MEVLİD KANDİLİ DOĞUMUNUZ OLSUN
23 Ocak Çarşamba? yı Perşembe? ye bağlayan gece, Yüce Rabbimizin bütün âlemlere gönderdiği en son rahmet elçisi Peygamber Efendimiz Muhammed Mustafa (S.A.V.)? nın hicri takvimle mevlid kandilini idrak edeceğiz. Öncelikle kandilin bütün insanlığın yüreğind
Sevgili Peygamberimizi anlatan en güzel kavram şüphesiz rahmettir. Nitekim Kur’an-ı Kerim’de Resul-i Ekrem’e hitaben: “Biz seni ancak âlemlere rahmet olarak gönderdik.” (Enbiyâ 21/107) buyrulmuştur. Sevgili Peygamberimiz de kendisinin rahmet Peygamberi olduğunu ve bu rahmeti yeryüzünde egemen kılmak için her türlü sıkıntı ve meşakkate katlanmaya razı olduğunu ifade etmiştir.
Bugün Hz. Peygamber’ in, merhamet etmeye ve müsamaha göstermeye yönelik insanlığa sunduğu zengin mirastan yararlanmak ve sosyal yapımızda aksayan unsurların çözümünde bu dinamik değeri harekete geçirmek gerekmektedir. Bu hareket, küçük yaşta minik omuzlarına hayatın tüm yükünün yüklendiği ve istismara açık çocukların gözetilmesini, her yaşta ve sosyal tabakada mağdur insanların insanlık onuruna yakışan bir şekilde saygınlıklarını yeniden kazanmasını ya da son zamanlarda artış gösteren ve hepimizi insanlığımızdan utandıran töre, şiddet, rant ve değişik gerekçelerle suiistimal edilen kadınların korunmasını ve çeşitli sıkıntılara maruz kalmış tüm insanların durumlarının iyileştirilmesini içine alacak bir merhamet seferberliğine dönüşebilir. Bu çerçevede bir merhamet eğitimi ve merhamet kültürü seferberliğine muhtacız.
Onun bize öğrettiği merhamet içimizde bir yerlerde sönmeye yüz tutmuş insanlık kandilini yeniden tutuşturan ve bizi en temel halinde insanlığımıza geri çağıran bir duygu, düşünce, tutum ve davranışlar manzumesidir. İnsanın iç güzelliğini yansıtan ve merhamet duygusunun en somut tezahürlerinden olan hasbilik, isar ve diğerkâmlık gibi toplum dayanışmasının temel dinamiklerinin adlarının bile unutulduğu, bunların yerini, daha çok kazanmanın, daha çok tüketmenin, bencilliğin ve öğretilmiş bir şiddetin aldığı sosyal yapılar, insanları mutsuzluğa mahkûm etmektedir. Hâlbuki toplumsal yapı, ilke ve normların ruh ve maneviyattan uzak şekilde alelusul uygulandığı ve ahlaki değerlerin ancak müeyyidelere bağlı olarak sergilendiği bir vitrin değildir. Aksine, sevgi ve muhabbet hislerinin, merhamet ve hürmet tezahürleriyle insani ilişkilere yansıdığı bir yerdir.
O bize öğretmiştir ki, hiçbir insan yaşadığı topluma kayıtsız kalamaz, inanan insan için ise yanı başında acı çeken bir insana, gözyaşı döken bir ihtiyaç sahibine, geleceğe dönük ümitlerini daha hayatının baharında kaybetmek üzere olan bir yetime sırt dönmek, Allah’ın rızasına, Rabbin vaat ettiği sonsuz güzellikteki cennet nimetlerine ve insanın yeryüzüne gönderiliş misyonuna yüz çevirmektir. Kur’an kendine has üslubu ile “Rabbimiz kendi üzerine merhameti yazdı” diyerek (En’am, 6/54) insanların aynı şekilde birbirlerine ve çevrelerinde bulunan tüm varlıklara acıma hissiyle yaklaşmalarını istemiştir.
Sevgili Peygamberimizin (sas) kutlu doğumu vesilesiyle bugün bir kez daha hatırlatmak isterim ki insanın ucuzladığı, bir meta haline dönüştüğü, insan onurunun göz ardı edildiği, zedelendiği, ayaklar altına alındığı, insanlığın kaybolmaya yüz tuttuğu, insanı onursuzlaştırma, itibarsızlaştırma, değersizleştirme ve değerlerinden soyutlama gayretlerinin küresel ölçekte politikalar haline geldiği günümüzde bütün âlemleri onurlandırmak için gönderilen rahmet yüklü adalet, hikmet yüklü ahlâk peygamberinin onur mücadelesini ve insana bakışını yeniden keşfetmeye ve bu keşfimizi toplumun bütün katmanlarına açmaya her zamankinden daha fazla muhtacız.
Hiç kuşkusuz kutlu doğumunu idrak edeceğimiz Efendimizin (sas) örnekliği ve rehberliği, insanlığın bugün içine düştüğü her türlü badireyi atlatması, zedelenen insanlık onurunun tekrar yücelmesi ve özlenen aydınlığa kavuşması yolunda yegâne sığınaktır.
Bu duygu ve düşüncelerle aziz milletimizin, yurtdışında yaşayan vatandaşlarımızın, gönül coğrafyamızdaki kardeşlerimizin ve tüm İslâm âleminin Mevlid-i Şeriflerini tebrik ediyor; Mevlid-i Nebi’nin, özellikle Suriye’de, Irak’ta, Myanmar’da, Arakan’da, Afrika’da, Somali’de, Mali’de, Filistin’de ve dünyanın muhtelif yerlerinde çiğnenen ve zedelenen insanlık onurunun yeniden yücelmesine ve korunmasına vesile olmasını Yüce Rabbimden niyaz ediyorum.
Ziya ERSİN
Pendik Müftüsü
- Geri
- Ana Sayfa
- Normal Görünüm
- © 2012 Duyuru Gazetesi
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.