”SESİMİ DUYAN VAR MI?”
Talat Yavuz
27 Ocak 2020 Pazartesi 19:10
Hatırlıyorum da Körfez depremi öncesi toplum da en az fay hatları kadar gergindi. Deprem sonrası hiç de iyi sınav verememiştik. Aradan geçen yıllar, her şeye rağmen toplum olarak doğal afetler sonrası birlik beraberlik içinde hareket edebildiğimizi gösteriyor.
Enkaza dönen yüzlerce binaya, arama kurtarma ekiplerinin; “Sesimi duyan var mı?” diye bağrışmaları, o dönemin sembolü olmuştu. Depreme yakalandığımız Sakarya şehir merkezinde depremin ilk günü yaşanan çaresizliği, yakınlarını enkazdan çıkarmak için çırpınan insanları, hele ilk günkü acı tabloları hiç unutamıyorum. Bir enkaz görünce hala nefesim daralıyor.
Elazığ depremi öncesi ülke gündeminde Kanal İstanbul tartışmaları, Şehir Üniversitesi-Bilim Sanat Vakfına kayyum, FETÖ’nün siyasi ayağı ve müebbetten tahliyeye dönüşen mahkeme kararları vs. vardı. Çok sert tartışmalar yapılıyordu. Çok şükür ki bu sefer, bu gündeme rağmen birkaç marjinal sosyal medya paylaşımlarının dışında toplum olarak kenetlenebildik.
Yardım kuruluşları ve devletimizin ilgili birimleri iyi sınav verdi. Sembolik değeri olan manzaralar da yaşandı. İç savaştan kaçarak ülkemize sığınan Suriyeli Mahmut’un insanlığı, enkazdaki depremzedeyle yapılan Kürtçe telefon görüşmesi ile oluşan güzelliklere sadece felaket zamanlarında değil her zaman ihtiyacımız var.
Şimdi bir yandan daha büyük depremlere, öncesi ve sonrası ile hazırlık yapmak bir yandan da toplumun fay hatlarını olabildiğince tamir etme zamanıdır. Yıllardır kutuplaşmadan şikâyet edenlerin, Elazığ depremi ile oluşan iklimi, siyasi gelecek hesaplarına kurban etmelerine izin vermemeliyiz. Burada sorumluluk hepimize düşüyor.
Elazığ depremi ile aynı büyüklükte İstanbul’da deprem olsa, manzara nasıl olurdu sorusuna cevap vermeliyiz. Daha geniş ve nüfusun daha yoğun olduğu bir alana müdahale yine aynı hızla yapılabilir mi? İstanbul’daki deprem hazırlıkları nasıl gidiyor? İBB’nin depreme ayrılan bütçeyi yüzde altmış beş azalttığı basına yansıdı. Bu haber doğru mu? Doğruysa sebebi nedir, yaşanan Elazığ depreminden sonra bütçe yeniden gözden geçirilecek mi?
Yerel seçim sonuçları ile oluşan belediye iktidar ayrımı, özellikle çok daha büyük depremin beklendiği İstanbul’da, deprem hazırlıklarında ortaya bir zaaf çıkaracak mı sorusuna cevap aramalıyız ve takip etmeliyiz. Yazın yaşanan sel baskını sonrası İBB Başkanının performansı ve sergilediği tavır bu soruyu çok daha anlamlı hale getiriyor.
Büyük milletler zor zamanlarda karakterini ortaya koyuyor, Körfez depremi sonrası çok daha iyi bir yerde olduğumuz ancak depreme dayanıklı binalar ve kentsel dönüşüm konusunda seferberliğin, ülke savunması kadar önemli olduğu da çok açık. Sesimizi duyan var mı?
Talat YAVUZ
- Geri
- Ana Sayfa
- Normal Görünüm
- © 2012 Duyuru Gazetesi