İSTANBUL DA YEREL BASIN
Ümit Kahyaoğlu
Yerel basını, şimdiye kadar olan söylemlerimde ve yazılarımda her zaman ikiye ayırmışımdır.
İstanbul yerel basını ve Anadolu yerel basını diye.
Devamında da devletin, İstanbul’daki yerel basını ayrıca tanımlaması gerektiğine vurgu yapmışımdır.
İstanbul, yerel basın veya medya için zor bir yer.
Zorluğun sebep olduğu nedenler; ulusal medya kuruluşlarının merkezinin İstanbul’da oluşu ve İstanbul milliyetçiliğinin gelişememesidir.
Söz gelimi, Anodulu’da, örneğin Konya’da; vatandaş gazete bayisine gittiğinde, hangi ulusal gazeteyi alırsa alsın, yanında bir de Konya Gazetesi talep eder.
Bölgesiyle ilgili haberleri, tüm ayrıntılarıyla Konya Gazetesi’nde okuyacağını bilir.
Anadolu’da gazeteler, bizim gibi ücretsiz dağıtılmaz. Bayilerde parayla satılır. Ayrıca, Basın İlan Kurumu’ndan ciddi ilan gelirleri de vardır.
Anadolu basını, devlet desteğiyle ayakta durabilmekte ve mevkutelerini neşredebilmektedirler.
İstanbul’da ise, bizim ve bizim gibi haftalık, onbeş günde bir ve aylık periyotlarla yayınlanan gazeteler, bayi satışı yapamazlar ve resmi ilan alamazlar.
Resmi ilan alabilmek ve bayiden satış yapabilmek için günlük olma şartı aranmaktadır.
İstanbul’da resmi ilanlar, ya ulusal basına verilir, ya da ismi cismi belli olmayan kaldırım gazetesi mahiyetinde çıkartılan sözde yerel gazetelere verilir.
Bu gazeteler, prosedürü yerine getirmiştir.
Günlük olarak yayınlanırlar.
Resmi ilan alabilme şartlarını, kağıt üzerinde eksiksiz olarak yerine getirmişlerdir.
Bilmem şu kadar SSK’lı ve sarı basın kartlı çalıştırma gibi koşulları da yerine getirmişlerdir.
Ancak, gerçekte öyle midir?
Bu gazeteleri hiç gören var mıdır?
Nerelerde satılıp, dağıtımı yapılmaktadır yada aboneleri kimlerdir?
Yapılacak olan adil bir denetimde, bir çoğusunun resmi ilan alma hakkı belki de ciddi olarak gözden geçirilebilir.
Bütün bu olumsuzlukların önüne geçebilmek için devletin, İstanbul’daki yerel basını mutlaka ayrı olarak tanımlaması gerekmektedir.
Bunun zamanı çoktan gelmiştir.
İşi liyakatıyla yapan gazeteler vardır.
En azından bu gazeteler tespit edilip, resmi ilan hakkından faydalandırılmalıdır.
Haftalık, onbeş günlük ve aylık periyotlarla yayın yapan tüm gazeteler, resmi ilanlardan yararlandırılmalıdır.
İstanbul’da Basın İlan Kurumu’nun arzu ettiği gibi, günlük gazete çıkartabilmenin mümkünatı yoktur.
Eğer olsaydı, birileri şimdiye kadar bu işe kalkışır ve başarırdı.
1000’den fazla yerel gazetenin olduğu bir kentte, bunu başaran olmamış.
Ulusal gazetelerin merkezlerinin İstanbul’da bulunmasının dezavantajını yaşadık yıllarca.
30-40 yıldır gazetecilik mesleğini icra eden arkadaşlarımız var, dönüp arkaya baktığldığında istisnalar hariç, bir arpa boyu yol alınamadığını görüyoruz.
2010’lu yıllarda, AB üyesi olmaya çalıştığımız bir dönemde, dünya kenti İstanbul’daki yerel basının, bu içler acısı halini kimseye izah edemeyiz.
İstanbul’un her ilçesinde AB standartlarını yakalamış, kurumsallaşmasını tamamlamış bir kaç yerel gazetenin varlığı, Türkiye’nin ve İstanbul’un yararına olacaktır.
Yerel basına kalite gelecek ve şehrin kalkınmasına daha çok katkı sunulabilecektir.
Bu gazetelerdeki istihdam artacak, işsiz gazeteci sayısı azalacaktır.
Bu konuda iş, devlete düşmektedir.
Devlet standartları belirlemeli ve yerine getirenlere, resmi ilan vermelidir.
Standartlar belirlenirken de, oldukça makul davranılmalıdır.
Yukarıda da belirttiğimiz üzere gazeteler; haftalık, 15 günlük ve aylık yayınlananlar olmak üzere üçe ayrılmalı ve ona göre müeyyideler konulmalı.
Sonrasında da sıkı bir denetim gerçekleştirilmelidir.
Bu iş için de acele edilmelidir.
Aksi takdirde, 2050 yılına gelsek de, değişen bir şey olmayacaktır.
Hep birlikte kaybedilecektir.
- Geri
- Ana Sayfa
- Normal Görünüm
- © 2012 Duyuru Gazetesi
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.