalesef. 

Bu çarpık gidişatı durduracak iradeyi gösterebilir miyiz? Bu konuda çok emin değilim. 

Son olarak şunu ifade etmek istiyorum, topun çizgiyi geçip geçmediğini tartışırken, insaf ve vicdan çizgisini geçmemeye dikkat edelim.

 Müslüman kardeşlerimizin acısını unuttuğumuzda, asıl çizgiyi o zaman geçeriz ve bu durum, ahirette hesabı verilemeyecek bir gaflettir.

"Birbirinizi sevmedikçe iman etmiş olmazsınız. İman etmedikçe de cennete giremezsiniz." (Müslim, İman, 93) Hadisi Şerif'ini bir kez daha hatırlayalım