22 Kasım 2024
  • İstanbul7°C
  • Ankara14°C

KARTAL VE ATAŞEHİR

Cemal Kapan

04 Temmuz 2018 Çarşamba 18:19

Cumhurbaşkanı Erdoğan seçim gecesi yaptığı konuşmada "milletimizin sandıkta partimize verdiği mesajı aldık. Önümüzdeki dönem, milletimizin karşısına tüm bu eksikliklerimizi tamamlayarak çıkacağımızdan emin olunuz" ifadelerini kullandı.

Erdoğan siyasetinin en önemli özelliği iktidarda kendisini yenileyebilmesi, süreklilik içinde değişimi başarabilmesidir. Peki ya CHP?

CHP tam anlamıyla krizde. Halk TV Kemal Beyi eleştiriyor, Kemal Bey Muharrem İnce’yi, Muharrem İnce Yılmaz Özdil’i, Uğur Dündar ise bulduğunu eleştiriyor. Ortalık toz duman. Baykal’ı gönderen kaset komplosunu düzenleyenlerin paçaları tutuştu. Artık Doğan medyası da yok. Daha başkanlık seçiminde İnce tam rüzgarı arkasına almışken şiir kitabını ve polise hakaret ettiği ses kaydını servis edenlerin hesabı sorulmadı.

Aslında muhalefetin en önemli açmazı, Erdoğan düşmanlığını bir siyasi kimliğe dönüştürmüş olması. Muhalefet son yıllarda öylesine sert bir siyasi kampanya yürütüyor ki bu durum kendi kitlesini radikalleştiriyor. Muhalefet partileri karşısındakini rakip değil, düşman gören bir anlayışla hareket ediyor. Şu anda bu öfke, bu yıkıcılık ve şiddet parti içi hesaplaşmaya dönmüş durumda.

Peki, CHP ne yapmalı? Fabrika ayarlarına geri dönmeli ve TKP’li Tunceli Ovacık Belediyesinin icraatlarını inceleyip bunu makro politikalara nasıl uygularım diye proje geliştirmelidir. Muhalefet hele kaliteli muhalefet iyi bir şeydir. Muhalefetin ve iktidarın, bazı meseleleri gündelik siyasi çekişmelere kurban etmeden beraberce çözebilecekleri bir sosyo-politik düzeni inşa etmemiz lazım.

Bu kadar muhalefet eleştirisi yeter, biraz da iktidarı eleştirelim. Ama önce tarihe not düşülsün;  iddia ediyorum iktidar partisi yerel seçimlerde doğru adımları atarsa, Kartal ve Ataşehir belediye başkanlıklarını önümüzdeki seçimlerde geri alır. Bakın Maltepe demiyorum çünkü Maltepe’nin İzmir gibi, Kadıköy gibi kemik bir yapısı var.

Hayrettin Karaman hoca yakın zamanda Reise tavsiyelerde bulunmuş ve esirgenen oylara dikkat çekmişti.  “Millete hizmeti ön planda tutmayan, yerini korumaktan başka bir derdi ve faaliyeti olmayan kimselere imkan vermeyi sürdürmeyin. Parti içine sızmış, iktidarın imkanlarını kullanan, istediğini aldığı sürece dost görünen, alamadığında düşmanla işbirliği yapacağı şüphesiz olan bu ahlaksız asalaklardan çevrenizi temizlemekte gecikmeyin.” demişti.

Maalesef Reisin etrafını kuşatıp istemedikleri hiç bir haber, mesaj ve kişinin ona ulaşmasına izin vermeyen AKP’ liler, bir süre sonra Reisin halkla irtibatını tamamen keserek bu çınarı tamamen kurutacaklar. 

Büyük firmalar parayla kendisini eleştirecek şirketler tutar ve açıklarını, eksiklerini tespit etmeye çalışırlar. Aslında önümüzdeki yerel seçimlerden galip gelmek isteyen her siyasi partinin yapması gereken en önemli şey istişare ve eleştirilmeyi sağlamak.

Sendika başkanlarıyla, esnaf odalarıyla, köy dernek başkanlarıyla, muhtarlarla kısaca tüm STK temsilcileriyle bir araya gelip hiç konuşmadan, kesmeden, açıklama yapmadan, belediyenin kaç çeşit hizmeti varsa, bu başlıklar altında “bizi övmeyin, bizi eleştirin” demeleri lazım. Yine beyaz masadaki elemanlar rastgele evleri, iş yerleri arayıp “Hizmetlerimizden memnun musunuz? Aksayan yönlerimiz nelerdir?” diye sorsunlar. Mahalle temsilcileri rastgele kapıları çalsın anket uygulasınlar. Kısaca pazarda, kapıda her yerde görünür olsunlar, dinlesinler ve en önemlisi eksik bildirenlere konuyla ilgili yapılan çalışmaları geri bildirsinler.

Alınan bu verileri değerlendirecek bir proje ekibi kurulur ve bu ekibe gözlemci sıfatıyla STK temsilcileri de dahil edilirse, profesyonel ve şeffaf bir yönetimle çıta daha yukarılara taşınabilir. Aksi takdirde sadece seçime kısa bir süre kala yapılan çabaların inandırıcılığı olmaz.

Neyse son söz yine Hayrettin Karaman hocadan;

Bir edepsiz adam Hz. Ali’ye gelmiş, onun yönetiminden şikayet ederek kendisine “Senden öncekiler ne iyi idiler, başımıza gelenler hep senin kötülüğünden geliyor” diyerek hakaret etmiş. Hz. Ali ona şu cevabı vermiş: Bunlar benim kötülüğümden olmuyor; Ebu Bekr’in yanında ben vardım, Ömer vardı, Osman vardı. Ömer’in yanında da ben vardım, Osman vardı. Osman’ın yanında yalnızca ben vardım. Benim yanımda ise sen ve benzerlerin var, olanlar bundan oluyor.

 

Yorumlar
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.