TEK SEVDAMIZ TÜRKİYE
Sibel Çıkrıkçı
31 Mart 2016 Perşembe 12:06
Yazı yazmayalı uzun zaman oldu, aradan iki seçim geçmiş. 7 Haziran ve 1 Kasım seçimleri... Beynim bu kadar doluyken duygularımı kelimelere dökmekte zorlanıyorum. Aslında nerden başlamalı diye düşünüyorum; gündem öyle yoğun ki... Oyun öyle büyük ki, neresinden başlayalım?
Sosyal medyada insanları seyrediyorum; bir hararet var herkeste. Dedikodular fitneler... Bazen gülüyorum, bazen de öfkeleniyorum.
Aynı ülkenin insanlarıyız. Geleneklerimiz aynı, kültürümüz aynı. Aynı tarihi paylaşıyoruz, kız alıp kız veriyoruz, kaynaşmış durumdayız ama artık birimizin güldüğüne diğeri üzülüyor, üzüldüğüne seviniyor. Acılarımızdan beslenenler var.
Savaşlar eskiden tankla tüfekle yapılırdı. İnsanlar günümüzde hiç bir ülkenin bu riske girmediğini, kiralık terör örgütleriyle iş bitirip bizlere de özgürlük adı altında pazarladıklarının farkında değiller. Bu acıları neden çektiğimizin bile farkında değiller. Ülkemiz Mısır’a Suriye’ye dönmesin diye verdiğimiz savaşı düşünüyorum... Gezi olaylarıyla halk kışkırtılmak, galeyana getirilmek istendi. Halk bu oyunu yutmadı. Ardından saçma sapan operasyonlarla iktidar düşürülmek istendi. O zaman da devlet ve halk dik durdu. Peki ya şimdi?
Yavaş yavaş perdenin arkasındaki yüzler meydana çıkmaya başladı. Önce Rusya sesini çıkardı, gövde gösterisi yaptı.
Malum “angajman” kuralları nedeniyle ülkemiz tarafından uçağı düşürüldü. Rusya kükredi adeta, “Türkiye’yi bombalayalım!” dedikleri videoları yayınlandı. Sonuç? Rusya Dış İşleri Sözcüsü ''Türkiye ile aramızdaki kriz geçicidir.”dedi.
Şimdi ise Amerika, Reza Zarraf'ı Amerika gezisinde göz altına aldı. Nedeni İran’a uygulanan ambargoyu delmesiymiş. Sonra öğreniyoruz ki bu ambargoyu delen asıl ülke İsrail'miş ama İsrail'e tek söz yok !
Aslında bize diyorlar ki; “İzin verdiğimiz kadar nefes alın, verdiğimiz kadarıyla yetinin, haddinizi bilin.” Kibir!
Bir acı olay da; bizlerin ezeli ve ebedi kardeşleri olan doğu insanını devletimizle karşı karşıya getirmeye çalışmalarıydı. Kürt sorunu, Kürt hakları vs. derken gençleri zehirleyip canlarıyla prim yapıldı. Unuttukları şey, zaten bu ülkeyi Doğusuyla Batısıyla Kuzeyiyle Güneyiyle birlikte savunduğumuzdu. Dedelerimizin savaş meydanlarında birlikte savaştığıydı. Bu ülkenin her metre karesinde hepimizin hakkı olduğuydu! Peki bu fitne neden çıkartıldı?
BÖL, ÇİĞNE ve YUT
Her zaman ki taktik, hep aynı taktik…
Ama kardeşlerimiz bu oyuna gelmedi. İnancımızın gereği olan;
''Ancak inananlar kardeştir '' hükmünü uygulayıp devlete olan bağlılıklarını gösterdiler. Allah hepsinden razı olsun...
Dün 76 yaşındaki eski bir aile dostumuz abimizle karşılaştım. Ayaküstü sohbet ederken küçük oğlunun bir havayolu şirketinde mühendis olduğunu söyledi. “Oğlum 3. havaalanı için ne diyor biliyor musun?” dedi. “Hayırdır abi?” dedim. Almanya “aktarma uçuş” yapan tek bir uçaktan 3.500 Euro kazanıyor baba. Şimdi bu uçuşlar Türkiye’den olacak diye çıldırıyorlarmış.” dedi.
Oyun büyük dedik ya… Gezi olaylarında devletten ne istenmişti? 3. havaalanını yapma! Nedeni çok açık değil mi? Ama bize ne olarak gösterilmişti bu: AĞAÇ!
Başlığı TEK SEVDAMIZ TÜRKİYE olarak attım. Çünkü bu ülkede yaşayan herkesin, bütün halkın bu ülkeye sevdalı olduğunu biliyorum. Doğusu, Batısı, Kuzeyi, Güneyi… Bundan hiç bir şüphem yok. Ama artık düşünelim, nefsi duygularımızla hareket etmeyi bırakalım. Çünkü bu gün verdiğimiz nefsi kararlar yarın çocuklarımızın, torunlarımızın hakkında verdiğimiz kararlar olacak. Verdiğimiz kararlardan onlar etkilenecek. Ya güçlü bir Türkiye ya da onların istediği kadar nefes alan, artıklarıyla yetinen bir Türkiye.....
- Geri
- Ana Sayfa
- Normal Görünüm
- © 2012 Duyuru Gazetesi
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.