KULLUKTA SAMİMİYET
Ali Kara
20 Ekim 2022 Perşembe 11:57
İslam’ın özü samimiyettir. Yaptığımız amellerin Allah indinde değer kazanması da bizim samimiyetimize bağlıdır. Allah’a samimiyetle iman edenlerin, söz ve işleri birbirine ters düşmemelidir. Yani müminin kalbindeki imanı, iş ve amellerine tesir etmelidir.
“Ameller niyetlere göre”değerlendirildiği için, kişinin yaptığı işler de niyetine göre değer kazanacaktır. Bundan dolayı, aynı fiili işleyen iki kişi, niyetlerinden dolayı birbirlerine zıt olan karşılık görebilirler. Zira ayet-i kerimede:
“İyi davranışlar içinde kendini bütünüyle Allah'a veren kimse, gerçekten en sağlam kulpa yapışmıştır. Zaten bütün işlerin sonu Allah'a varır.” Buyrulmaktadır( Lokman Suresi 31/22)
Dinde samimiyet demek, “Allah’a, O’nu görür gibi kulluk etmek demektir. Bu da hayatın her safhasında, kendini göstermelidir. Çünkü Allah rızası için, atılan her adım ve alınan her nefes, kulluğun bir parçası olarak gerçekleşmektedir. Zira hadis-i şerifte:
“Allah, ancak samimiyetle ve sadece kendi rızası gözetilerek yapılan ameli kabul eder.” Buyrulmaktadır.( Nesâî, Cihâd)
İbadet, samimiyetle yapıldığı zaman makbuldür. Mesela:
Yaptığı kötü bir iş duyulduğu zaman üzülen bir kişi, yaptığı iyilikte ifşa olduğu zaman üzüntü duyuyorsa, o zaman yapılan işte samimiyet var demektir. Çünkü yapılan iyilik ve hayırlı işten, nefsin gurur duyması riyanın işaretidir. Riya ise, birçok günahtan daha tehlikelidir. Onun için, samimiyete dayanmayan hiçbir şeyin, Allah katında değeri yoktur.
Özü ile davranışı bir olmayan kimseler, önce kendilerini kandırmış, sonrada gösteriş yaptığı insanları kandırmaya çalışmış olmaktadırlar. Böyle insanlar, imanda kemale ermemiş kimselerdir.
Kişi iman ve ibadetinde samimi olmalı, ibadetinden dolayı kendini aşağılamak isteyenlere karşıda asla taviz vermemelidir. Zira ayet-i kerimede:
“Gevşemeyin, üzülmeyin; eğer inanmışsanız şüphesiz en üstün olan sizsiniz” buyrulmaktadır. (Al-i İmran Suresi 3/139)
Kul için en büyük kazanç, Allah’ın rızasını kazanmaktır. Bunun içinde yapılan ibadetlerin özünde Allah rızası olmalıdır.
Samimiyet insanlardan saklanabilir ama, Yüce Rabbimizden saklanamaz. Çünkü O, kalbimizin derinliklerinde cereyan eden her şeyi bizden daha iyi bilmektedir. Onun için, imanımız taklitten, amelimizde gösterişten uzak olmalı, davranışlarımız da yapmacık olmamalıdır.
Allah(c.c.) iman işini zorlama üzerine değil, istek üzerine bina etmiştir. Bu durumu belirten ayet-i kerimede:
(Resûlüm!) “Eğer Rabbin dileseydi, yeryüzündekilerin hepsi elbette iman ederlerdi. O halde sen, inanmaları için insanları zorlayacak mısın?” Buyrulmaktadır.( Yunus Suresi 10/99)
Bu durumu bildiren bir hadis-i şerifte:
Allah sizin görünüşlerinize ve mallarınıza bakmaz, ancak kalplerinize ve amellerinize bakar.” Buyrulmuştur.( Müslim, Birr, ).
İslam'ın ana kaynağı olan Kur’an ve sünnette samimiyetsiz olan her şey yasaklanmıştır.
Gösteriş için ibadet edip sadaka verenlerin durumunu açıklayan bir hadis-i şerifte:
“Allah Teâlâ kıyamet gününde insanlara amellerinin karşılığını verirken gösteriş için ibadet ve hayır yapanlara, 'Ey düzenbazlar! Dünyada amellerinizi gösteriş olsun diye kimin için yaptıysanız haydi gidin karşılığını ondan isteyin, bakalım alabilecek misiniz?' şeklinde hitap ederek onları huzurundan kovacaktır.”buyrulmaktadır.( Ahmed b. Hanbel, el-Müsned)
İçi ile dışı, özü ile sözü bir olmak Müslüman için tükenmez bir hazinedir. Çünkü her şeyde güvenilir olmak, Peygamberimizden bize intikal eden önemli bir mirastır.
Allah, iman ve davranışlarında samimi mümin olmayı cümlemize nasip eylesin.19.10.2022
- Geri
- Ana Sayfa
- Normal Görünüm
- © 2012 Duyuru Gazetesi
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.