KAYMAKAM

Kaymakam, ilçenin genel yönetiminden sorumlu olan, devleti ilçede temsil eden, ilçenin en yetkili kamu görevlisidir.

Görevlerini bağlı olduğu ildeki valinin denetimi altında yürütür.
Başlıca görevleri ise şunlardır:
- İlçede yasaların uygulanmasını sağlamak,
- Valinin emirlerini uygular,
- İlçedeki çeşitli kamu kurumlarının çalışmaları arasında eşgüdümü sağlamak,
- Halkın şikayetlerini dinler, ihtiyaçlarını saptar ve giderilmesi için gerekli önlemleri almak,
- Törenlere başkanlık eder, resmi ziyaretleri kabul eder.
Kaymakamlık yapabilmek için bir takım kriterler vardır. Hele ki İstanbul gibi metropol bir kentin ilçelerinde bu görevi icra edebilmek ekstra özelliklere sahip olmayı da gerektirir.
Bu özellikleri şöye sıralayabiliriz;

MESLEĞİN GEREKTİRDİĞİ ÖZELLİKLER
· Üst düzeyde akademik yeteneğe sahip,
· Sosyal bilimlere ilgili ve bu alanda başarılı,
· Başkalarını etkileyebilen, düşüncelerini başkalarına söz ve yazı ile aktarabilen,
· İnsanlarla iyi iletişim kurabilen, insanları anlayabilen,
· Yeniliklere açık, yaratıcı,
· İşleri planlayabilen ve uygulamayı izleyebilen, yönetici özelliklerine sahip kimseler olmaları gerekir.
Pendik gibi yıldızı parlayan ve nüfusu 600 binlere dayanan bir ilçede Kaymakamlık makamına getirilenlerin, sözünü ettiğimiz tüm bu özellikleri taşıyor olması gerekmektedir.
Pendik’te şimdiye kadar sırasıyla; Mustafa Akyol, Turan Eler, Haluk Tunçsu, Mustafa Duran, M.Haluk Saygı kaymakamlık makamında bulunan isimler oldu.
İlçenin 6, kaymakamı ise Dr. Mehmet Oduncu.
Mustafa Akyol rahmetli oldu. Turan Eler şimdi avukatlık yapıyor. Diğer üç isim ise İstanbul, İzmir ve Kütühya’da vali yardımcılığı makamındalar.
Bu kaymakamlardan zihinde kalan kaç isim var? Hangi kaymakam yaptığı icraatla, akıllarda kaldı?
Hangisi için “Keşke hep kaymakam olarak ilçemizde kalsaydı!” diyebiliyoruz.
Yada, kaç tanesinin ismi şuan hafızalarımızda yer etmiş durumda.
Bu yorumu sizlere bırakıyorum.
Kaymakamlar Anadolu’da sürekli ön plandadırlar. Anadolu’da belediye başkanları kaymakamların gölgesinde kalmaktadır. Önceki kaymakamlarımızdan birisi sohbetimizde,”Kaymakam Anadolu’nun gülüdür” demişti.
Kaymakam Anadolu’da böylesine etkin iken, seviliyor iken hatta Anadolu’nun gülü iken  İstanbul’a geldiğinde neden kayboluyor.
Neden Belediye başkanlarının gölgesinde kalıyor?
Neden daha etkin olup, varlığını hissettiremiyor?
Halbuki, geniş yetkileri olan bir makam kaymakamlık. Benim anladığım bu durum, o makamı işgal eden şahsiyetin birikimiyle alakalı.
Hatırlayalım.
Kartal’da bir dönem Dursun Ali Şahin isimli bir kaymakam görev yapmıştı. (Kendisi şimdi Bakırköy Kaymakamı.)
Uygulamalarıyla yaptığı icraatlarla, klasik kaymakam profilinin dışına çıkmıştı.
Her olayın içerisinde, her gelişmede, her ortamda vardı.
Elini taşın altına koyuyor, yetkilerinin sınırlarını zorluyordu.
Basınla sürekli irtibatlıydı.
Yaptığı her uygulamadan bizi bilgilendiriyordu.
Biz kendisini aramıyorduk, kendisi bizi buluyordu.
Sıradışı bir kaymakamdı.
Sözü şimdiki kaymakamımız sayın Dr.Mehmet Oduncu’ya getirecektim. Biraz fazla uzattım.
Sayın Oduncu, henüz bir aydır ilçemizde bulunuyor.
Biz kendisinden olumlu elektrik aldık.
Pendik’te birikimli, yetkilerini kulylanabilen ve Pendik’in gelişmesine yardımcı olabilecek bir mülki amir görüntüsü verdi.
Bu yazı kaleme alınana kadar kendisiyle tanışma fırsatımız olmadı.
Ancak arkadaşlarımın verdiği bilgiye göre, Pendik’e isabetli bir ismin kaymakam olarak atandığı kanaatine vardım.
Hayşırlı olsun.