ÖĞRETMENLER GÜNÜ HEDİYESİ BELEDİYE'YE İADE EDİLDİ.
24 Kasım Öğretmenler Günü?nde Kartal?da Belediye tarafından bütün öğretmenlere dağıtılan ve İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü İnceleme Komisyonunca siyasi içerikli ve ideolojik bulunan, izinsiz dağıtıldığı belirtilen İslam Dininin aşağılandığı "Mustafa Necat
24 Kasım Öğretmenler Günü dolaysıyla CHP’li Belediye Başkanı Altınok Öz tarafından ilçedeki bütün öğretmenler izinsiz dağıtılan İslam’ın aşağılandığı, siyasi içerikli kitap hakkında sendikaya telefonlar gelmesi üzerine sendika kitabı incelemeye almış ve 25 Kasım tarihli protesto metnini belediyeye faks geçmişti. Konu basına yansımış ve Kartal Kaymakamlığı kitap hakkında soruşturma açılmasını istemişti. Kitap hakkında Milli Eğitim Müdürlüğü İnceleme Komisyonunca toplatılma kararı çıktığı halde, Kartal Belediye’sini suskunluğunu bozmaması üzerine Eğitim Bir Sen İstanbul 4 No’lu Şube, Kartal Belediyesi önünde protesto gösterisi yaptı ve “Belediye Başkanı buraya” diye slogan attı. Belediye Başkanı Altınok Öz’ün aşağı inmeyip temsilen iki kişiyi yukarıya davet etmesi üzerine tepki gösteren sendikacılar dağıtılan kitapları Belediye önüne bırakarak alkışlarla protesto etti.
Belediye önünde toplanan 100 kişilik gurup adına bir konuşma yapan Eğitim Bir Sen Şube Başkanı Ali Yalçın; “Belediye bütün Kartallıların belediyesidir ve marjinal düşüncelerin finansörü izlenimi veren uygulamalardan vaz geçmelidir. Kitaplara, fikirlere karşı olmamız düşünülemez fakat İnançlarımızın aşağılanmasına Kartal Belediyesi aracı olmaz ve olmamalıdır. Hakaretin hediyesi olmaz. 24 Kasım Öğretmenler günü bahane edilerek yüzde 99’u Müslüman olan bir ülkede inançlarını aşağılamak, eğitimcilere hediye adı altında hakaret etmek kimsenin harcı değildir” dedi.
Mustafa Necati ve Cumhuriyet Eğitim Devrimi adlı bir derneğe ait kitap, marjinal bir görüşün propagandasını yapan toplumun geneline hitap etmeyen kitaptır. Sayın CHP’li Belediye Başkanı, sanırız CHP İlçe Örgütüne göndermesi gereken propaganda kitabını, 24 Kasım Öğretmenler Gününde resmi makamlardan izin dahi almaksızın yanlışlıkla bütün öğretmenlere dağıttırmıştır (!) Belediye Başkanı okulları siyasi propaganda merkezi mi yapmak istiyor? Diye soran Şube Başkanı Ali Yalçın; “Kartal Belediye Başkanı ne yazık ki 24 Kasım Öğretmenler Gününe gölge düşürmüştür. Bütün öğretmenlere özür borçludur” dedi. Şube Başkanının konuşmasını sloganlarla kesen gurup Belediye Başkanına seslenerek “Özür Dile Başkan Özür Dile” diye slogan attı.
Kitapta İslam’ın aşağılandığı ve evrim propagandası yapıldığını söyleyen Şube Başkanı Yalçın; “bazıları havan soyundan geldiğine inanabilir ve atalarının maymun olduğunu düşünebilir fakat biz Türkiye’de ki bütün halk gibi insan soyundan geldiğimizi ve İslam inancını benimsediğimizi ifade ediyoruz. Dedi. Kamu kaynaklarını kullanarak kimsenin evrim safsatasının, marjinal fikirlerinin propagandasını yapamayacağını söyleyen Yalçın, ilk günden protesto faksı geçtiğimiz ve basına yansıdığı halde belediye duymadım, görmedim, bilmiyorum moduna giremez dedi. Kitap hakkında inceleme komisyonunca toplatılma kararı çıktığı ve okullardan resmi yazılarla toplatıldığı halde Sayın Belediye Yetkililerinin susma hakkını kullanamayacağını söyleyen Şube Başkanı Ali Yalçın, yaşanan skandalın oldu bittiye getirilemeyeceğini söyledi.
Konuşmasında Belediye’den beklentilerini de söyleyen Şube Başkanı Yalçın; “Biz Sayın Başkandan son kullanma tarihi geçmiş, raf ömrü dolmuş evrim propagandası yapan hurafeleri, marjinal fikirleri izinsiz bildiri dağıtır gibi öğretmenlerin eline tutuşturmak değil, Kartal’da eğitim seviyesinin yükselmesi için projeler bekliyoruz. Yeni okul alanları, ikili eğitim yapan okulların normal eğitime geçmesi için yeni derslikler, okullarımıza yardımcı hizmetli personel desteği, temizlik malzemesi, boya badana, başarılı öğrencilerin ödüllendirilmesi, imkânı olmayan öğrencilere öğle arası kumanya desteği gibi çalışmalar bekliyoruz” dedi.
“Hakaretten hediye olmaz” diye slogan atan gurup olaysız bir şekilde dağıldı.
Haber: Şube Basın Sekreterliği/24.11.2009
CHP’li Belediyenin 24 Kasım’da Bütün Öğretmenlere Dağıttığı Kitaptan bazı inciler …(!)
Din Düşmanlığı ve Evrim Propagandası içeren satırlar:
“Dinci eğitim politikaları sonucu, 2000’li yılların gençliği de öğretmenleri de 1960’ların ve 1970’lerin gençliğinden çok farklı bir duruma gelmiştir. Gençlerde ve toplumda çağdaş ve bilimsel anlayışlar yok olma yolundadır. Gençlerde ve toplumda çağdaş ve bilimsel anlayışlar yok olma yolundadır. Fen alanında tıp alanında okuyan üniversite gençliği bile cinlere, perilere, kadere ve Âdem’den geldiğimize inanmaktadır.” (Sayfa:291)
1946 sonrasında başlayan dönüşümlerle eğitim sistemi dinci bir nitelik kazanmıştır. CHP nin 1948 de Kur’an Kursları nı ve 1949 da Ankara İlahiyat Fakültesi ni açması, Din dersinin öğrenci velisinin isteğine bağlı seçmeli bir dersle olarak ilkokul izlencelerine girmesi Laik ve bilimsel eğitimden sapmanın ilk adımlarıdır. Bu adımları DP zamanında İmam Hatip ve Kur’an Kursu Öğretmeni yetiştirmek amacıyla İmam Hatip Ortaokulu ve İmam Hatip Okullarına öğretmen yetiştirmek üzere de İstanbul Yüksek İslam Enstitüsünün açılması ve seçmeli din dersinin ortaokullara girmesi izlenmiştir. (Sayfa:285)
‘‘Özal’ın ilk eğitim bakanı Vehbi Dinçerler zamanında, Türk-İslam sentezi ağırlık kazanmaya, Darwin’in evrim kuramından uzaklaşılmaya ve yaratılış inancının öne çıkarılmasına başlanmıştır. Felsefe ve sosyoloji dersleri azaltılmıştır. Gerici dinci yayınlar, Talim ve Terbiye Kurulu kararıyla okullara yardımcı ders kitabı olarak önerilmiştir. Doğramacı ve ANAP, türban konusunu yaşamımıza sokmuştur…1990 ların ortalarında bile “din eğitiminin, İslamı istemenin bilime aykırı bir yönü yoktur ; Çünkü bilim kanunlarını Cenab-ı Hak Teala koymuştur” benzeri düşünce sahipleri dekan ve rektör olarak atanmıştır.’’ (Sayfa:286)
Hafta içi her gün okula giden bu lise öğrencisine, hafta sonu ya da geceleri dershaneye gitmesi için izin verilmemektedir. Çünkü hafta sonu ve akşamları dini eğitim verilmektedir. Böylece beyni hurafelerle doldurulan gençler, liseyi bitirdiği zaman tam bir yobaz olarak yurttan ayrılmakta, köylerde dini vaazlar vermeye başlamaktadır.(Sayfa:50)
Hz Muhammet ve Kutlu Doğum Haftası Rahatsızlığı
“Hz. Muhammed’in vasiyeti olduğu belirtilen yazılar, yatılı okullarda sınıf duvarlarına asılmaktadır. 23 Nisan Egemenlik ve Çocuk Bayramı günlerinde “Kutlu Doğum Haftası” uygulamasına ve okul gösterilerinde türbanlı öğrencilerin kullanılmasına başlanmıştır.” (Sayfa:286)
Cumhurbaşkanı ve Başbakan’dan rahatsızlık içeren siyasi satırlar:
“Bu günün Cumhurbaşkanı İslam’ın yalnız ahireti değil, dünya düzenini de içerdiğinden söz ediyor. 82 yıl önce Mustafa Necati, laik eğitimden söz ediyor, buna karşılık bu günün Başbakanı “laiklik tabi elden gidecek… hem laik hem Müslüman olunmaz” diyor. İşte bugün Cumhurbaşkanı da Başbakan da bu fırsatı yakalamış oluyor. İşte o gün çizdikleri amaca hızla yol almaktalar.” (Sayfa:51)
Günümüzdeki Bakanların ya da Bakanlığın ise kendi elemanları olan ve olacak öğretmenlere ve öğretmen yetiştiren kurumlara yönelik tutumlarında destek değil “köstek” olduğu görülüyor ne yazık.” (Sayfa:180)
Başörtüsü Düşmanlığı yapılan bazı satırlar:
“Türban günün marka deyimiyle laik eğitimin ezberini bozduğu gibi siyasal İslamcı eğitimin siyasal simgesi ve bayrağı oldu.” (Sayfa:301)
… Bugün ‘ türbana’, öğrenim özgürlüğü ya da inanç özgürlüğü diyenlerin 89 yıl önceki Naim Bey’den ne farkı var? (Sayfa:46)
Siyasi satırlar:
“Bakan Hüseyin Çelik 10 yoksul öğrenciyi seçerek özel okullarda okutmaya kalkışmıştır. Bakanın bu yöndeki çabalarının yanında imam hatiplere üniversite yolunu açma, bakanlığın seçeceği kişileri öğretim üyesi olarak yetiştirmek üzere yurtdışına gönderme gibi pek çok girişimi Danıştay ve Anayasa Mahkemesi tarafından engellenmiştir.” (Sayfa:286)
Abdullah Gül’ün Cumhurbaşkanlığı döneminde rektör atamalarında, AKP yandaşlığı, ‘türbana özgürlük’ demek ölçüt olmaya başlamıştır. Bu medreseleştirilmiş üniversitelerde mi laik öğretmen yetiştirilecek? (Sayfa:50)
“Öğretmenlik mesleğine duyulan saygınlığın sistemli bir biçimde darbe yemesi AKP dönemindedir. 2002 ve 2007 Genel Seçimlerinde tek başına iktidara gelen AKP, yasaları, yönetmelikleri, kadroları değiştirerek öğretmenlik mesleğine duyulan saygınlığı iyice azalttı. Bir yandan eğitimi dinselleştirip, özelleştirirken bir yandan da yanlış politikalarla öğretmenlik mesleğini yaraladı” (Sayfa:186)
… Laiklik karşıtı eylemleri nedeniyle açılan kapatılma davasında Anayasa Mahkemesi’nin “AKP’nin Laiklik dışı eylemlerin odağı” olduğuna karar vermesi boşuna değildir. (Sayfa:287)
12 Eylül 1980 darbesinden sonra birçok öğretmen meslekten çıkarıldı, işkence altında canından olanlar bile oldu. Öğretmenlik mesleğinin saygınlığı azaltıldı. Türk İslam sentezi altında kadrolaşma yapıldı” (Sayfa:186)
- Geri
- Ana Sayfa
- Normal Görünüm
- © 2012 Duyuru Gazetesi
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.