22 Kasım 2024
  • İstanbul7°C
  • Ankara12°C

“OKUDUĞUNUZ BU KİTAPTA BÜTÜN ÖLÜ ŞAİR VE YAZARLARIN COŞKUSUNU HİSSEDECEKSİNİZ…

Benim gibi yeni yazmaya başlayan birinin kitabını alıp okumak zahmetinin üstesinden gelmiş okuyucuların, ilk bakışta yorucu görünen sayfalar arasında güçlük çekmeyeceğine güveniyorum…

“Okuduğunuz bu kitapta bütün ölü şair ve yazarların coşkusunu hissedeceksiniz…

01 Mayıs 2019 Çarşamba 11:08

Ülkemizde okur sayısı oldukça düşük. Büyük kalabalıklarla bağ kurduğu sanılan romanların bile aydınların dışında bir okuyucu kütlesi bulunduğunu sanmıyorum. Bizimki de muhtemelen tutunamayanların rafında yerini alacak. Ama olsun bu kitap yazılmalı. Her şey üzerine fikirlerim söylenmeli…
Bu aslında elinizde olmayan bir şey. Birikenlerin, dolabın arkasında, çekmecede, zihinde bekleyenlerin isyanı…
Kimileri sevgiliyle beraber gidilen bir yemeğin fişini, lokantanın mendilini, bir konser biletini, hediye kurdelesini, kenarı senelerce cepte taşınmaktan yıpranmış bir mektubu, saç telini, hatta bazen bir mendili saklar. Kutular, dolaplar dolusu biriktirilmiş anısı vardır bazılarının. İşte benimkilerin de doğum sancısı bu kitap.”
Bir kitap alırken neye dikkat edersiniz? Önsözüne ve arka kapağına değil mi?
Yukarıdaki cümleler köşe yazarımız Cemal Kapan’ ın yeni çıkardığı “DAHA NELER” adlı kitabının önsözünden. 246 sayfa ve içerisinde 46 farklı hikâye / makale / köşe yazısından oluşan kitapta: tarih, bilim, edep, siyaset, hayaller, anılar, üzüntüler, umutlar bulunuyor.
Arka kapağında ise “Bir kitap, çağlar ve kıtalar dolaşıp, sayfalar arasında adeta sörf yaparak bir dolu maceranın ilginç hikâyelerini anlatıyorsa o kitapta ışık var demektir. Elinizdeki bu kitap bir yandan; ‘Zihninin derinliklerinde, bir seri katil yatıyor olabilir mi?’ diye sorarken, Kâtibim türküsünü donsuz(İskoç) askerlerin bestelediğini, Muhammed Ali’nin Roma olimpiyatlarında aldığı madalyayı Ohio nehrine neden attığını, Cem Karaca’nın dağ başında rastladığı sakallı dedeye ne sorduğunu, Saf ırktan oluşan kutsal “Beitar” takımını, Ölmeden önce yapılacaklar listesini, “Dahi doğulmaz, dahi olunur” tezini kendi çocukları üzerinde ispatlayan psikolog Polgar ve kızlarının hayat kesitini, Aborjinleri, Japon mucizesini, Gırgır Ali’yi, Sıbyan mekteplerini, Pahom’un hırsını, mahallemizdeki delileri ve daha bir sürü ilginç, hüzünlü, gizemli, çarpıcı hikâyeyi anlatıyor...”
Yazarımızın 4 Mayıs 2019 Cumartesi, saat 14.00’ de, Elif Kitabevinde imza günü bulunmaktadır. Tüm halkımız davetlidir.

Yorumlar
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.