Sahi suçlu kim?
Dizi yapımcılarına, senaristlere, TV programlarına çok kızıyoruz. Ahlaksız sahneler, müstehcen görüntüler, entrikalar, vurdu kırdılar aldı başını gidiyor, ne yapmaya çalışıyorlar diye...
Aslına bakarsanız birinci derecede suçlu onlar değil biliyor musunuz. Çünkü o dizileri, programı yapanlar ihtiyaca göre üretiyor, nabza göre şerbet veriyorlar.
Bu tür programlarda ahlaksızlık yoksa, müstehcenlik, aldatma, provokasyon, entrikalar yoksa reyting yapmıyor, kimse ilgi göstermiyor. Bunları yapımlarına kim daha fazla koyuyorsa o izlenme rekoru kırıyor ve yapımcılarda kıyasıya kendi aralarında yarışa giriyorlar.
Eğitici, geliştirici, faydalı program yapımcıları ise uzun emek ve para harcayarak ortaya koydukları zahmeti bol, ancak izlenmesi çok düşük olan yapımlarını milletimiz istifade etsinler, nesillerimize faydalı olalım diyerek ne kadar dayanabilirler.
İnsanlar bu tür programları izlemeye gerek duymuyor. Sabır göstermiyor, insanlara atraksiyon lazım, heyecan, eğlence, korku, şehvet, dehşet ve vahşet lazım, haz ve hız lazım. İnsanlarımız bunları istiyor.
Sonra da hep beraber yakınıyoruz, TV'ler ahlaksız programlarla dolu. Sosyal medya çığırından çıktı. Sinema ve diziler, hatta reklamlar yok artık dedirtiyor.
Biz toplum olarak neyi istiyorsak adamlar önümüze onu koyuyorlar. Boşuna yakınmanın manası yok. Velhasıl-ı kelam bu tür konularda yalandan yere şikayet etmeye, söylenmeye gerek yok.
Biz istersek çok şey değişir.
Biz istemezsek onlar yapamazlar.
Şimdi söyleyin suçlu kim?
Biz mi yapımcılar mı?
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.