22 Kasım 2024
  • İstanbul7°C
  • Ankara14°C

NASIL BİR NESİL İSTİYORUZ?

Cemal Kapan

12 Temmuz 2017 Çarşamba 12:16

İki haber:

Pendik Esenyalı Merkez Camisi’nde, bayramın birinci günü öğle namazı sırasında, secdedeyken bıçaklanan 38 yaşındaki iki çocuk babası Hüseyin Aydın tedavi gördüğü hastanede şehit oldu.

Sakarya’da 9 aylık hamile Emani Al-Rahmun (20) ve 10 aylık bebeği Halaf Al-Rahmun, Birol K. ve Cemal B. isimli caniler tarafından kaçırıldıktan sonra tecavüz edilip, ardından başına taşla vurularak öldürüldü. 

            Bize ne oldu Allah aşkına, her gün vahşet haberleri ile karşılaşıyoruz? Secde de bıçaklanıyoruz. Komşumuz, bize sığınmış mazlumumuz tecavüz edilip, 10 aylık bebeğiyle birlikte öldürülüyor.

Peki ya öldürenler?

Milli eğitim, Diyanet, onlarca vakıf, dernek… Neyi ihmal ettik de böyle bir nesil yetiştirdik.

Katillerin aileleri, komşuları, öğretmenleri neler düşünüyor, hangi duygular içerisinde acaba? Devlet olarak, toplum olarak neleri ihmal ettik hiç bunu sorguladık mı?

Nicedir eğitimi bırakıp, öğretim bakanlığı hâline gelen millî eğitimimizin sorumluluğu ne kadardır bu olan bitende?

Bu haberleri izleyip, normal hayatıma devam edemiyorum. Bir eğitimci olarak aklımı kurcalayan bu sorulara cevap bulamadıkça rahat uyku yüzü yok.

Önce aileyi düzeltmeliyiz, sonra akran çevresi, eğitim ve medyayı. Hedeflenen davranış kalıplarının topluma kazandırılabilmesi için; gazete, televizyon ve internet sayfası, kamu spotu gibi araçlar yoğun bir biçimde kullanmalıyız. Sigara ile ilgili yasanın başarılı sonuçları, bu noktada en çarpıcı başvuru noktasıdır.

Modern sistem başkalarıyla yaşama kültürü geliştirmemize izin vermiyor maalesef. Eskiden çekirdek aileler yoktu. Geniş ailelerde anne baba çalışsa dahi dede nineler çocuklara bakar, sürekli nasihat ederlerdi. Daha küçükken hikâyelerle, masallarla, geçmişte yaşanmış anılarla iyiyi kötüyü ayırt etmeyi öğrenir, nasihatleri dinlerdik. Şimdi bakıcı ellerinde büyüyor çocuklarımız. Eskiden mahalle kültürü vardı. Arkadaşımızın annesi hepimizin teyzesiydi. Top oynar sonra en yakındaki eve gider orada su içer, karnımızı doyururduk. Her yer güvenli bölgeydi. Şimdi apartman dairelerinde, dışarıya çıkmayan/çıkamayan, arkadaşlarıyla oynamayan, her şeyi bilgisayardan/internetten öğrenen bir neslimiz var.

Milli Öğretim Bakanlığı, Diyanet, Vakıflar, Dernekler, STK’ lar maalesef bu durumu es geçiyor. Yetişen neslin dünyadaki konumunu anlamlandırmama sorunumuz var. Zira “değerler inşası” olmadan elde edilen refah büyük ölçüde çürüme getirmekte ve ciddi riskler içermektedir. İnsanlar sokakta doğru insan göremezlerse doğru olamazlar. Eğitim- öğretim, sivil toplum kuruluşları, bürokrasi, medya vb. düzeyinde topyekûn bir seferberlikle değerlerimizi ihya etme ve gelecek nesillere aktarma çabası içinde olmamız gerekmektedir.

Nasıl bir nesil istiyoruz? Bu nesli yetiştirirken manifestomuz, yol haritamız nedir? Bu nesle hangi hedefleri verdik? Bu çocuklar hangi kitapları okumalılar? TV, bilgisayar oyunları, şiddet ve ahlaksızlık içeren filmlere karşı nasıl tedbir almalı, yerine ne koymalıyız?

İdeal nesil kendisi ile birlikte tüm insanlığın menfaatlerini gözeten, işini doğru yapan, ahlaki ilkelerle uyumlu olmalıdır. Geçmişiyle hesaplaşan, sağlam bir gelecek vizyonu olan, ilim kadar hikmete de değer veren, her faaliyetini sağlam inanç temeli üzerine bina eden, azimli, sebatkâr bir nesil yetiştirmeliyiz.

Ekonomik refah yükseltilirken ahlaki değerlerin de yükselmesi elzemdir.

            Çıkarını düşünen insan yerine nefsini dizginleyebilen insan önerilmelidir. Toplumu bozan kibir, gösteriş, ikiyüzlülük gibi kötü huyların temizlenmesi gerekir. Değerlerimiz arasında cömertlik, civanmertlik, diğerkâmlık, sabır¸ sevgi, kardeşlik paylaşım ve üretim gibi çok değerli hazineler bulunmaktadır. “Hak ile sabır dileyen, çalışıp bizi geçen, bizdendir” anlayışı ihya edilmelidir. Medeniyetimizin iki önemli değerinden biri cömertlik, diğeri diğerkâmlık, başkasının derdini kendi derdi gibi görmek ve halli için gayret göstermektir.

Toplum nezdinde ön planda bulunan ve örnek alınan kişilerin gelecek nesiller üzerindeki sorumlulukları ağırdır. Televizyon dizilerinde ve sinemalarda sunulan imajlara, örneğin nasıl zengin ya da şöhret olunacağına dair verilen fikirlere dikkat edilmelidir. Sosyal medya sosyalliği ve medeni hasletlerimizi yozlaştırmaktadır. Teknolojik aletler çocukların sabırsız, savurgan ve hoyrat hale gelmelerine neden olmaktadır.

Farklı düşünebilmeli, farklı düşünmeyi teşvik etmeli, farklılıklara tahammül edebilmeliyiz. Farklı düşünemediğimiz zaman düşünce zenginliğimiz kaybolur; yalnız ve güçsüz kalırız.

Şunu unutmayalım ki; İslam dünyası tabii kaynaklar bakımından oldukça zengin olmasına rağmen pek çok alanda Batı karşısında geri durumdadır. Mevcut durumu âmâsız, fakatsız sorguladığımızda bütün arzuladığımız cevaplara ulaşırız diye düşünüyorum.

 

Yorumlar
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.