ÖDEVSİZ TEST TATİLİ!
Talat Yavuz
26 Ocak 2022 Çarşamba 14:58
Yarıyıl tatili başladı. Ülkemizin dört bir yanından yansıyan eşsiz kış manzaraları eşliğinde öğrencilerimizi tatile uğurladık. Her tatil öncesi olduğu gibi öğretmenlerimiz, bu tatilde de öğrencilerine ödev vermemeleri konusunda yetkililerce teşvik edildi, uyarıldı.
Ancak karne günü, ilkokul birinci sınıflar hariç, ortaokul, lise dâhil bütün sınıflara, bakanlığımızın hazırladığı test kitaplarının, okullarda öğretmenlere dağıttırıldığını öğrendik. Bu yaman çelişkinin hikâyesini ve popülizmin bizi nerelere getirdiğini irdelemek ise bu güzel tatil gününde yine bize düştü.
Bizim eğitim sistemimizin en büyük açmazının eleme ve sıralamaya dayalı test sınavları olduğunu bilmeyen yoktur. Her kademede sınav yapıyorsanız, sınava hazırlayan yayınların, özel derslerin, kursların, okul görünümlü dershanelerin, yüksek not ortalaması satan okul zincirlerinin varlığından, bunların okulları nasıl değersizleştirdiğinden ve aile bütçesine ne kadar yük olduğundan da haberdar olmalısınız.
Eğitimi bu grupların acımasız rekabetinden kurtarmak, öğrencilerimizi yetenekleri doğrultusunda, yarış atına çevirmeden mutlu ve sağlıklı yetiştirebilmek adına, yakın geçmişte neler yapıldığını, neler söylendiğini ve nelerin vaat edildiğine bakarak şu soruları sormamız gerekmiyor mu?
Okuyan, anlayan, yorumlayan, sorgulayan, itiraz eden, hakkını arayan birey hedefinden, daha ikinci sınıfta kolunun altına kütük gibi test kitabı tutuşturulan öğrenciye nasıl ulaştık?
Çocuklarımızı sanatla, sporla, medeniyet değerlerimizle buluşturma hedefinden, test kitabına esarete nasıl mecbur kaldık? Açık uçlu sorularımıza, eleyen değil geliştiren ölçme araçlarımıza ne oldu, neden unutuldu?
Kaynak kitap kullanan, test kitabı aldıran öğretmene, deneme sınavı yaptıran müdüre ceza yağdıran, görevden alan bakanlıktan; deneme sınavı yapan, bakanlık bütçesinden test kitabı bastıran ve dağıtan bakanlığa nasıl dönüştük?
İleri teknoloji üretecek, ülkemizi kalkındıracak dindar nesil hamlesinden, ara elaman ve çırak yetiştirme hedefine bizi kim düşürdü?
Akıllı tahtalardan, teknoloji takımlarından, dört sandalye sekiz raf kütüphaneye, maske üretimine ne zaman düştük? Soruları çoğaltabiliriz.
Öğretmenlerimiz, bakanlığın dağıttığı test ve çalışma kitaplarının çok kaliteli olduğunu söylüyor, beğenmişler. Kaliteli test kitabını ücretsiz alan veli de memnunmuş. Okul kursu da verimliyse, günlük çözülen soru sayısı ve çıkarılabilen net sayısının aylara göre grafiği de yukarı doğruysa, eğitim sistemimiz mutlak memnuniyet üretmektedir!
Popülizm, son dört yılın en büyük hastalığı olmuştur. Zor olanı, emek isteyeni, istatistiklere geç yansıyan kalıcı uygulamaları değil, anında sonuç alınabilecek günlük uygulamaları tercih eder olduk. Değiştirilmesi gereken mevcut sistemi güçlendiren her adım yanlıştır. Bu sistemin dönüştürülmesi reform değil, sıradan bir iştir.
Okulun işlevi öğrenciyi sınava değil hayata hazırlamaktır. Her çocuk bir yetenek üzerine yaratılmıştır, alt sınıflarda amaç bu yetenekleri keşfedip öğrenciyi yönlendirmek olmalıdır. İlkokulun ilk üç sınıfında sınav yapmak mevzuatımızda da yasaktır, pedagojik açıdan da yanlıştır.
Bütün sistemi, sekizinci ve on ikinci sınıfta girilen sınavlarda, yüzde onluk dilime girebilecek öğrenciye göre kurgularsanız, doğal olarak diğer büyük gruba sadece çırak olabilme imkânını sunarsınız. Bunu da eğitimin kurtuluş reçetesi olarak sunar, görkemli açılışlarla taçlandırırsınız!
Popülizmin tavan yaptığı, eğitimi bilenlerin kenara itildiği, insanların değil grafiklerin değerli olduğu böylesi bir dönemde, ilkokul öğrencilerimizi olsun test kitaplarından, sınavlardan uzak tutmalısınız. Bari ilkokullara test kitabı dağıtmayın, sattırmayın, dolaylı da olsa teşvik etmeyin yeter.
- Geri
- Ana Sayfa
- Normal Görünüm
- © 2012 Duyuru Gazetesi