22 Kasım 2024
  • İstanbul6°C
  • Ankara10°C

ÖĞRETMEN

Okulların üzerine düşen eğitim görevini layıkıyla yerine getirebilmesi için öğretmenlerin kendilerine verilen görevleri severek ve isteyerek yapmaları birinci şarttır.

 Öğretmensiz eğitim ve öğretim imkansızdır. Bu nedenle okullarımızdaki değişime ilk ayak uyduracak olanlar öğretmenler olmalıdırlar.

            Meselemiz üzüm yemektir.

            Meselemiz bir nesli geleceğe taşımaktır.

            Meselemiz bugünü iyi kullanmak ve geleceği inşa etmektir.

            Öyleyse yapılması gereken iş, belirlenmiş ihtiyaçları giderirken eğitim öğretim alanlardaki gerçeklerin getirileri ve götürüleriyle meseleye hakim olmaktır.

            Hızla akıp giden bir hayatın karşısında durmak imkansızdır. Bu akıntının karşısında ortaya konacak metot ve teknikler eğitim öğretime ne kadar fayda vereceğini, araç ve gereçlerin ihtiyaca göre kullanılmasında asıl belirleyenin öğretmen olduğunu burada tekrar etmeliyim.

            Klasik yöntemlerle ortaya konmuş ölçme teknikleri çocuğu merkezî sınavlara hazırlayamamaktadır. Okullardaki ölçmeler sağlıklı yapılmadığı gibi değerlendirmeler ışığında de başarıyı artırıcı önlemlerin üzerinde yeteri düzeyde durulmamaktadır. Öğrencilerin zihinsel ve duygusal dünyalarına hitap eden bir öğretmenin çözemeyeceği bir problem yoktur. İstenirse Ferhat misali dağlar delinir, suya ulaşılır.

            Teknik ve yöntemlerin geliştirilmesiyle sınıf içinde kazanımların kazandırılması birinci temel kuraldır. Kazanımların sağlanıp sağlanmadığını da yine sınıf ortamında yapılacak ölçme değerlendirme ile görülmesi sağlanmalıdır. Okul yöneticisinin bizzat takip edeceği bu çalışmaların temel omurgasını zümre çalışmaları belirler. Zümre toplantılarının verimli olması için öğretmenlerin zümre toplantılarının faydasına inanması gerekir. Yapılan bütün görüşmelerde öğretmenlerin zümre toplantılarının faydası olmadığına inandığı göstermektedir. Bu öğretmenlik mesleği için çok önemli bir hastalıktır ve hemen tedavi edilmesi gerekir.

            Başarılı eğitim kurumlarına bakıldığında en önemli faktörün planlama, uygulama, ölçme ve değerlendirme ile sonucun analizidir. Sonuçları üzerinde durulmayan hiçbir eğitim faaliyeti başarılı olamaz. Olsa da tesadüflere bırakılmıştır. Günümüzde ise tesadüflere yer yoktur.

            Öğretmen, dersindeki kazandırılacak davranışlara girmeden öğrencinin kalbine ve beynine girmelidir. Böylece atacağı her adımda öğrencisini kendi çocuğu gibi görecek onun faydasına bütün fedakarlıkları yapacaktır.

 

            Merkezî sınavlara öğrencilerin hazırlanmasında ders saatinin iyi değerlendirilmesi gerekirken, ideal bir insanda olması gereken millî ve manevî değerlerin çocuklarda davranışa dönüşmesinde en önemli rolü anne ve babayla birlikte öğretmen üstlenmelidir.

Yorumlar
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.