21 Kasım 2024
  • İstanbul7°C
  • Ankara15°C

TÜVTÜRK NE KADAR TÜRK?

Cemal Kapan

11 Şubat 2018 Pazar 20:12

Dün Pendik’ te bulunan TüvTürk istasyonunda otomobilimi muayene yaptırdım. Bugün size gözlemlerimi ve 2 saat süren muayene boyunca düşündüklerimi aktarmaya çalışacağım.

Öncelikle 3 hafif kusurla muayeneden geçtim yani bunu kızgınlıkla yazmıyorum. Ama madem elimiz kalem tutuyor o zaman gördüğümüz aksaklıkları yapıcı bir dille eleştirelim ki eksiklikler düzeltilsin.

TüvTürk İnternet sitesine artist artist ''randevunuzdan 10 dakika önce istasyonda olunuz, randevunuza gecikirseniz muayeneye alınmazsınız'' yazılmış.

15.15'teki randevum için 15.00'te orada oldum ancak 16.15' te adım anons edildi, 17.00’de işimi bitirdim.

 Başlangıçta ne güzel evden randevu alabiliyoruz, işin içinde almanlar olunca kaliteden ödün yok diye düşündüm. TüvTürk  Alman Türk şirketlerin birleşmesi ile oluşmuş firma ama Türklük özellikleri daha ağır basmış olmalı ki randevulu gidip ne kadar bekleyeceğiniz muamma.

Yaptığım araştırma sonucunda TÜVTÜRK Araç Muayene İstasyonları, üç ortaklı bir kurum olup, bu ortaklar Doğuş Grubu, TÜV SÜD ve Bridgepoint' miş.  Doğuş grubunu herkes biliyor. Tüv Süd; Münih – Almanya merkezli olan bir kuruluş. Uluslararası standartlar sertifikasyon, ölçüm, test ve denetim şirketidir. Bridgepoint ise İstanbul, Londra, Frankfurt, Paris, Milan, Madrid, Varşova ve Helsinki'de de ofisleri bulunan Londra merkezli bir özel sermaye fonudur. (Fon demek faiz demektir altını çizerim)

Önce randevum olmasına rağmen tekrar sıra alma sırasına girdim, bir 7-8 kişi vardı. Sırayı aldım, baktım 100 kişi falan var önümde. El mecbur bekleyeceğiz derken bir anda bizim numaraya yaklaştı, 30 dakikada 226 TL muayene bedelini ödeyebildim. Bankoda çalışanların kibarlığını söylemeden edemeyeceğim ama burada söyleyecek çok sözüm var.

Bir kere sadece nakit alınması vatandaş için handikap ama Tüvtürk için keş para demek. Sizdeki nasıl bir rahatlıktır? Nasıl bir tekel olma özgüvenidir?

Pos makinesi de koymadın, bari şu internet sayfana falan bir ödeme linki koy da oradan ödeyebilsin insanlar. Yıl olmuş 2018, internetten ödersin, sonunda bir kod alırsın, vatandaş gelince söylesin kodunu misal, hem gelince zaman da kaybetmez bu kadar mı zor?

Randevu sisteminin ne işe yaradığı ciddi bir soru işareti. 15.15 için alınan, 10 dakika önce sıra numarası alınması istenen muayeneye, 15.00’ te sıra numarası alınmışken, saat olmuş 16.30 ancak sıra geliyor, makul bir açıklaması olmalı, el mecburdan hariç.

Anadolu’yu bilmem ama en azından İstanbul gibi büyük şehirlerde istasyon sayısı artmalı. Vatandaş bekletilmemeli ya da sadece bakılabilecek sayıda araca muayene sırası verilmeli. Baktım 6 istasyon var ve her 15 dakikada bir istasyona araç alıyorlar. Hadi 20 dakika olsun. Saatte 3 araç yapar. Mesai saati 8 saat dersek 3 araç x 8 saat x 226 TL x 6 istasyon= 32.544 TL günlük cirosu yapar. 194 sabit, 2 motosikletli,73 gezici istasyonun günlük gelirini hesaplamak ciddi matematik bilgisi gerektirir.

Akla gelen ilk soru “Acaba tekel olmasa fiyatlar böyle olur muydu?”

Biraz araştırma yaptım ihale 2005 yılında 613 milyon 500 bin dolarlık ihale bedeli ile yapılmış. Konsorsiyum parayı peşin ödeyerek %10 indirim almış, 552 milyon 150 bin dolara, 20 yıllığına araç muayene istasyonlarını işletme hakkını elde etmiş. İlk 3 yılda Yapılan her muayeneden alınan bedelin %30'u, takip eden 7 yılda gelirlerin %40'ı, son 10 yıllık işletim döneminde ise, araç muayene gelirlerinin %50'si devlete aktarılacakmış.

Tek kuruş kamu kaynağı kullanmadan istihdam oluşturulması güzel, 20 yılda devletin 10 milyar dolar gelir elde etmesi de güzel ama tekel olmasını ben hala eleştiriyorum.  Düşünün hele bir devlet 20 yılda 10 milyar dolar kazanıyorsa bu konsorsiyum ne kadar para kazanıyordur? Elbette ki kazanacak ama bu kadar fazla kazanmak zorundalar mı bunu sorguluyorum ben. 500 milyon dolara 20 yılda 10 milyarlarca dolar kazanç.

Belki ticari araçlar 2 yılda bir, binek otomobiller ise 3 yılda bir muayene bile olabilir. Çünkü hem zaman hem para olarak vatandaşın sırtına yük biniyor.

Bu işler eskiden sadece ruhsata damga basarak yapılıyordu, suiistimaller çok oluyordu denebilir. En azından bu açmazdan kurtulmuş durumdayız. Tamam, ona bir şey demiyorum, araçları gerçekten kontrol ediyorlar ama bu amaçlarının çok para kazanmak olduğunu ve yanlışlar, hatalar ve eksiklikler olduğu gerçeğini değiştirmiyor.

Neticede rakip yok, tekeller. Aracı olan herkes eli mahkum, bu istasyonlara gitmek zorunda. Aynı şekilde ne para isteniyorsa vermeye de mecburlar. Konsorsiyum açısından herhangi bir risk vs söz konusu değil. Yani kendini geliştirmeye, daha kaliteli hizmet vermek için çalışmaya, bu uğurda zaman ve para harcamaya gerek yok.

Devletimizin parası olanın daha çok para kazandığı bu çarka çomak sokması, güçsüzleri güçlülerin karşısında koruyup ve kollaması gerekmektedir…

 

 

 

 

Yorumlar
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.