ZAMAN İSRAFINI ÖNLEMELİYİZ
Yeme-içmede, giyip-kuşanmada, gezip-tozmada sınırsız israfımız mevcuttur. Bunların içinde en çok yaşadığımız hatalarımızdan biri de zaman israfıdır.
Güncel hayata baktığımız zaman kendimizi, pek çok uygulamaların içinde buluruz. İş hayatın da görevine zamanında başlamamak, iş saatlerinde işinin hakkını vermemek, işini mesaisinden önce bitirip gelmek birer israftır.
Düğün-nişan gibi sosyal programlarda, Konferans-seminer gibi toplantılarda vaktinde gelmemek zaman israfıdır.
Bir dostuna, arkadaşına randevu verip randevu saatine uymamak, çağırıldığın bir davete vaktinde katılmamak zaman israfıdır.
Emekli veya çalışan insanımızın mesai dışında, tatil günlerinde kahve köşelerinde, oyun masalarında gününü geçirmesi zaman israfıdır.
‘’İki günü eşit olan bizden değildir’’ kutsi öğretisini kulak ardı edip kendini yenilemeyen bir eğitimci, bir mühendis, bir iş adamı, bir yönetici zaman israfı yapmaktadır.
Her şeyden önce ömür nimeti, Yüce Allah’ın tüm canlılara bir defa kullanmak üzere bahşettiği kıymetli bir sermayedir. Zamanımızı en güzel amellere sarf etmemiz gerekir.
Peygamberimiz (s.a.v.) Hadis-i Şerifinde; ‘’İki nimet vardır ki, insanların çoğu bu nimetleri kullanmakta aldanmıştır: Sıhhat ve boş vakit’’ (Buhârî) buyurmaktadır.
Kur’an-ı Kerimde zamana yemin ile başlayan Asr Suresi vardır. Bu surede Rabbimiz; ‘’Andolsun zamana ki, insan gerçekten ziyan içindedir. Ancak, iman edip de sâlih ameller işleyenler, birbirlerine hakkı tavsiye edenler, birbirlerine sabrı tavsiye edenler başka (Onlar ziyanda değillerdir)’’ buyuruyor.
Bu surede Asr`a yapılan yeminle, insan hayatında zamanın önemi ve değeri arasındaki ilişki üzerinde durulmuştur.
Asr Suresinde; iman, salih amel, hakkı ve sabrı tavsiye ile ihya edilemeyen zamanların israf edildiği ve bunun hüsran vesilesi olduğu bildirilmektedir. Zamanı hakkıyla değerlendirenlerin istisna tutulması da, bu konuda insanların ekseriyetinin aldandıklarına işaret edilmektedir.
İmam-ı Şâfii Hazretleri Asr suresi hakkında buyurmuştur ki;
‘’Kur'an-ı Kerimde başka hiç bir sure nâzil olmasaydı, şu pek kısa olan Asr suresi bile, insanların dünya ve âhiret saâdetlerini te'mine yeterdi. Bu sure, Kur'an-ı Kerimin bütün ilimlerini hâvidir (içinde bulundurur).’’
Peygamberimiz (s.a.v.) bir Hadis-i Şerifinde; ‘’Beş şey gelmeden önce beş şeyi ganîmet bil:
İhtiyarlığından önce gençliğini, hastalanmadan önce sıhhatini, fakirliğinden önce zenginliğini, meşgul zamanlarından önce boş vakitlerini ve ölümünden önce hayâtını!’’ (Buhârî, Rikak, 3; Tirmizî, Zühd, 25) buyurur.
Zamanın kıymetini bilmeyen ve onu gereksiz şekilde harcayıp israf eden insan, kendisine verilen ömrü hep azımsar ve kendisine daha fazla ömür verilmesini ister. Önemli olan kendisine verilen ömrü, en güzel şekilde değerlendirmektir. Zamanı değerlendiremeyenlere, uzun sürelerin verilmesi bir anlam ifade etmez.
Ömür Nehri hızlı bir şekilde akıp gitmektedir. Zamanın kıymetini anlamak ve gereğince değerlendirebilmek gerekir. Zaman, üzerimizdeki Allah’ın büyük nimetlerinden ve emanetlerinden biridir. Tüm emanetler gibi zaman emanetini de yerli yerince kullanmakla yükümlüyüz. Sahip olmamız gereken en önemli hasletlerden biri de zaman bilinci olmalıdır.
- Geri
- Ana Sayfa
- Normal Görünüm
- © 2012 Duyuru Gazetesi
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.