22 Kasım 2024
  • İstanbul17°C
  • Ankara13°C

LİSANSÜSTÜ EĞİTİM İSTİHDAMDA KOLAYLIK SAĞLIYOR

Türkiye’de lisansüstü eğitime katılım her geçen yıl artıyor. 2019-2020 akademik yılında yüksek lisansa devam eden öğrenci sayısı 297 bin iken 2020-2021 akademik yılında bu sayı 343 bine 569’e ulaştı.

Lisansüstü Eğitim İstihdamda Kolaylık Sağlıyor

17 Eylül 2021 Cuma 11:40

İstinye Üniversitesi (İSÜ) Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürü Doç. Dr. Fahri Erenel, lisansüstü eğitim alanların istihdam edilme oranlarının daha yüksek olduğunu belirterek, “Türkiye’de yüksek lisans mezunu bireylerin istihdam oranı yüzde 84 iken doktora mezunlarında bu oran yüzde 92’ye ulaşıyor” diyor.

Her mezunun bir sonraki adımı kuşkusuz bir iş sahibi olmak. Ancak özellikle rekabetin fazla olduğu alanlarda her mezun için bir iş sahibi olmak hiç kolay değil. Rakiplerinden sıyrılmak, aranan kişi olmak için kişinin kendini geliştirmesi de gerekiyor. İstinye Üniversitesi (İSÜ) Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürü Doç. Dr. Fahri Erenel, şirketlerin artık donanımlı ve bilgili kişileri işe almak istediklerini bu nedenle de lisansüstü eğitim alan kişileri tercih ettiğini belirtiyor. Lisansüstü eğitim mezunlarının istihdam edilme oranının arttığını belirten Erenel, “Türkiye’de yüksek lisans mezunu bireylerin istihdam oranı yüzde 84 iken doktora mezunlarında bu oran yüzde 92’ye ulaşıyor” diyor. Verilere bakıldığında son yıllarda Türkiye’de lisansüstü eğitime ilginin de arttığı gözüküyor. 2019-2020 akademik yılında yüksek lisansa devam eden öğrenci sayısı 297 bin iken 2020-2021 akademik yılında bu sayı 343 bine 569’e, doktora eğitimindeki öğrenci sayısı ise 101 bin 242’den 106 bin 148’e ulaşmış durumda.

İnsan sermayesi önem kazandı

İstinye Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürü Doç. Dr. Erenel, şirketlerin artık ‘insan sermayesi’ne dikkat ettiklerini belirterek, şöyle konuşuyor:

“Bir işletmeyi geleceğe taşıyacak olan unsur, bünyesinde çalışan insanların yarattığı değerlerin, işletme stratejilerinin, yapısının, sistem ve süreçleri ile şirketin müşterileri ve toplumla kurduğu ilişkilerin toplamından oluşan entelektüel sermaye olacak. Bilgi ekonomisinde yaşanan gelişmeler sonucu işletmeler artık öğrenmenin hayati olduğunu anladılar ve böylece stratejik çabalarını somut varlıkların yönetiminden soyut, genelde gizli, entelektüel varlıklarının yönetilmesine doğru kaydırdılar. Entelektüel sermaye; insan sermayesi, yapısal sermaye ve müşteri sermayesinden oluşuyor. İnsan sermayesi işletme çalışanlarının sahip olduğu bilgi birikimi, yaratıcılık, problem çözme yeteneği, girişimcilik ve liderlik yeteneklerini kapsıyor. Bu yetkinlikleri sağlayacak olan ise üniversitelerde alınacak eğitimlerdir. Ülkemizin 2023, 2053 ve 2071 hedeflerine ulaşabilmesi için lisansüstü eğitim almış nitelikli insan sermayesini arttırmamız gerekiyor. Sadece lisans eğitimi ile kalınmamalı, araştırma ve geliştirme, inovasyon çalışmalarında yer alan araştırmacı ve girişimci sayısını arttırmak için yüksek lisans ve doktora eğitimlerine katılımı arttırmak bir ihtiyaç değil, zorunluluk halini aldı. Dünyanın ilk 10 ekonomisi arasında yer almanın yolu da bu eğitimlerden geçiyor.”

Eğitim düzeyi arttıkça istihdam edilebilirlik artıyor

OECD verilerine göre, Türkiye’de eğitim düzeyinin artması ile birlikte istihdam edilebilirliğin de arttığını belirten Erenel, şöyle devam ediyor:

“2018 yılı verilerinden hareketle 2020 yılı OECD raporuna göre; 25-34 yaş grubu aralığındaki yetişkinlerden yüksek lisans eğitimi alanların OECD ortalaması yüzde 13.1 iken, Türkiye ortalaması yüzde 2.05’tir. Doktora eğitiminde ise fark son derece azdır. OECD ortalaması yüzde 1.17, Türkiye ortalaması yüzde 0.43’tür. Yine aynı rapora göre Türkiye’de eğitim düzeyinin artması ile birlikte istihdam edilebilirliğin de artmakta olduğu izleniyor. 25-34 yaş aralığında eğitim düzeyi ortaöğretim altı olan genç yetişkinlerin yüzde 52’si, ortaöğretim düzeyindekilerin yüzde 61’i ve yükseköğretimdekilerin yaklaşık yüzde 72’si istihdam ediliyor. Yükseköğretim mezunlarının istihdam edilme oranı ortalaması OECD’de yüzde 85’i buluyor. Diğer bir analize göre ise Türkiye’de yüksek lisans mezunu bireylerin istihdam oranı yüzde 84 iken doktora mezunlarında bu oran yüzde 92’ye ulaşıyor. Bütün bu veriler lisansüstü eğitimin her açıdan bir gereklilik olduğunu gösteriyor.”

Yeni yüksek lisans ve doktora programları İSÜ’de

İSÜ’de 2021 güz döneminde ilk kez öğrenci alacak yeni yüksek lisans ve doktora programlarının da açıldığını belirten Erenel, şunları söylüyor:

“Ülkemizin her alanda ihtiyaç duyduğu bilgi üreten, kullanan, eleştiren ve üretken bir düşünce tarzı ile problem çözebilecek araştırmacı, inovatif insan sermayesini yetiştirmek amacı ile üniversitelerimizde lisansüstü programlar açılıyor ve yürütülüyor. İstinye Üniversitesi olarak biz de bu yıl yeni açacağımız programlarla donanımlı bireyler yetişmesine katkıda bulunmayı hedefliyoruz. 2021 güz döneminde yeni yüksek lisans ve doktora programlarımız da eğitime başlayacak. Güncel literatürü takip eden bireyler yetiştiren Sağlık Bilimleri, Sosyal Bilimler ve Fen Bilimleri Enstitüleri, Bilgisayar Mühendisliği (Tezli/Tezsiz), Mimarı Tasarım (Tezli), Beslenme ve Diyetetik (Tezli/Tezsiz), Spor Fizyoterapisi (Tezli) yüksek lisans programları ile birlikte Sağlık Yönetimi, Fizyoterapi ve Rehabilitasyon, Moleküler Onkoloji, Kök Hücre ve Doku Mühendisliği doktora programlarına ilk kez öğrenci alacak. Başvurular 20 Eylül’e kadar devam ediyor.”

Yorumlar
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.