TÜRKİYE VE ÇİN BÜYÜK KIRILMAYI GERÇEKLEŞTİRECEK
S/İHA pazarının yüzde 80'inin ABD ve İsrail tarafından kontrol edildiğini dile getiren uzmanlar, Türkiye ve Çin'in büyük kırılmayı başlatacağını dile getiriyor.
17 Nisan 2021 Cumartesi 18:25
Furkan Halit Yolcu Kriter Dergisi’nde ‘Türkiye’nin AKINCI’sı ve Bölgesel Hava Muharebe Dengesi’ başlıklı bir makale kaleme aldı. Yazısında Türkiye’nin hava savunma sistemlerini 2000 yılından itibaren güçlendirmeye çalıştığına dikkat çeken Yolcu, uluslararası camialar tarafından Türkiye’ye yönelik örtülü ambargolar uygulandığını hatırlattı. Türkiye’nin bugün itibariyle günlük terör operasyonları yürüten tek ülke olduğunu dile getiren Yolcu, Türkiye önümüzdeki 5 yıl içerisinde sınır güvenliğini tamamen İHA’larla sağlayan bir ülke konumuna ulaşacağını söyledi. Akıncı TİHA’nın Türkiye’ye getirdiği en büyük kazanımın insansız hava araçları sektöründe dışa bağımlılığın yüzde 5 seviyelerine düşürülmesi olduğuna vurgu yapan Halit Yolcu, “ABD, Çin ve İsrail gibi devletler günümüz itibarıyla S/İHA ve TİHA ihracatlarında önemli kazanımlar elde etmektedir. S/İHA pazarının günümüz itibarıyla yüzde 55’i ABD ve yüzde 25’ten fazlası da İsrail tarafından kontrol edilmektedir. Çin ve Türkiye’nin bu anlamda oluşturabildiği alternatif ithalat destinasyonları savunma sanayii sektöründe büyük bir kırılmanın başlangıcını teşkil edebilir” ifadelerini kullandı.
İşte Furkan Halit Yolcu’nun o yazısı:
Akıncı TİHA, Türkiye için önemli bir hava taarruz kabiliyeti olacak, ihracat pazarında bölge devletlerine karşı masada bir diplomatik koz olarak kullanılabilecek bir insansız silah sistemidir. Akıncı TİHA’nın ve bu gibi insansız sistemlerin ABD’nin Predator İHA platformu gibi denizlerde, karada ve hava operasyonlarında kullanılabilecek kabiliyetleri olması da bu sistemin en büyük zenginliklerinden birisidir.
AKINCI TİHA GÖKYÜZÜ İLE ERKEN TANIŞTI
Akıncı TİHA 6 Aralık 2019’da aslında yer testleri için Çorlu Havalimanı pistlerine çıkmışken bu sırada Baykar Teknik Müdürü Selçuk Bayraktar ve ekibinin aldığı karar ile planlanandan erken bir tarihte gökyüzüyle tanışmıştı. Peki, Türk mühendislerini, halkını ve uluslararası savunma sanayii taraflarını bu kadar heyecanlandıran bu projenin temel özellikleri, kapasitesi, yerel ve bölgesel yansımaları nelerdir? Hava muharebesinin giderek daha otonom bir yapı kazandığı bu dönemde Türk mühendisliğinin bir ürünü olan bu insansız savaşan hava aracının, Türkiye’nin sert gücüne katacağı kapasite yerel ve bölgesel denklemlerde göz ardı edilemeyecek bir çarpan etkisi oluşturacak. Baykar TİHA’nın (taarruzi insansız hava aracı) rakiplerine göre mukayeseli avantajlarını ve geliştirilebileceği noktaları tespit etmek ülkesel ve bölgesel boyutta gelecek 10 yılda yaşanacak değişimlerden birisini de kavramayı kolaylaştırabilir.
POTANSİYELİN ORTAYA ÇIKIŞI: TÜRKİYE DÜNYADAKİ 6 ÜLKEDEN BİRİ OLDU
2016’da proje bilgi ilanı gerçekleştiren Savunma Sanayii Başkanlığı (SSB), Türkiye menşeili firmaların 4,5 tonun üzerinde maksimum kalkış ağırlığına sahip ve milli sistemlere sahip bir insansız hava aracı üretileceğini belirtmişti. TAI ve Baykar’ın yaptığı teklifler, ön plana çıkmış ve Ocak 2018’de bu proje için Baykar Makina A.Ş. görevlendirilmişti. Baykar Makina SSB’nin bu proje için belirlediği alt sınırlarla yetinmek yerine, Türk mühendisliğinin ve şirket kapasitesinin en üstüne çıkmayı hedefleyen bir proje takvimi hazırladı. Bu anlayış ve idealizm sonucunda da Türkiye bin kilogramdan fazla faydalı yüke sahip MALE (orta irtifa-uzun havada kalma) sınıfı İHA üreten 6 ülkeden (ABD, İsrail, Rusya, Çin, BAE ve Türkiye) birisi oldu.
Akıncı TİHA’nın insansız hava araçları kategorilerinden hangisine girdiğini kesin olarak söylemek gerekirse, Akıncı’nın tipik bir MALE İHA’dan servis tavanı ve azami irtifa (9-12 km.), faydalı yük kapasitesi, maksimum kalkış ağırlığı ve harekat menzili açısından ayrıştığını ancak MALE (yüksek irtifa – uzun havada kalma) sınıfı İHA’lara nazaran daha düşük irtifada ve daha kısa sürede havada kaldığı anlaşılıyor. Bu açıdan, Akıncı’yı en iyi tanımlayan ifade belirli görevleri yerine getirmek amacıyla savunma sektörünün veya üretici ülkenin taarruzî ihtiyaçlarını, kendini de koruyarak karşılayan hava araçları için kullanılan TİHA kategorisidir.
TÜRKİYE’NİN TALEPLERİ AMBARGOLARLA ENGELLENDİ
Türkiye 2000’lerin başından bu yana hava muharebe unsurlarını ve kapasitesini arttırmayı amaçlamış, ancak bu talepler uluslararası camiada örtülü bir ambargo ile engellenmişti. Türkiye’nin henüz muharip uçak üretecek teknolojiye sahip olmayışına en büyük çözüm, İHA üreticileri olan TAI ve Baykar Makina AŞ’den geldi. 2010 sonrası geliştirme ve üretim süreçleri tamamlanan TB2 Bayraktar, Anka, Aksungur ve Akıncı hava araçları ile Türkiye taktik keşif ve taarruz kapasitesinde öngörülen düşüşün görünürlüğünü ciddi anlamda azaltmayı başardı. Akıncı TİHA’nın Türkiye’nin kara savunmasına ve kaza kırım riski yüksek operasyonlarda sunacağı avantajlar, bu platformun Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) için ne anlama geldiğini ortaya çıkaracaktır. TSK’nın 2014 sonrası angajmanlarının neredeyse tamamı devlet dışı silahlı aktörlere karşı gerçekleşmiştir. Doğu Akdeniz ve Ege’de Yunanistan unsurları ile zaman zaman yaşanan gerilim süreçleri ve 2020’deki Suriye rejimine bağlı unsurlara yönelik İdlib’deki harekat dışında güncel tehditlerin tamamı bölgedeki hareketlilik kabiliyeti yüksek devlet dışı aktörlerden kaynaklanıyor. Devlet dışı silahlı aktörler-devlet çatışmaları ise günümüz itibarıyla yoğun bir insansız teknoloji kullanımı gerektirmektedir. Bu açıdan Bayraktar TB2 gibi 150 kilogram faydalı yük kapasitesine sahip bir taktik İHA ile bile sınır ötesi bağlamda PKK, YPG, DEAŞ, Suriye rejimi ve Dağlık Karabağ savaşında oluşturulan etki düşünüldüğünde Akıncı’nın ne denli bir potansiyele sahip olduğu tasavvur edilebilir.
GÜNLÜK TERÖR OPERASYONU YÜRETEN TEK ÜLKE: TÜRKİYE
Günümüz itibarıyla, neredeyse günlük bazda terör operasyonları yürüten tek ülke Türkiye’dir. Bu açıdan bakıldığında Türkiye’nin standartların dışında güvenlik ihtiyaçları/talepleri ve sınır içi ve ötesi operasyonlarda elde edilen tecrübeler ışığında, Akıncı gibi doğrudan taarruzi hedefleri olan bir platform ortaya çıkmış oldu. Türkiye önümüzdeki 5 yıl içerisinde sınır güvenliğini tamamen İHA’larla sağlayan bir ülke konumuna ulaşacaktır. Sınıra yakın bölgelere yönelik gerçekleşen sınır ötesi operasyonlarda özellikle hedef topraklardaki hava savunma unsurlarından kaynaklanan tehditler, İHA’ların angajman menzilini ve öz-koruma kabiliyetlerini ön plana çıkarmaktadır. Akıncı TİHA’nın Türkiye’ye getirdiği en büyük kazanım insansız hava araçları sektöründe dışa bağımlılığın yüzde 5 seviyelerine düşürülmesidir. Akıncı TİHA, 2 bin 500 kilometrelik taarruz yarıçapı, elektronik haberleşme, engel tespit kabiliyeti, BLoS (beyond-line-of-sight/görüş ötesi) keşif ve izleme yetenekleri ve çağdaş bir AESA radarı ile bu görevleri sürekli olarak güvenilir ve güvenli bir şekilde yerine getirme potansiyeli olan bir platform. Akıncı TİHA’nın 450 kilogram dahili faydalı yükle gerçekleştireceği uçuşlarda elektronik harp saldırıları haricinde yüksek bir korunmaya sahip olacağını da söylemek gerekir.
TÜRKİYE VE ÇİN BÜYÜK KIRILMAYI BAŞLATABİLR
Ancak bu platformun sunduğu imkanlar Türkiye sınırlarından çok bölgesel ve küresel anlamda ülkeye değer katacak niteliktedir. Ortadoğu ve Kuzey Afrika özelinde iç savaşların giderek yoğunlaşması beraberinde artan bir devlet dışı silahlı aktör tehlikesi getirmektedir. Bu tür aktörlerle mücadele eden devletlerin insansız silah sistemlerine olan talebinde 2010’dan bu yana yüzde 400’ün üzerinde artış gözlemleniyor. Bu değişimi bir fırsat olarak gören ABD, Çin ve İsrail gibi devletler günümüz itibarıyla S/İHA ve TİHA ihracatlarında önemli kazanımlar elde etmektedir. BAE gibi güçlü bir savunma sanayii olmayan bir ülke dahi Nijerya ve Cezayir’e Yabhon United TİHA’larını ihraç etmektedir. Öte yandan Çin günümüz itibarıyla S/İHA satışında ABD’nin en büyük rakibi haline gelerek fiyatlama özelinde rekabet edilemeyecek düzeyde sistemler üretmektedir. Türkiye’nin güvenilir, bakım-onarım ve ömür boyu yönetim sistemleri dünya standartlarında olan bir TİHA’yı ihracata açması bu alanda büyük bir kazanım olacaktır. Nitekim S/İHA pazarının günümüz itibarıyla yüzde 55’i ABD ve yüzde 25’ten fazlası da İsrail tarafından kontrol edilmektedir. Çin ve Türkiye’nin bu anlamda oluşturabildiği alternatif ithalat destinasyonları savunma sanayii sektöründe büyük bir kırılmanın başlangıcını teşkil edebilir.
BÖLGESEL GÜÇ DENKLEMİ TÜRKİYE LEHİNE DEĞİŞECEK
İhracat pazarındaki değişimin yanında Akıncı’nın envantere girmesiyle birlikte bölgesel güç denklemi de Türkiye lehine değişmeye devam edecektir. Akıncı TİHA’nın Ege denizinde ve Doğu Akdeniz’de önemli taktik keşif görevleri yerine getirmesini bekleyebiliriz. Hava-hava füze platformları Gökdoğan ve Bozdoğan’ın da sistem entegrasyonunun tamamlanmasıyla bu “uçan balık”, rakip hava güçleri için bir tehdit oluşturacaktır. Salvo bombardımanı (bütün bombaları aynı anda bir hedefe güdümleyerek ateşleme) yapan, bombardıman uçuşlarından dönen ve 2000 öncesi üretilmiş uçakların neredeyse tamamı Akıncı’nın hedefinde olabilecektir.
AKINCI TİHA DİPLOMATİK KOZ OLARAK KULLANILABİLİR
Akıncı’nın Türkiye’nin hava muharebe gücünü arttıracağı yönündeki olumlu tablo bu platformun bir savaş uçağı alternatifi olduğu yönünde yorumlanmamalıdır. Modern 5. ve 6. jenerasyon muharip uçaklar çok daha yüksek irtifalarda, yüksek hızlarda, öz-savunma kabiliyetleri yüksek ve hava-hava angajmanında avantajlı sistemlerdir. Bu anlamda Akıncı TİHA’nın böyle platformlarla aynı sınıfta değerlendirilmesi veya bunların yerini alabileceğini söylemek bu platforma 2-3 beden büyük bir gömlek giydirilmesi gibidir. Akıncı TİHA, Türkiye için önemli bir hava taarruz kabiliyeti olacak, ihracat pazarında bölge devletlerine karşı masada bir diplomatik koz olarak kullanılabilecek bir insansız silah sistemidir. Akıncı TİHA’nın ve bu gibi insansız sistemlerin ABD’nin Predator İHA platformu gibi denizlerde, karada ve hava operasyonlarında kullanılabilecek kabiliyetleri olması bu sistemin en büyük zenginliklerinden birisidir. Türkiye, Ortadoğu bölgesel güvenlik kompleksinin bir parçası olduğundan bizim ihtiyaçlarımızı karşılayan sistemler, bölgedeki dost ülkelerin de ihtiyaçlarını büyük ölçüde karşılayarak bir talep oluşturabilecektir. Bu bağlamda en yakın ihracat noktalarının ise Katar, Suudi Arabistan, Libya, Tunus ve Azerbaycan ile bölge dışından Ukrayna ve Macaristan olduğu söylenebilir. Batı menşeili ürünlere bağımlılığı yüzde 5 seviyesinde olan bir insansız hava aracı platformu hem statükoyu rahatsız edecek hem de güvenlik boyutunda sürekli taciz edilen Türkiye’ye daha güvenli bir atmosfer sunabilecektir.
- Geri
- Ana Sayfa
- Normal Görünüm
- © 2012 Duyuru Gazetesi
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.