VAKIF MEDENİYETİMİZ
Vakıf kısaca, kişilerin kendilerine ait menkul veya gayrimenkul mallarını veya nakit paralarını cemiyetin yararına bağışlamaları olarak tanımlanabilir.
Vakıf, bir hukuki müessese olarak şöyle tarif edilmiştir. Vakıf; kendisinden yararlanmak mümkün ve caiz olan bir malı, devamlı olarak Allah’ın mülkü olmak üzere temlik ve temellükten menetmek ve menfaatini (gelirini), Allah rızası için bir hayır cihetine tasadduk etmektir. Burada mal, vakfedenin mülkiyetinden çıkar ve Allah’ın (toplum’un) mülkü haline gelir. Böyle bir malın yönetimi artık vakıfnamedeki şartlara ve genel esaslara göre olur. (Şamil İslam Ansiklopedisi Cilt-8, shf.175)
Osmanlı Devleti, fethettiği yerlerde sosyal müesseseler kurup halkın hizmetine sunmuştur. Bu müesseseleri halkın hizmetine sunmakla beraber, çevreye ve hayvanlara da hizmet götüren vakıflar da kurmuşlardır.
Osmanlı döneminde vakıf kuran ilk hükümdar Orhan Gazi’dir. Orhan Gazi, H. 731 (M. 1330) yılında İznik’te bir vakıf kurmuştur. Akabinde 1. Murad, Yıldırım Bayezıd ve Çelebi Mehmed devirlerinde sistemli bir şekilde ilerleyen Anadolu ve Rumeli fetihleri neticesinde sınırlar genişlemiştir.
Hem bu sınırların kalıcı kılınabilmesi hem de bir sonraki fetih yürüyüşü için destek alınabilmesi mühim bir mesele olmuştur. Osmanlı hükümdarları bu sorunu derviş ve şeyhlere kurdukları zaviye vakıfları ile çözme yoluna gitmişler ve bunda da başarılı olmuşlardır.
Günümüze kadar gelen cami, mektep, çeşme, imaret, hastane ve benzerlerini devlet değil, şahıslar veya onların kurduğu vakıflar yaptırdı.
Vakıf geleneği günümüzde de pek çok fedakâr hayırsever insanlarımız tarafından devam ettirilmektedir. Geçen Pazar Günü yeni kurulan Uluçınar Vakfının tanıtımı ve istişare toplantısına davet edildim. Yönetim Kurulundan Rahmi Çakmak, Bülent Kula, Fikri İlgar ve Selim Bayram vardı.
Yönetim Kurulu Başkanı Rahmi Çakmak vakıf faaliyetleriyle ilgili şu bilgileri verdi; ‘’İstanbul-Pendik Yeni Mahalle de iki katlı bir bina yaptırdık. Üç sınıfı, bir kütüphanesi, şark odaları, çay salonu var’’ dedi.
Çakmak Vakfın hedeflerini şöyle özetledi; ‘’Öncelikle fakir ve zeki olan Ortaöğretim öğrencilerine hizmet vereceğiz. Bu gençlerimizin milli ve manevi değerlerimize bağlı, ülkesine ve milletine hizmeti gaye edinen birer gençlik olarak yetişmeleri için gayret edeceğiz. Bir cemaate ve bir siyasi akıma bağlı kalmadan hizmet vereceğiz. Eğitim-Öğretim müfredatları bakımından öğrencilerin iyi yetiştirilebilmesi için deneyimli eğitimcilerimizden yararlanacağız. Bunun yanında Tefsir, Hadis gibi ilâhiyat bilgileri de vermeğe çalışacağız. Gençlerimizin sosyal aktivitelerden yararlanmaları için sportif faaliyetler, çeşitli dil, Osmanlıca, el sanatları gibi kurslar düzenleyeceğiz. Piknik gezileri düzenleyeceğiz. Yaz kursları açacağız. Öğretmenlerden oluşan (Eğitim-öğretim komisyonu) kuracağız. İleride bir kolej ve bir üniversite kurmak ta hedeflerimiz arasındadır’’ dedi.
Çakmak şu anda vakfın verdiği hizmetleri de şöyle özetledi; ‘’Vakfımızda ehil hocalarımız tarafından Ney, Hüsn-i Hat, Tezhip ve Osmanlıca Kursları verilmektedir. Her Salı Akşamı Pendik Haseki Eğitim Merkezi Müdürü Nurettin Muhtar Acar tarafından Fıkıh sohbetleri devam etmektedir’’ dedi.
İlim Yayma Cemiyeti Pendik Şube Başkanı Bülent Kula da; ‘’Pendik’te yedi katlı, 96 yatak kapasiteli bir Ortaöğretim Öğrenci Yurdu yaptırdıklarını, Şubat ayında hizmete gireceği’’ müjdesini verdi.
Allah sayılarını artırsın, hizmetlerini bereketli kılsın. Emeği geçenlerden Allah razı olsun diyorum.
- Geri
- Ana Sayfa
- Normal Görünüm
- © 2012 Duyuru Gazetesi
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.