30 Ekim 2024
  • İstanbul15°C
  • Ankara6°C

MUHARREM AYINI İBADETLERLE DEĞERLENDİRELİM

İslâm tarihinde bir dönüm noktası olarak Sevgili Peygamberimiz (sav)?in hicreti esas alınarak hicri yılbaşı kabul edilen ve Peygamberimiz (sav)?in ?Allah?ın ayı? olarak nitelediği Muharrem ayını idrak etmiş bulunuyoruz.

MUHARREM AYINI İBADETLERLE DEĞERLENDİRELİM

MUHARREM AYI
 

     Bu ay ve bu ayın onuncu günü olan Aşura, önceki peygamberler ve ümmetleri açısından olduğu kadar Müslümanlar açısından da ayrı bir önem taşımaktadır. Hz. Adem’in tevbesinin kabulü, Hz. Nuh’un gemisinin tufandan, Hz. İbrahim’in ateşten ve Hz. Musa’nın Firavun’un zulmünden kurtulması gibi inananlar nazarında ve insanlık için önemli olan pek çok hadisenin bu ayla ve günle  irtibatlandırılması atfedilen önemin bir göstergesidir.

Muharrem ayını önemli kılan özellikleri kısaca şöyle sıralamak mümkündür:

1.Hicri yılbaşı

     Muharrem ayı, 12 ay ve 355 gün olan kameri yılın ilk ayıdır. Adından da anlaşılacağı üzere, kameri yılda -güneşin değil- ayın hareketleri esas alınmaktadır. Hicrî tarih, Hz. Muhammed (s.a.s.)' in Mekke'den Medine'ye göç edişi ile başlar. Hicretin takvim başlangıcı olarak kabul edilmesi, Hz. Ömer devrinde olmuştur. Onun  devrine gelinceye kadar Araplar, düzenli bir tarih belirleme sistemine sahip değillerdi. Fil vakası gibi önemli olayları kıstas olarak benimsemişlerdi. Hz. Ömer devrinde, Hz. Peygamber’in Mekke’den Medine’ye hicret ettiği yıl (Miladi 622), İslâmî takvimin başlangıç yılı (Hicri 1) olarak, Muharrem ayı da bu takvimin ilk ayı olarak kabul edildi.

2. Aşûre günü (On Muharrem)


Peygamber Efendimiz Muharrem orucuyla ilgili olarak şöyle buyuruyor:

     “Ramazan ayından sonra tutulan oruçların en hayırlısı, Allah’a izafetle (Allah’ın ayı denilerek) şereflendirilen Muharrem ayında  tutulan oruçtur. Farz namazlardan sonra en faziletli namaz ise, geceleyin kılınan namazdır.” (Müslim, Sıyâm, 202; I, 821) 

     Muharrem ve Aşure, aynı zamanda Peygamberimiz (sav)’in torunu Hz. Hüseyin’in bu ayda ve Aşure gününde şehid edilmesi nedeniyle bu müessif olayla da hatırlanır olmuştur. Sevgili Peygamberimiz’in, Hz. Hasan ile birlikte  “dünyada çiçeklerim”, “cennet gençlerinin  efendileri” diye nitelediği ve “Allah’ım, ben bunları seviyorum, sen de sev” diye dua ettiği Hz. Hüseyin’in ve çoğu Ehl-i Beyt mensubu, masum 70’den fazla insanın 10 Muharrem 61’de siyasi ihtiraslar uğruna Kerbela’da şehit edilmesi, Hz. Peygamber’i ve O’nun Ehl-i Beyti’ni seven başta milletimiz olmak üzere bütün mü’minleri, o günden bugüne derinden yaralamış, kalpleri incitmiş, dünyanın neresinde bulunursa bulunsun, bölgesi, kültürü, mezhep ve meşrebi ne olursa olsun bütün Müslümanları elim acılara sevk etmiş ve bu olay Müslümanların ortak hafızasında acı bir iz bırakmıştır.

     Bu itibarla, başta Seyyid-i Şühedâ Hz. Hüseyin ve Kerbelâ  şehitleri olmak üzere bütün şehitlerimizi rahmetle anıyor, günümüzde bütün Müslümanlara düşen en önemli görevlerden birinin bu tür müessif olaylardan ders almak, Müslümanların birlik ve beraberliğini zedeleyecek her türlü olumsuz tutum ve davranışlardan kaçınmak olduğunu bir kez daha ifade ediyor ve ondört asırdan beri Hz. Peygamber ve Ehl-i Beyt sevgisi etrafında kenetlenen milletimizin barış, huzur, güven, karşılıklı sevgi ve saygı içerisinde yaşamasını Cenab-ı Mevla’dan niyaz ediyorum. 

Yorumlar
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.