04 Aralık 2024
  • İstanbul8°C
  • Ankara5°C

KAR KOKUSU & KAN KOKUSU

Cemal Kapan

02 Ocak 2017 Pazartesi 09:50

Bu köşede hep eğitimi yazmak isterdim gel gör ki ülkemizin sıcak gündemi buna el vermiyor. Kar kokusuyla uyanmak istediğimiz bir sabaha kan kokusuyla, terör saldırısıyla uyandık. Kaç annenin yüreğine ateş düştü yine. Ülkemin imajı zarar gördü. Sosyal medyada herkes birbirini, MİT’i, devleti, hükümeti suçluyor. Kimseyi savunmuyorum. İhmali olana hesabı sorulmalı. Ama şuan sıcağı sıcağına acımızı paylaşıp, birlik beraberlik mesajı vermeliyiz.

 Sosyal fay hattımızı harekete geçirdiler. Bu tür terör eylemlerinin bir amacı da ülkemde kaos çıkartmak, nefret dili oluşturmak olduğu aşikar. Buna çanak tutmamalıyız. Bilakis karşıt görüşlerimiz bile olsa tek sesle terörü kınamalıyız.

Saldırı camiye de yapılsa eğlence mekânına da yapılsa terör, terördür. Masum masumdur. Terörist için hedef insanlıktır. Belli ki zor günler bizi bekliyor. Belki dişimizi sıkacağız, o dişler dilimizi kanatacak, yuttuğumuz kendi kanımız olsa da sabredeceğiz. Ama düşmanın beklediği birliğimizi asla bozmayacağız.

ABD saldırıyla ilgili istihbaratta bulunmuş. Her türlü tedbir alınmasına, gece kulübünde turistler ve ünlü kişiler bulunmasına rağmen,  saldırgan gece kulübüne saldırıyor ve oradan sağ kurtuluyor. Bu işin planlanmasından uygulamasına kadar teröristin bağımsız tek bir kişi olmadığını ve son derece profesyonel olduğunu söyleyebiliriz.

Olayın yılbaşı gecesi olması, ölenlerin yarısına yakınının turist olması dünyaya Türkiye bir terör ülkesi, güvensiz ülke, orada güvende değilsiniz imajını oluşturmak olduğunu düşünüyorum. Zaten yakın bir tarihte gerçekleşen Rus Büyükelçisinin öldürülmesi de aynı amaca hizmet ediyordu. Kuklaya değil kuklacıya bakmak lazım. Yani Rus büyükelçisini öldürenlerin ipiyle, Reina’ya saldıranların ipinin aynı olduğunu düşünüyorum. Şu soruyu sormak lazım: Böyle bir katliam kimin işine yarar? Cevabı aşağıdaki yazıda gizli.

Gazeteci yazar Mahmut ÖVÜR bugünkü yazısında (Vakti müsait olmayanlar için ben özetleyeyim): ‘Geçen yılın sonunda eski MİT Müsteşarı Fuat Doğu'nun şu sözlerine yer vermiştik: "Ben MİT müsteşarlığı yapmadım, CIA'nın şube müdürlüğünü yaptım. Bir CIA yetkilisi gelse, beni Sinop'a götür dese onu oraya götürmekle memurum” demiş. Bir ülkenin mahremi sayılan kurumların başka bir ülkenin denetiminde olmasından daha vahim ne olabilir? Asıl kalıcı ilişkinin sırrı, NATO üyesi olmak ve 1954'te ABD ile yapılan ikili askeri anlaşmalarda saklı... Kurumlara nüfuz etme ve yönetme bundan sonraki işler. O tarihten sonra neler neler gördük. Gençler sağ sol diye birbirlerini kırmaya başladı. Toplumun sinir uçları harekete geçirip, Çorum, Maraş hatta daha sonraları Madımak gibi kitlesel katliamlar yaşandı. Sağdan soldan onlarca aydın, binlerce yetişmiş genç yitirildi. Siyasete de, aydınlara da onlarca tuzak kuruldu. 1960 darbesini gerçekleştiren albaylar cuntasının önemli isimlerinden Haydar Tunçkanat'ın "İkili Anlamların İçüzü" diye bir kitabı var. "İkili anlamalar incelendiğinde yalnız ABD'nin çıkarlarının korunduğu ve güvence altına alındığı, Türkiye'nin bağımsızlığını gölgeleyen, iç işlerimize müdahale, anayasa ve kanunlarımızı, mahkemelerimizi hiç sayan hükümleri de beraberinde getirdiği görülür. Egemen ve eşit haklara sahip bir ülke böyle anlaşmaları asla imzalamaz."… Darbelerin arkasında da bu ilişki var. Öylesine açık ki, bırakın 12 Eylül darbesinde, "Bizim çocuklar başardı" demelerini, en kanlı 15 Temmuz'da bile FETÖ'cü darbecilere sahip çıktılar. ABD Ulusal İstihbarat Direktörü James Clapper şöyle diyordu: "Bizim bazı muhataplarımız, ya tasfiye edildi ya da tutuklandı."

(http://www.sabah.com.tr/yazarlar/ovur/2017/01/01/cia-mit-pentagon-genelkurmay)

Şuan ülkem kendi kararlarını kendi vermekte yerli ve milli silahlarını üretmeye çalışmaktadır. Tehdit nereden ve kimden gelirse gelsin başını dik tutmaktadır. Bu düzen elbette birilerinin hoşuna gitmeyecek, birilerini rahatsız edecek ve hesabı sorulmaya çalışılacaktır.

Son sözüm: Ülkemde iç savaş çıkarmak isteyenler asla amacına ulaşamayacak, aramıza fitne tohumları ekmeye çalışanlara ve bu tohumların yeşermesine asla izin vermeyeceğiz.

Yorumlar
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.