TEFBİS ANKETİ YA DA İSRAFIN DİĞER ADI

Erol ERMİŞ imzalmı açıklamada şu görüşlere yer verildi;


     E-Devlet uygulaması yakında insanların en özel alanlarına kadar girerse şaşmamak gerekir. Her şeyi internet ortamında görme isteği ilerde özel hayatı tümden yok edecek gibi. İnsanların okullara ne kadar bağış yaptığı, bir de veliye teyit ettirileceğine daha önemli işlerle, örneğin insanların can ve mal güvenliğini sağlayacak bilgilerin toplanması ve değerlendirilmesiyle uğraşılsa daha iyi olmaz mı? Devlet neredeyse valisini, kaymakamını koruyamayacak duruma gelmiş. “Millet can derdinde, birileri et derdinde” diyesi geliyor insanın.

     Lafı  fazla uzatmadan gelelim sadede. Okulların son haftası, idareciler karneleri yetiştirebilecek miyiz, yine e-okulun azizliğine uğrar mıyız diye düşünürken Strateji Geliştirme Başkanlığı  tüm öğrencilere/velilere uygulanmak üzere bir anket gönderiyor. Anket açıklamalarıyla birlikte tam dört sayfa.

     Üst yöneticiler son hafta öğrencilerin okula gelmediğini, LYS telaşındaki on ikinci sınıf öğrencilerinin hiç okula uğramadığını bilmiyorlar mı? Yoksa bizim üst düzey bürokratlarımız Türkiye’de okumadı mı? Başka bir soru: Okulun son haftasının idareciler açısından en yoğun hafta olduğunu bilmiyorlar mı?

      Bilindiği gibi 1 Ocak 2011 tarihinden itibaren Okul Aile Birliği gelir-giderleri TEFBİS sistemine işleniyor. Stareteji Geliştirme Başkanlığımız velilerin eğitim harcamalarını bir de velilere teyit ettirmek istiyor. Acaba her şeyin suçlusu(!) idareciler, eksik giriş yapmış olabilirler mi?

     “Emir, demiri keser” atasözünden hareketle idarecilerimiz son bir gayretle buldukları öğrencilere anketleri doldurttular. Ancak çoğu okul, öğrencilerinin ancak beşte birine ulaşabildi. Şimdi bu anketlerin eylül ayının ortası olmadan sisteme girilmesi ve konuyla ilgili üst makamlara bilgi verilmesi gerekiyor. Anketlere bakıldığında rastgele doldurulduğu, verilerin istenen amaca hizmet etmediği görülüyor. Son anda yapılan işten ancak bu kadar hayır gelir.

     Gelelim konunun başlıkla ilgisine. Anket tam dört sayfa. Beş  bin öğrencisi olan okullarımız var. Bu da yirmi bin adet kağıt demek. Bu kadar kağıdı, okulların son haftasında nereden bulacaksınız? Bunu düşünen var mı acaba? Yıllardır tahsildarlığa/dilenciliğe mahkum edilen idareciler bunun da bir çaresini bulur mu diyorsunuz? Velileri, aman bağış yapmayın diye uyara uyara okulların kasalarını tamtakır hale getirdiğinizin hala farkında değil misiniz? İnsanlar kişisel bilgilerini, TC Kimlik numaralarını sizinle paylaşmak zorundalar mı? Anket denilen şey, hedef kitlenin tamamına uygulanır mı? Ülke çapında yapılan anketler bile çoğu kere on / on beş bin kişide bir kişiye uygulanıyor, sağlıklı netice de elde ediliyor. Peki siz neyin peşindesiniz? Bu angarya değil de nedir? Hiçbir sağlıklı netice alınmayacak bir angaryayla bu kadar insan neden meşgul ediliyor? İdareciliğin dilencilik ve evrak memurluğu haline getirildiğinin ne zaman farkına varılacak?

     Netice: Maksadınız üzüm yemekse, anketin bilimsel çerçevesi dışına çıkmayınız. Dünyanın ekonomik krizlerle boğuştuğu bir dönemde azami tasarrufa riayet edilsin. Eğer bu işi ciddiye alıyorsanız doğru zamanda yapın. Okulların açıldığı ve kapandığı haftalar bu tür işler için uygun değildir. En önemlisi, insanların özeline de fazla girilmesin. Merak etmeyin, devletin teşekkür borçlu olduğu yöneticiler TEFBİS üzerinden sizi yanıltmazlar. Biraz “güven” lütfen. Ayrıca insanların gelirlerinin ne kadarını eğitime ayırdıkları da bilinmedik bir husus değil. "