24 Kasım 2024
  • İstanbul5°C
  • Ankara0°C

SEMİNERLER

Bir bütün halinde düşünüldüğünde eğitim faaliyetleri içinde seminerlerin büyük bir önemi vardır.

Seminerler kişinin üzerinde sıkıcı ve soğuk bir etkiye sahiptir. Koca koca insanların ders dinlemek, nasihat almak ve çoğunlukla sıkıcı bir anlatım ile sürekli durdukları yerde anlatılanları dinlemek keyif vermez.

İsteksiz başlayan seminer çalışmalarına dinleyenler genellikle geç gelir. Oturdukları yerde sıkılmış olan dinleyenlerin çoğunlukla ya telefonuyla oynar veya sıkı bir denetim yoksa sık sık dışarı çıkarak hava alırlar.

Oysa seminerlerin planlayıcıları, planladıkları bu seminerlerin ihtiyaca dönük olduğunu bilir ve ona göre eğitim verdiklerinde dinleyenlerin seminerlerden büyük bir kazanımla ayrılırlar. Seminerlerin sıkıcı olmasının birinci nedeni budur: Önyargı.

Önyargı ile yaklaşılmış hiçbir şey fayda vermez veya istenen faydaya ulaşmaz.

“Gönülsüz aş, ya karın ağrıtır ya baş.” demiş atalarımız.

Önyargı zaten başta örülmüş bir duvardır. İsteksizlik de bunu daha da verimsiz hale getirir.

Klasik metotlarla oluşturulmuş seminer programlarının sıkıcılığı herkes tarafından kabul gören bir durumdur. Bu sıkıcılıktan kurtulmanın en birinci yolu sunumu yapacak olan eğitmenlerin konuyu daha eğlenceli hale getirmelerinden geçer. Yine de biz yetişkinler dinleyeceğimiz bir konu hakkında bir önyargıya sahibiz. Bu nedenle seminerlere gönüllü katılım olmaz. Ancak yine de çoğu isteksizce katıldığımız seminer sonunda: “İyi ki bu seminere katılmışız, ne kadar da eksiğimiz varmış.” dediğimiz olmuştur.

 Eğitim öğretim hizmetleri sınıfındaki okul idarecilere ve öğretmenleri haziranın son iki haftası, eylülün de ilk iki haftası bu seminerlerle meşgul olmaktadırlar. Seminerler gerçekte bir önceki eğitim öğretim yılının değerlendirilmesi ve bir sonraki eğitim öğretim yılının hazırlığı biçiminde gerçekleşmelidir. Bu değerlendirmeyi yapmayan hiçbir eğitim kurumu gerçekte başarıyı yakalayamaz.

 Seminerler gerçekte bir fırsat niteliğini taşır. Böylece zümreler, diğer zümreler, diğer eğitim alanındaki okullar, ilçeler arası eğitim faaliyetleri, ülkenin eğitim durumu ve sorunları ile ilgili bilimsel çalışmaların yapılabileceği bir bütünlüktür. Bu fırsatı yakalayabilen başka kurumların olduğunu sanmıyorum. Çünkü diğer kurumlarda seminer zamanı bulmak oldukça güçtür.  Eğitim camiasının içinde olanlar iyi bilmelidirler ki yaz tatili ve yarıyıl tatili ile iki buçuk aylık uzun bir tatil döneminin sonunda ve başında böyle bir zaman dilimini yakalamak büyük bir fırsattır.

 Önümüzde duran şudur: Daha bilimsel ve daha hazırlayıcı bir seminer dönemi için haziran dönemindeki birikimlerimizi eylül ayında daha planlı ve bilinçli bir yöntemle meslekî yaşantımıza uygulamaktır.

Yorumlar
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.