22 Kasım 2024
  • İstanbul7°C
  • Ankara14°C

RİSKLİ ALAN KARARLARI VE KENTSEL DÖNÜŞÜMÜN ÖNÜNDEKİ ENGELLER

İbrahim Ciminli

19 Şubat 2023 Pazar 20:37

Kanunlar yenilenmeden, şehirlerin ya da binaların yenilenmesi, riskli alan kararlarının uygulanması, kentsel dönüşümün yapılması çok uzun bir zaman almakta, bazan da mümkün olmamaktadır. 
Öncelikle; Anayasa’da mülkiyet konusu, özellikle; deprem riski olan bölgeler için yeniden ele alınmalı, kamu otoritesine  yetki verilmelidir.
Bu konuda bütün partiler ittifak halinde  yeni düzenlemeleri yapmalıdırlar. Zemini uygun olmayan alanların ve bina stokları eski olan bölgelerin boşaltılması, yenilenmesi veya yeni yerlere taşınması konusunda anayasal yetki şart. Yoksa bu iş mümkün değil.

İkinci olarak; Anayasa’daki bu değişikliğe bağlı olarak kanuni düzenlemeler yapılmalıdır. Tabii ki vatandaşların hakları korunmaya çalışılmalı, mağdur olmalarının önüne geçilmeli. Riskli alanların yapılaşmaya kapatılması ve riskli binaların boşaltılıp sağlam zeminlere taşınması için kamu otoritesine tam yetki verilmelidir. Şu andaki mer’i kanunlara göre bir binanın malikleri bina dayanıklılık testine bile izin vermezse ya da müracaat etmezse o binadan numune dahi alınamıyor. Resmî bir kurum bu konuda re’sen bir çalışma yapsa, tazminat davası ve yürütmenin durdurulması davası dahil her türlü engelle karşılaşabiliyor.

Üçüncü olarak; plan, uygulama, kentsel dönüşüm, riskli alan, bina yenilenmeleri konularına bakan özel, yetkili ve bu alanda bilgili mahkemeler kurulmalı ve bu mahkemelerin karar verme süreleri belirli olmalıdır. 

Dördüncü olarak; vatandaşların kentsel dönüşüm ve riskli alan kararlarına  engel olmamaları gerekir. Bu konuda toplumsal bir bilinç gerekiyor. 

Kentsel dönüşüme değişik gerekçelerle direnç gösterilmektedir. Gönüllü kentsel dönüşüme kimse yanaşmıyor. Yerel yönetim veya ilgili bakanlık bir kentsel dönüşüm kararı alırsa plan, uygulama ve karara karşı hemen bir dernek kurup, ya da bazı siyasi partileri yanlarına alarak mahkemelere baş vuruluyor. Siyasi istismar konusu yapılıyor. Kanunlarımızda, bu konuda birçok eksiklikler ya da açık kapılar var. Oralardan dayanak alınıp; Kentsel dönüşüm, riskli alan kararları ya da bina dönüşümleri iptal oluyor. Buna benzer bütün illerimizde benzer kararlar çokça vardır. Bu Anayasal altlıkla ve bu kanuni düzenlemelerle 500 yıl da geçse şehirler taşınamaz ya da  tam bir kentsel dönüşüm yapılamaz. Riskli alan kararlarının birçoğu mahkemelerce iptal ediliyor. Sebebi bu konudaki kanunların yenilenmemiş olması. Mevcut kanunlara göre de ancak böyle kararlar çıkıyor.

Artık bir seferberlik ruhuyla, yeni yapılaşmanın ve kentsel dönüşümün kanuni altyapısı oluşturulmalı, kuralları yeniden belirlenmelidir. Ayrıca, riskli alanlar ve riskli binalarla ilgili yenileme desteği de artırılmalıdır.

Türkiye’nin tamamı aslında risklidir. Deprem riski az olan bölgelerde de bina stoklarımız eskidir. Köylerdeki tek katlı binalar, hatta şehirlerdeki tek katlı gecekondular bile büyük risk altındadır çünkü bu binalar derme-çatma, yığma, eski kerpiç binalardır.

Tüm ilgili kurumlar, Hukukçularımız ve TBMM topyekün kanuni altyapıları yenilemek için yoğun bir çalışma yapmalıdır. 1999 depreminden bugüne birçok yeni düzenlemeler yapıldı ancak yetersiz kaldı. Mülkiyet konusunda, riskli alan ilanında ve kentsel dönüşüm kararlarının uygulanmasında  yeni anayasal ve kanuni düzenlemeler yapılmazsa; bütün çalışmalar, bataklık kurutulmadan sivrisineklerle mücadele etmekten öteye geçemez.

Yorumlar
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.