ŞAPKAYI ÖNÜMÜZE KOYMA VAKTİ!
Talat Yavuz
29 Haziran 2020 Pazartesi 16:51
Öğretim yılı sona erdi, zor bir yılı geride bıraktık. Tartışmaların ardından LGS ve YKS yapıldı. Uzun bekleyişin ardından 18 Mart’ta atanan öğretmenler görevlerine başladı. 513 şube müdürü yeniden atandı ve şube müdürleri rotasyonu yapıldı.
Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sisteminin ikinci yılı dolarken, bir taraftan sistemin sorgusu yapılıyor diğer taraftan alınacak önlemler konuşuluyor. Bölgemizde ve dünyada önemli gelişmeler yaşanıyor. Salgınla mücadelede her akşam tabloya endişe yansımaya devam ediyor.
Eğitimde iki yıl önce belirlenen vizyon belgesinin üzerinden; tüm insanlığın yaşama alışkanlıklarını, üretim ve tüketim şekillerini değiştiren, eğitimi sanal ortama taşıyan, kendi şartlarını dayatan önemli süreçler geçti.
Kademeler arasında sınavsız geçiş umudu ile iki yıl önce çıktığımız yolculuk, dört aydır okula hasret dört milyon öğrencimizi, tehlikeye atarak sınava soktuğumuz durakta son buldu. Şimdi bir muhasebe yapma vaktidir.
İki yıllık tecrübe ile birçok alt problemi doğuran kaynak problemin, vizyon belgesindeki önemli kavram ve tanımlamalara rağmen, eğitim felsefesindeki temel ayrışma ve kadrolar arasındaki doku uyuşmazlığı olduğunu söyleyebiliriz. Yeni Lise Modeli karşısında İmam Hatip Liseleri, dernek ve vakıflardan yükselen itiraz ve Köy Enstitüleri tartışmaları benzeri aykırılıklar buradan kaynaklanan tartışmalardır.
İki haftadır dile getirmeye çalıştığım, “eğitim şurası” ve “insan kaynağı yönetiminin gözden geçirilmesi” konuları ile eğitimin yeniden konumlandırılması ve doğru kadrolarla buluşturulmasını kastediyorum. Bu iki adım beraber atılmadıkça, eğitimde geleceğe hazır olmamız mümkün olmayacak.
Eğitim kamuoyu, bugünlerde insan kaynağının etkin kullanımı konusunda, öğretmen ve idarecilere bakışta sergilenen çifte standardı anlamakta zorlanıyor. Sistemin uzaktan eğitime dönüştüğü bir zaman diliminde, ders yapmayı keyfiyete bırakırken, Anayasal haklarını ve geçerli mazeretlerini yok sayarak yüzlerce şube müdürü binlerce kilometre uzağa atandı.
Okul yöneticileri ise bugünlerde her zamankinden daha çaresiz ve sahipsiz, okulunun ihtiyaçları ve müfettiş tehdidi arasında köşeye sıkışmış durumda.
Kamuoyunda ustaca yürütülen imaj çalışmaları, ülke genelinde, sendikal unvan taşıyan arkadaşlarımıza karşı sudan sebeplerle yürütülen soruşturmaları ve verilen cezaları örtmeye yetmemiştir. Soruşturma yapılmaksızın keyfi görevden almalar hukuktan dönmeye başlamış, yapılan eleştirilerin fırsat olarak görüldüğü dönemler tatlı tebessümlerle hatırlanır olmuştur.
Biliyoruz ki her dönemin kendine özgü zorlukları ve her zorluğun içinde de çözümleri vardır. Çekilen sıkıntılar, verilen mücadele boşa gitmeyecek, katlanılan zorluklar bir gün meyvesini verecektir.
Umarım mücadelemiz, samimiyetimiz ve iyi niyetimiz anlaşıldığında, iş işten geçmiş olmaz ve duyması gerekenler bizi zamanında duyar. Özetle eğitim karışık kafalar, uyumsuz kadrolar, eskimiş içerik ve öykünmelerle yapılacak iş olmaktan çoktan çıkmıştır.
- Geri
- Ana Sayfa
- Normal Görünüm
- © 2012 Duyuru Gazetesi