MAVİ MARMARA SARAYBURNU?NDA
31 Mayıs 2010 gecesi İsrail askerlerinin saldırısına uğrayan Mavi Marmara gemisi, Pazar günü İstanbul-Sarayburnu’nda on binlerce insandan oluşan mahşeri bir kalabalık tarafından karşılandı.
Sarayburnu’nda saat 13.00 da yapılacak olan karşılama törenine katılmak üzere Kadıköy-Eminönü Vapuru ile saat 12.00 civarında Sarayburnu açıklarından Eminönü iskelesine doğru ilerlerken, tören-karşılama alanının tıklım-tıklım dolu olduğunu gördüm. Yeni Cami de öğle namazını kıldım. Namazın ardından cami imamı günün mana ve önemini hatırlatırcasına bir aşr-ı şerif okudu. Meâlen;
‘’Ey iman edenler! Sabrederek ve namaz kılarak Allah’tan yardım dileyin. Şüphe yok ki, Allah sabredenlerle beraberdir.’’ (Bakara-153)
‘’Allah yolunda öldürülenlere ‘ölüler’ demeyin. Hayır, onlar diridirler. Ancak siz bunu bilemezsiniz.’’ (Bakara-154)
Andolsun ki sizi biraz korku ve açlıkla, bir de mallar, canlar ve ürünlerden eksilterek deneriz. Sabredenleri müjdele.’’ (Bakara-155)
‘’Onlar; başlarına bir musibet gelince, ‘Biz şüphesiz (her şeyimizle) Allah’a aidiz ve şüphesiz O’na döneceğiz’ derler. İşte Rableri katından rahmet ve merhamet onlaradır. Doğru yola ulaştırılmış olanlar da işte bunlardır.’’ (Bakara-156-157)
Camiden çıktım, Sarayburnu’na doğru giderken adeta bir insan seli, ellerinde İHH pankartları olduğu halde Sarayburnu Limanına doğru akıp gidiyordu. Gördüğüm kadarıyla on bin’in üzerinde insan vardı. Geminin etrafını çevreleyen On’larca tekne ve yatla denizden karşılamak isteyen çeşitli sivil toplum örgütleri destek verdi.
Merasim başladığında Yunanistan, İsveç, Amerika gibi çeşitli ülkelerden ‘’İnsani Yardım Hareketine’’ katılan gönüllüler, birer selamlama konuşmaları yaptılar. Daha sonra kürsüye gelen İHH Başkanı Bülend Yıldırım bir konuşma yaptı. Konuşmasına Besmele ile başlayan Yıldırım, şöyle devam etti;
‘’Değerli kardeşlerim! Biz yola çıktığımızda Gemide, birçok ülkeden (Müslüman, Yahudi, Hıristiyan) insanlar vardı. Erdemliler hareketini kurduk. Vicdan sahipleri gelsin, dedik. Yola çıktık. Karşımızda dünyanın en zalim gücü vardı. Her şeye saldırdılar. Savaş Gemileri, Denizaltılar ve F16’larla saldırdılar. Silah sıktılar. Kimse kaçmadı. Yanımızda olan arkadaşları selamlıyorum. 9 arkadaşımızı şehit edip, 50’den fazla arkadaşı yaralayıp işkence ettiler. Vücutlarından kurşunları (uyuşturmadan) işkence ile çıkardılar.
Bize diyorlar; Gazzeden uzak durun. Biz de diyoruz ki; siz Mescidi Aksadan, Filistinden-Gazzeden uzak durun. Siz Gazzeye dokunursanız, biz de size dokunuruz. Siz Batı Şeriaya saldırdığınızda, Mescid-i Aksaya saldırdığınızda İstanbul ada saldırmış sayılırsınız. Bu halklar size müsaade etmez.
Ey İsrail! Sizi koruyanlara, işbirlikçilere güvenmeyin. Dünya insanları uyanıyor. Biz Akdeniz’e çıkmadık. Tüm dünya denizlerine çıktık. Bu gemi, insanlığın ortak vicdanıdır. Biz Türkiye olarak Başbakanımızla, Siyasi Partilerimizle ve sivil toplum örgütlerimizle onurlu bir duruş sergiledik. Filistin ve Gazze ambargosu kalkıncaya kadar bu hareketimiz devam edecektir. Hepiniz Allah’a emanet olunuz.’’
Daha sonra sanatçı Ömer Karaoğlu ezgileriyle katıldı. Ardından Başpiskopos Hilarion Capucci, "Selamün Aleyküm" diyerek selamladı. Burada toplanmanın bir sebebi olduğunu ifade eden Başpiskopos, "Bu gemide gördüğümüz 9 şehidimizi anmak için bir araya geldik. Özellikle 19 yaşındaki Furkan Doğan'ı anmak için geldik. İkinci olarak Filistinli kardeşlerimize destek vermek, onların haklarını geri almak için geldik. Üçüncü olarak Gazze'de ambargo altında olan kardeşlerimizin duasını almak, onlara destek olmak için geldik. İsrail bizi korkutmak istiyor, asla korkmayacağız, böyle yaparsak bize yazıklar olsun. Benim bedenim Kudüs'ten uzak. İnşallah ölmeden Kudüs'ü görmek bana nasip olur. Biz Kudüs'e yeniden girmek istiyoruz. Eğer Allah bizimle beraberse, muhakkak bunu yapacağız." diye konuştu. Bu sıralarda havai fişek gösterileri yapıldı.
Şehit Furkan Doğanın babası Ahmet Doğan; ‘’Şehitlerimiz bedenleri kara toprağın altında ama inanıyoruz ki ruhları bizimle beraber. Onlar seçildiler. Darısı bizlere. Oğlumu yolcu ederken böyle bir konuşma yapacağım aklıma gelmezdi. Allah bizlere bugünleri gösterdi. Hepimizin başına böyle bir şey gelebilir. Hüküm Allah'ındır. Şahadetlerini inşallah kabul eder. Bugün çok karmaşık duygularla sizlere hitap ediyorum. Furkan'ımız tüm şehitlerimiz hayatımızın Furkan'ı oldu. İyi ile kötüyü hakla batılı daha iyi ayırmaya başladık. Bundan sonrası ömrümüzde onların bize verdiği dipdiri heyecanla yaşayacağız." Dedi.
Bu duygusal konuşmanın ardından merasim sona erdi.
- Geri
- Ana Sayfa
- Normal Görünüm
- © 2012 Duyuru Gazetesi
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.