UNUTMA UNUTTURMA!
Cemal Kapan
25 Mart 2020 Çarşamba 22:49
“Hepimiz aynı kilimin desenleriyiz” derdi, soğuk zindanların güneş yüzlüsü rahmetli
şehidimiz Muhsin Yazıcıoğlu.
“Bir hayalim var: Kürt-Türkmen, Alevi-Sünni ayrımı olmadan, zengin-fakir ayrıcalığı
görülmeden imtiyazsız, sınıfsız, kaynaşmış bir Türkiye istiyorum.” sözlerini zihnime zerk
ettiğim, ömrünü vatanına adamış, bedel ödemiş bir dava adamıydı.
“Haksız bir davada zirve olmaktansa, haklı bir davada zerre olmayı tercih ederim” diyen
Koca Reisti.
Hakkında anlatacak çok şey var unutulmaması, unutturulmaması gereken en önemli
şey katillerinin şu an dışarıda, azmettiricilerinin ise Pensilvanya’ da olduğudur.
Yaklaşık bir ay önce o hengâmede gözden kaçan ya da arka planda kalan bir haber vardı.
Haberde; FETÖ elebaşı Gülen’in, Muhsin Yazıcıoğlu’nun ölümüyle ilgili yürütülen
soruşturmanın üzerinin örtülmesini talep ettiğinin ortaya çıktığından bahsediliyordu.
Bu önemli bilgi, FETÖ’nün Elazığ avukatlar sorumlusu Abdullah Önder’in,
Kahramanmaraş Cumhuriyet Savcılığı’na verdiği ifadesinde yer aldı.
26 Şubat 2020 tarihinde Hürriyet gazetesi yazarı Nedim Şener’in haberine göre Önder,
2014’te Elazığ’daki avukatların sorumluluğuna getirdiğini söyledi.
Abdullah Önder’in itirafları şöyle: Abdullah Önder, Muhsin Yazıcıoğlu’nun hayatını
kaybetmesiyle ilgili soruşturmalarda sanıklar hakkında takipsizlik kararının kalkmasından
sonra Kahramanmaraş Emniyeti’ne 8 Mayıs 2018 tarihinde tanık olarak ifade vermek için
başvurdu. Abdullah Önder’in itirafları şöyle:
KONU BÜYÜĞÜMÜZE AKTARILDI
“17 Nisan 2014’te Ahmet Atilla Kavuran isimli Elazığ avukatı, beni cep telefonumdan
aradı. Bu tarihi çok iyi hatırlıyorum, özel yetkili mahkemeler kaldırıldığı için Muhsin
Yazıcıoğlu dosyası Kahramanmaraş Cumhuriyet Başsavcılığı’na gelmiş, dosyadaki gizlilik
kalkmıştı. Örgütte sorumlu olduğum avukat Ahmet Atilla Kavuran beni arayarak, ‘Abi çok
önemli bir konu var, yüz yüze görüşmemiz lazım’ dedi. Örgüte ait bir öğrenci yurdunda
buluştuk. ‘Abi, Muhsin Yazıcıoğlu davasında helikopterden sökülen cihazları götüren
askerler var ya... Atalar onların avukatıymış. Dosyada bugün gizlilik kalktı. Elazığ Barosu
bununla çalkalanıyor’ dedi. Ben de bunun üzerine Kahramanmaraş imamı Mehmet
Durakoğlu’nu cep telefonumdan arayarak, ‘Acil bir durum var görüşelim’ dedim. 16.30’da
geldi. Avukat Ahmet Atilla Kavuran’ın yanında duyduklarımı anlattım. Durakoğlu, ‘Bu
nasıl iş?’ dedi.”
BBP’DEN SORUMLU FETÖ’CÜ
“(Elazığ imamı) Durakoğlu, BBP Elazığ İl Başkanı Selami Ekici’den sorumlu örgüt
mensubu Sezai Çetin’i aradı. Sezai’ye, ‘Selami’yi de al, buraya gel’ dedi. Selami Ekici,
cemaatten bir avukatın Muhsin Yazıcıoğlu’nun helikopterinden parça söken askerlerin
avukatlığını almasını içine sindiremediğini söyleyince, Durakoğlu ‘Bu durumdan
haberimiz yok, Mustafa bu işi para kazanmak için yapmış’ dedi.
Toplantıdan sonra avukatlardan sorumlu olmam nedeniyle Mustafa Atalar’ı aradım.
Kendisi bana kazanın yaşandığı 2009’da 12 ilin imamlığını yürüten Turan Canpolat ile
konuyu görüştüğünü, Canpolat’ın ‘Muhsin Yazıcıoğlu’nun helikopterinden söküm yapan
askeri personel abilerimizdendir, yani bizdendir’ dediğini, soruşturmayı takip görevinin
bizzat Canpolat tarafından verildiğini anlattı.
Ertesi gün Mehmet Durakoğlu, örgütün bölge sorumlularını topladı. Durakoğlu, avukat
Mustafa Atalar’ı kastederek, ‘Bu çocuk aptalın teki, olayın vahametinin farkında değil. Bu
konu Amerika’da büyüğümüze aktarıldı’ dedi. Örgüt içinde ‘büyüğümüz’ sıfatıyla
bahsedilen kişi terör örgütü lideri Fetullah Gülen’in kendisidir.
Bir hafta sonra avukat Mustafa Atalar’ın 23 HY 009 plakalı aracıyla Malatya’ya Turan
Canpolat ile görüşmeye gittik. Avukatlardan sorumlu olduğum için Canpolat bana,
‘Mustafa’ya biz emir verdik o emrin gereğini yerine getirdi’ dedi. Dönüş yolunda Mustafa,
astsubay Aydın Özsıcak’ı telefonla aradı ve avukatlığını bıraktığını söyledi.”
GÜLEN, ‘BU ORTAYA ÇIKARSA ALTINDAN KALKAMAYIZ’ DEDİ
“Daha sonra Mehmet Durakoğlu, örgütte amiri konumunda olan, örgütün Gaziantep bölge
sorumlusu Mehmet Kocatürk ile konuyu görüşmek üzere Gaziantep’e gitti. Durakoğlu’na
ne konuştuklarını sordum. Gaziantep sorumlusunun, ‘Yazıcıoğlu dosyasına bakan
soruşturma savcısı yabancı değil, bizim abilerimizden birisi’ dediğini aktardı.
Bu görüşmeden iki gün sonra Mehmet Kocatürk ve Mehmet Durakoğlu, İzmir’de örgütün
Türkiye imamı olan, gıyaben tanıdığım Barbaros Kocakurt’un yanına gitti. Ardından da
İstanbul’da TSK mahrem yapılanmasından bir kişi ile de görüşmüşler.
Bu görüşmelerden çıkan sonuca göre konuyla ilgili olarak Amerika’ya, doğrudan Fetullah
Gülen’e rapor veriliyormuş. Fetullah Gülen, cemaatten bir avukatın helikopteri sökenlerin
avukatlığını üstlenmesini ‘bomba’ diye nitelendiriyor ve olay ortaya çıkarsa altından
kalkılamayacağını söylüyormuş.”
FLASH BELLEKTE YAZICIOĞLU’NUN ÖLMEDEN ÖNCEKİ GÖRÜNTÜLERİ
VARDI
Abdullah Önder ifadesine şöyle devam etti: “2015 yazında avukat Mustafa Atalar bana
Yazıcıoğlu’nun ölümüyle sonuçlanan kaza ile ilgili elinde görüntüleri içeren flash bellek ve
çok sayıda belge olduğunu söyledi. Ayrıca örgütün talimatı ile astsubay Aydın Özsıcak’tan
biri suçu kendisinin tek başına işlediğine dair, diğeri resmi görev gereği işi yaptığını beyan
eden el yazısıyla iki adet dilekçe aldıklarını söyledi. Bunun Özsıcak’ın itirafçı olmasına
karşı tedbir amacıyla alındığını anlattı. Flash belleğin ve belgelerin Bank Asya’nın Elazığ
şubesinde kiralık kasada olduğunu söyledi. Defalarca izlediğini söylediği flash bellekteki
görüntüleri izlemek istediğimi söyleyince, ‘Göstermeye yetkim yok, ancak televizyonda
izlediğiniz cihazların sökülmesinin çok öncesine ait görüntüler ile Yazıcıoğlu’nun
görüntüleri var’ dedi. Bank Asya’ya el konulacağı haberleri üzerine Atalar, kiralık kasayı
boşalttı. Belgeleri ve flaş belleği il imamı Durakoğlu’na teslim etti.”
HELİKOPTERDEN CİHAZLARI SÖKENLER ERDOĞAN’A SUİKASTA
GİDENLERDİ
“Ben, Mehmet Durakoğlu, Kamil Bakum, Turan Canpolat, Mustafa Atalar, Ahmet Atilla
Kavuran, Halil Kayış ByLock kullandık.
15 Temmuz darbe girişimi sırasında da görünümü Facebook olan kriptolu bir haberleşme
programıyla yaptığımız görüşmede, Mustafa Atalar bana, Cumhurbaşkanı Erdoğan’a
suikast için giden astsubay Aydın Özsıcak’ın Yazıcıoğlu’nun öldüğü kazadaki
helikopterden cihazları söken kişi olduğunu söyledi. Yine o dönemde helikopter cihazını
söken kişinin aynı baskına katılan Davut Uçum olduğunu öğrendim.”
HELİKOPTERİ F-16 DÜŞÜRDÜ
Abdullah Önder itirafının sonunda “Bu işi örgüt yaptı” dedi. İşte Önder’in söyledikleri:
“2014 yılı başında dershanelerin kapatılması sürecinde Elazığ il yapılanması mensupları
olarak İzmir’e gittik. Yamanlar Koleji’ni ziyaret ettik. Okulun 5’inci katında bir F-16
maketi vardı. Orada verilen brifingde bu F-16’nın Yazıcıoğlu’nun helikopterinin üzerinden
geçen F-16’nın maketi olduğu söylendi. O tarihte F-16’yı kullanan pilotun bizden biri
olduğu da söylendi. Benim tecrübelerime göre bu hadise tamamen FETÖ/PDY silahı terör
örgütünün işidir. Bugüne kadar kimseye güvenemediğim için anlatmadım. Dosyanın
yeniden açıldığını medyadan öğrenince bizzat gelip ifade verdim. ByLock yazışmaları ve
HTS kayıtları getirilirse doğru söylediğim anlaşılacaktır. Adı geçenler konuşursa olay
çözülecektir.”
YAZICIOĞLU NEDEN HEDEF OLDU?
19 Ocak 2007 günü öldürülen gazeteci Hrant Dink cinayetini soruşturan FETÖ’cü
istihbaratçılar, suikastı Yazıcıoğlu’nun başında olduğu BBP’yi de kapsayacak şekilde bir
komploya çevirdiler. Yazıcıoğlu, Trabzon’da cinayetin planlanmasında rol oynayan BBP
üyesi Erhan Tuncel’in FETÖ’cü istihbaratçı il emniyet müdürü Ramazan Akyürek
tarafından polis muhbiri yapıldığını, onun yönettiği Yasin Hayal’in de Alperen Ocakları
üyesi olduğunu öğrendiğinde tepkisini “Bizim tarlayı sürmüşler” diyerek göstermişti.
Bu arada Dink cinayetinden yargılanan FETÖ’cü istihbaratçı Ali Fuat Yılmazer’in başında
olduğu büro, Yazıcıoğlu’nun faaliyetlerini, öldürülmesinden iki yıl öncesinden takibe
almıştı.
25 Mart 2009’da öldürülen Yazıcıoğlu ayrıca FETÖ’nün devlet içinde yapılanmasına karşı
çıkıyor, “Devletin içine çete sızmışsa ne gerekiyorsa yaparım” diyordu.
Fetullah Gülen de Yazıcıoğlu’nun ölümünden birkaç gün sonra, “Aldanırsanız böyle
kurban gidersiniz, bir perşembe günü akşamı vefat edersiniz, bir cuma günü cenazenize
ulaşırlar” demişti.
Allah FETÖ’yü kahhar sıfatıyla kahretsin. Bu ülkeye yaşattığı acıları hem bu
dünyada hem öbür dünyada kendisine yaşatsın.
Annesinin dediği gibi: “Devlet, millet çağırıyor der giderdi. Kendi bir defa devleti
bekledi ama devlet gelmedi.”
Suikastta parmağı olan herkesten hesap sormak, boynumuzun borcudur.
Rahmet olsun Şehidimize, mekânı cennet olsun…
- Geri
- Ana Sayfa
- Normal Görünüm
- © 2012 Duyuru Gazetesi
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.