22 Kasım 2024
  • İstanbul7°C
  • Ankara14°C

IRKÇILIK İNSANLIK DIŞI BİR HASTALIKTIR!        

İbrahim Ciminli

30 Temmuz 2022 Cumartesi 16:11

 İlk ırkçı şeytandır. Kendisini Hz. Adem Aleyhisselam’dan  üstün görmüş, Allah’ın emrine isyan etmiştir. Bu suçundan  dolayı ebedi lanete uğramıştır.                             

Irkçılık (Faşizm); kendi mensup olduğu ırkın dışındaki ırkları, milletleri hakir görmek, aşağılamak, fırsat ve güç bulunursa onlara zulmetmek hatta katletmeye kadar ileri gitmektir. Irkçılık şeytanın ilk kibir ve isyanından bugüne değişik kılık ve yöntemlerle devam etmektedir. Hatta ırkçılık hastalığı öyle ileri derecelere varır ki; kendi mensup olduğu ırkın içerisinde de ayırımlara başlar; Doğduğu yer, tuttuğu takım, bağlı olduğu  mezhep, tarikat ya da cemaat ve benzeri mensubiyetler üzerinden de ayırımcılık ve bir nevi ırkçılık yapılır hale gelir.       

Koca Osmanlı devleti, İngilizler ve Fransızlar başta olmak üzere yabancıların Osmanlı topraklarında ırkçılık ve mezhepçilik fitnesini yaymasından dolayı 35 ayrı parçaya bölünmüştür.                                         

İnsanlık tarihi boyunca ırkçılık ve ayırımcılık yüzünden milyonlarca insan zulme uğramış ya da katledilmiştir. Kur’an-ı Kerim’de Hucurat Suresi 13. Ayet-i Kerime’de Allahu Teala şöyle buyuruyor: “ Ey insanlar! Şüphesiz  sizi bir erkek ve bir dişiden yarattık, tanışasınız diye kavim ( ırk) ve kabilelere ayırdık, Allah katında en değerli olanınız ona itaatsizlikten en fazla sakınanızdır. Allah her şeyi hakkıyla bilmektedir, her şeyden  haberdardır.”                                                            

Ülkemizde özellikle Suriyeli sığınmacılar üzerinden ayırımcı ve ırkçı söylemler yayılmakta, onları hor göstermek için bir kısım siyasiler ve sosyal medya platformları özel gayret sarfetmektedirler. Bazı taşeron  kafatasçılar, sokak köpeklerine ve kedilerine gösterilen merhameti bile Esat zaliminin mağduru Suriyelilerden esirgemektedirler. Suriyeli düşmanlığı yapanların Türk ve müslümanlığından şüphe ederim. Çünkü bu davranışın bizim milli tarihimiz ve köklerimizle ilgisi ve bağı yoktur. Adalet ve merhamet medeniyetinin mensubu olan milletimiz böyle bir görüntüyü haketmiyor.                                            

Kimse kimsenin rızkını yiyemez. Allah’ın verdiği nimeti istersen kullarıyla paylaşırsın. Paylaşırsan asıl kazanan sen olursun. Paylaşmak, yardımlaşmak nimeti ve bereketi artırır.                                                                                  

Yanıbaşımızdaki Suriye krizinin çözümü için hükümetimiz olağanüstü gayret sarfetmektedir. Elbette bu kriz ilelebet sürmeyecektir. Gün gelecek bu problem sona erecek ve insanlar yurtlarına dönecektir. Tuzağa düşmeyelim. Suriye halkı ile milletimiz arasında yardımlaşmadan dolayı oluşan muhabbete ve kardeşlik duygusunun pekişmesine darbe vurmak isteyenler kirli bir oyun sergiliyorlar. Gelecek nesillere bırakacağımız bu tarihi ve güzel “Ensar olma” örnekliğimizi silip, düşmanlık tohumları ekerek bir yüzyıl daha bizi birbirimizden uzaklaştırmak istiyorlar. Hucurat Suresi 10. Ayet-i Kerimede ki Müslümanların kardeş olduğu kesin hükmünü unutmadan bütün ayırımcılık  ve ırkçılıklara karşı çıkalım.                                         

Başka ülkelerden gelen sığınmacı ya da göçmenlere gösterilen hoşgörü ve tahammül, Suriyeli kardeşlemizden esirgeniyor. Bir siyasetçi; esnaf ziyareti yaparken Suriyeli sığınmacı esnaf  ile karşılaşınca; nereli olduğunu soruyor, esnaf da “Suriyeliyim, Türkmen’im” diyor, siyasetçi ne cevap vereceğini şaşırıyor;” ha tamam, Türkmenler isterlerse kalabilirler” diyor. Yani Türkmen kardeşimize tepkilerden korktuğu için ülkene git diyemiyor, Arap olsaydı gidin ülkenize diyerek onu kovacaktı. Halbuki onların gitmeleri için henüz uygun bir ortam yoktur. Suriye’deki katil Esat ile bizdeki Suriyeli  düşmanları aynı kafadadırlar. Fırsatını bulsalar Esat’ın yaptığını Türkiye’de milletimize yaparlar. Böl parçala yut politikalarına alet olmayalım. Yardım edince malımız azalmaz tam tersine bereketlenir. Allahu Teala’nın emrettiği ve Kur’an Kerim’in bize öğrettiği budur. 15 asırlık Türk İslam Medeniyetinin bize bıraktığı örnek ve insani olan davranış da budur. Yazıklar olsun ırkçılara ve bunu körükleyen gafillere.           

 Peygamberimiz Hazreti Muhammed  Aleyhisselam’da yaşadığı topraklardan; Mekke’den, uğradığı zulümden dolayı 1444 yıl önce Medine’ye hicret etmek zorunda kalan bir muhacirdi. Unutmayalım; hicreti anlamak “Ensar” olma şuurunu pekiştirmek ve bir muhacire yardım etmek, en azından onları incitmemek demektir.

Yorumlar
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.