MUHALİF OLMAK
İbrahim Ciminli
06 Mayıs 2022 Cuma 22:27
Herhangi bir konuda mevcut yönetime, ya da alınan bir karara karşı olmak, o kararın aksine bir düşünceye sahip olmak demektir. Muhaliflik içerisinde zıtlık anlamını da barındırır. Muhalif düşünme ile farklı düşünmenin anlamları da değişiktir. Muhaliflik; çatışma motivasyonu ile harekete geçer. Problemlere çözüm bulmak yerine, daha çok çözümü zorlaştırma ve çözümsüzlüğü dayatma fikrine dayanır. Farklı düşünmek ise; çatışmadan ziyade daha güzeli bulma hedefine yöneliktir. Çözüm odaklıdır. Yolu kapatmaz, yol açar. Böyle bir durum, her ailede, şirkette, kurumda ya da ülke siyasetinde olabilir, bu normaldir, hatta farklı düşünceleri söylemek, farklı çözüm yolları önermek gereklidir ve faydalıdır. Buna pozitif muhaliflik ya da müspet muhalefet denir. Ancak yanlış olan şudur; muhalif olmayı bir meslek haline getirmek, “çarşı her şeye karşı” düşüncesi ile, doğruya da karşı, yanlışa da karşı bir tavrı sürekli hale getirmektir. Buna da negatif, yıkıcı ve müzmin muhaliflik diyoruz. Böyle bir muhaliflik kimseye bir fayda vermediği gibi zararı da kaçınılmazdır.
Muhaliflik ya da muhalefet bir konuda eleştirisini söylediği zaman, makul ve uygulanabilir çözümlerini de beraberinde söylerse; her kurumda ve ülkede ihtiyaç olan pozitif ya da yapıcı muhalefeti yapmış olur. Buna demokrasilerde olmazsa olmaz denilen muhalefet denir.
Pozitif ya da yapıcı muhalefetin özellikleri şunlardır;
1- Her şeye ve her konuya muhalif değildir. Doğruları destekler, doğruya doğru demeyi de bilir.
2-Dili pozitiftir, kırıcı, hakaret edici , ötekileştirdi değildir.
3- Söylemleri ile eylemleri birbirine uyumludur.
4- Asla yalan ve iftiraya meyletmez.
5- Alternatif, uygulanabilir, ayakları yere basan düşünceler ortaya koyar.
6- Muhalefet yaparken seviyeli, topluma örnek, ayırımcı olmayan, kucaklayıcı söylemler kullanır.
7- Kimsenin şahsiyetini, onurunu, hak ve hukukunu zedelemez. Kendisine yapılmasını istemediğini başkasına yapmaz.
8- Muhalefet yapmakla, düşmanlık yapmak arasındaki ince çizgiyi korumaya çalışır.
9- Doğru düşüncelerin ya da kararların uygulanmasında en az yönetimdekiler kadar gayret gösterir.
10- Kendisine göre yanlışları önlemek için, yine üzerine düşen gayreti seviyeli bir şekilde yerine getirir. Sorumluluk bilinciyle hareket eder.
11- Hiç bir zaman, kargaşadan, terörden, krizlerden medet ummaz tam tersine bunların önüne geçebilmek için yönetimle işbirliği içinde olur.
12- Başkasının başarısızlığı üzerine iktidar bina etmeye çalışmaz çünkü bu mümkün değildir.
13- Yaptıkları yapacaklarının teminatı olmalıdır. Olmayacak şeyleri vadetmez.
14- İhtiras ve kin duygularının esiri değildir. Çünkü bu iki duygu insanı her türlü felaketin öncüsü veya ateşleyicisi yapabilir. “ Ben yoksam kıyamet kopsun anlayışı” nın en büyük zararı; önce sahibine sonra da bulunduğu kuruma ya da ülkeye verir.
15- Bencillik ve kibir hastalığının belirtileri olan, aşağılama, küçük görme, kendini yüceltme duygularından uzak söylemler geliştirirler. Bu iki kötü duyguya sahip olanların en yakınındakiler bile onların muhalifi olur. Kendi düşmanını kendi içinde üreten bir muhalefete dönüşürler.
16- Doğruya doğru deme erdemine sahiptir, bu durum kimseyi küçültmez, tam tersine yüceltir. 17- Yönetimine talip olduğu kurumun, ya da ülkenin değerleri ile çatışmaz. Yöneteceği kurum mensuplarının veya ülke vatandaşlarının kültürü, sanatı, ve yaşam tarzıyla ortak yönleri vardır.
18- Şahsi menfaat ve çıkar duyguları ile hareket etmez.
19- Eleştiriden daha çok proje ve teklifleri, çözüm önerileri ile ön plana çıkar.
20- Gerginlik, düşmanlık veya telafi edilemez kırgınlık oluşturacak söylem ve eylemlerden uzak durur. Çünkü; düşmanlık gözleri kör eder. Toplum gerginlik çıkarandan uzak durur.
21- Bölücü, kamplaştırıcı veya yıkıcı düşüncelere prim vermez. Nefret dili kullanmaz.
22- Grupçu ve hizipçi değildirler. Grupçuluk, hizipçilik herkese zarar verir.
23- Muhalefetin gayesi, yıkmak ve tahrip etmek değil düzeltmeye yardımcı olmak ve daha iyiye ulaşmak için öneriler sunmak olmalıdır.
24- Yapılanları takdir etmek yüceliktir. Bu durum toplumda geleceğe dair ümitleri besler.
25- Ülke siyasetinde muhaliflik milli ve yerli olmalıdır. Asla dış herhangi bir kurumdan ne adına olursa olsun destek almamalıdır ve beklememelidir.
26- Milli hedefler konusunda muhalefet ve iktidarın uyum içerisinde olması gerekir.
27- Teröre, yıkıcılığa ve vatana ihanet edenlere moral ve destek verici hiçbir davranış içerisinde olmazlar.
28- “Muhalefet yapmak İçin muhalefet yapmak”; hakikatleri görmemek, doğrulara bile yanlış deme hatasına düşürür. Geçtiğimiz yıllarda bir muhalefet partisi sözcüsü şöyle demişti: “ Bu hükümet dünyanın en doğru işini de yapmış olsa, bu hükümeti alkışlayacak halimiz yok, milletin bize vermiş olduğu görev bu.” Yani “ güzel olana da çirkin demek zorundayız” demek istiyor. Buna her şeye “muhalif olma sendromu” denir. Bu muhalefet anlayışı yanlıştır, ülkeye de, yapana da hiçbir faydası olmaz.
29- Bir düşünceyi ve uygulamayı sadece kötülemek, zamana, zemine ve adama göre muhalifliği değiştirmek yanlış bir tavırdır ve en güzeli bulmaya yardımcı olmaz.
30- “Eleştirmek kolay, yapmak zordur.” Eleştirinin dozu iyi ayarlanmazsa telafisi imkansız olumsuz sonuçlar doğurabilir. Sürekli negatif söylemler kullanmak ve sürekli eleştiri sarmalına girmek, zaman içinde, gerçeklerden ve gerçek hayattan koparak kötümser bir hayal dünyasında yaşamaya sebep olur; doğrular ve güzellikler artık görünmez olur. Güneşli bir günde gözlerini kapayarak ortalık karanlık demek gibidir. Halbuki her yer alabildiğine aydınlıktır ve her tarafta güzellikler vardır.
- Geri
- Ana Sayfa
- Normal Görünüm
- © 2012 Duyuru Gazetesi
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.