08 Eylül 2024
  • İstanbul21°C
  • Ankara19°C

TEŞEKKÜRÜ BİLMEMEK

Yapılan bir iyiliğe, verilen bir hizmete karşılık beklenen en vefalı ödül teşekkürdür. Teşekkürü bilmeyen insan, nankördür. Bencil ve çıkarcıdır.

Şükür kelimesinin sözlükteki karşılığı; ‘’yapılan iyiliği bilmek ve onu yaymak, iyilik edeni iyiliğiyle övmek, minnettarlık’’ tır. Şükrün karşıtı küfrân (nimeti inkâr etme, nankörlük) dır.

Kültürümüzde Allah’a karşı minnettarlık için şükür, insanlara karşı minnettarlık için teşekkür kelimeleri kullanılır.

İyilik yapana mal veya hizmet ile karşılığı yapılır. İyiliğe karşı emsaliyle mukabele etmek insanlık vazifesidir. Bunu yapamayan teşekkür ve dua eder.

Günümüz insanlarının kahır ekseriyeti hep almaya alışmış olduğundan sadece bir teşekkür vermeyi bile esirgemektedir.

Ebu Hureyre (r.a.)'ın rivayet ettiği bir hadiste ‘’men lem yeşkurun-nase lem yeşkurullah’’ ‘’İnsanlara teşekkür etmeyen, Allah'a da şükretmez’’ buyrulmaktadır.

İyiliklere teşekkür etmek sadece insanoğlunun değil, bütün yaratıkların bir özelliğidir. Karnını doyurduğumuz, susuzluğunu giderdiğimiz, hatta sevgiyle okşadığımız bir hayvanın bile lisan-ı hal ile bize nasıl teşekkür ettiğine şahit olmuşuzdur.

Teşekkür konusunda ‘ihmali görülen tek varlık insandır’ desek, abartmış olmayız. Yapılan iyiliklere karşı teşekkür âdeti olmayan bir kimsenin, kendisini Yaratan ve sayısız nimetleriyle donatan Rabbine karşı şükrünü eda etmemesi de kuvvetle muhtemeldir.

Sunulan bir hizmete, yapılan bir iyiliğe teşekkürü esirgeyen insanlar bir de münekkid kesilmektedir. Hâlbuki münekkid olan önce güzellikleri görür. Daha sonra akli, mantıki yollarla yapıcı eleştirilerini iyi niyetle sunar.

Münekkid, elinde mikroskop taşıyarak habbeyi kubbe yapmaz. Ortaya konulan eserin veya bir hizmetin yansıyan güzelliklerini görür. Sarf edilen emeğin, mesainin hakkını verir. Sonra (varsa dağarcığında) bir şeyler önerir. Gayemiz bağcı dövmek değil, üzüm yemek olmalıdır.

Geçmiş yıllarda bir sohbet meclisinde dedim ki; ‘’Falan okulun (gecenin geç vakitlerinde) önünden geçerken orta katlarında ışıkların yandığını gördüm. Bu duruma sık-sık şahit oldum. Bir gün okul’un müstahdemine sordum; sizin okulda akşamları kurs falan mı var, ışıkları geç vakte kadar yanıyor? Dedi ki; -Hayır, falan hoca (Mdr. Yrd.) geceleri de çalışıyor.’’

Orada bulunan bir bürokrat söz aldı. ‘’Hocam! Anlattığın olaya katılıyorum. Bu gün pek çok kurumda bu tür fedakâr insanların gayretleriyle hizmetler yürüyor. Fakat o fedakâr insanlar hiç bir zaman teşekküre layık görülmüyor.’’

İnsanların gayretlerinin karşılığını vermek, en azından farkına varmak, bunu o insana bir teşekkürle aksettirmek olgun insanların işidir.

İnsanlara teşekkür etmek, özür dilemek ve affetmek çok mühim ve insanı olgunlaştıran davranışlardır. Bu tür nezaket jestleri olgun insanların yapabileceği davranışlardır.

Yorumlar
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.