YİNE DEĞİŞİM ZAMANI

Talat Yavuz
13 Ekim 2025 Pazartesi 10:45
Ülkemizde, bazı çevrelerin eğitim adına yazdıklarına bakınca, zamanında sanki bu ülkede eğitimi fetö diye kökü dışarda bir örgüt hiç istila etmemiş, eğitim toplumsal bir mühendislik aracı olarak hiç konumlandırılmamış ve ideolojik eğitim adına eğitim cinayetleri hiç işlenmemiş sanırsınız.
Demokrasi kesintiye uğramamış, anlamsız yasaklar konulmamış, okul kapatmaları yaşanmamış, eğitimin içeriği sömürge ülke içeriği gibi dışarıdan şekillendirilmemiş gibi geçmişe dair pembe, günümüze ve geleceğe dair ise kara bir tablo çiziyorlar. Bu tiplere göre her şey güzel giderken Yusuf Tekin diye biri çıkıyor: Andımızı kaldırıyor, imam hatip ortaokullarını açıyor, hafızlık eğitimini önemsiyor, okullara mescit açtırıyor, dershaneleri kapatıyor, eğitim bürokrasisini değiştiriyor, proje okullar icat ediyor, denetim sistemini yıkıyor, MESEM’i kurumsallaştırıyor, TEOG, sözleşmeli öğretmenlik ve mülakat getiriyor, yerli ve milli sivil toplum kuruluşlarıyla protokoller yapıyor ve şimdilerde ise değerler eğitimi, akademi, maarif modeli vs. kuruyor.
Olaya böyle baktığınızda, üstüne de her zamanki ezberinizle, “çocuk işçiliği, lgbt+ hakları, eğitimin piyasalaşması vs.” dediğinizde, eğitim adına söylediğiniz hiçbir şeyin dikkate alınmamasını baştan kabul ediyorsunuz demektir. Her şeye rağmen acaba doğru bir tespit var mı diye mercekle baktığınızda yine bir şey bulamıyorsunuz.
Hâlbuki son yıllarda hem lise hem de üniversitelerimize dair ciddi tespitler, öneriler, anket sonuçları ve istatistikler kayıtlara geçiyor. On iki yıllık zorunlu eğitim, alt sınıflarda mesleğe yöneltmeyi engelliyor, üniversite önlerine yığılmaya sebep oluyor, üniversite diplomaları ise işe yaramıyor.
Eğitim sistemimiz, hayatın gerçeklerinden kopuk ve gençlerimizi hayata hazırlamıyor, onlara beceri kazandırmıyor. Gençlerimizin meslek edinme dönemi, sonu hayal kırıklığı ile bitecek sınav hazırlıklarıyla geçiyor. Sendikamızın yaptığı çalışmada: Öğretmenlerin yüzde 93,8’i, okul yöneticilerinin yüzde 97,1’i, öğrencilerin yüzde 78,5’i ve velilerin yüzde 78,8’i 12 yıllık mevcut zorunlu eğitim süresinin kısaltılması gerektiğini ifade ediyor.
Böylesine çarpıcı sonuçlar ortadayken bir kesim yine atılacak adımı ideolojik, bilimsel değil vs. diye şimdiden yaftalamaya çalışıyor. Sonuçları itibari ile baktığımızda, yıllar içinde iyi ki sizi dinlememiş, okullarımıza, öğrencilerimize ve gençlerimize sahip çıkmışız diyorum.
Keşke 4+4+4 sistemine geçerken, o dönem anayasanın değiştirilemez maddeleri gibi algılanan sekiz yıllık kesintisiz eğitim dayatmasının psikolojik baskısına esir olunmasaydı ve sekiz yıl kesintili ve esnek zorunlu temel eğitimin üzerine yine esnek, modüler, mesleki eğitimi, ortaokul ve liseleri ile güçlü ve isteğe bağlı, hayatın dinamikleri ve günümüz gerçekleriyle uyumlu bir lise modeline geçebilseydik.
Olan oldu ve artık zaman iyi bir planlamayla, kademeli ve her adımı hesaplanmış bir yol haritasıyla bu amacı gerçekleştirme zamanıdır. İyi niyetli yaklaşım, tartışılan her konuya aynı şablon tepkiyi vermek değil, sendikamızın yaptığı ve kamuoyunda büyük etki yapan araştırmasında olduğu gibi gerçek eğitim yaklaşım ve politikalarıyla katkı sunmak ve yol göstermek olmalıdır. Mesele eğitim meselesidir, ideolojik kavga argümanı üretme meselesi değildir.
- Geri
- Ana Sayfa
- Normal Görünüm
- © 2012 Duyuru Gazetesi