İBRET ALINSAYDI HİÇ TEKERRÜR EDER MİYDİ TARİH ! 

Yavuz Sultan Selim, 1514 yılında İran üzerine sefere çıkmıştır.

Sivas ve yöresinde tekrar bir karışıklık çıkmasın diye Şehzade Süleyman’ı 50 bin kişilik ordu ile Anadolu’ da bırakmıştır.

Uzun ve meşakkatli bir seferde olan Osmanlı ordusu arasında huzursuzluklar çıkmış ve seferin iptal edilmesi istenmiştir.

Kararından dönmeyeceği belli olan Sultan Selim, ordusu başında sürekli ileri gitmeye devam edip, Şah İsmail’i aramıştır.

Sultan Selim çadırındayken çadırına ok atılmaya kadar gidilmiş ve asker tavrını belli etmiştir.

Bunun üzerine Yavuz çadırından çıkarak şunları söylemiştir: “Karılarının koynunu özleyenler, geri dönsün, er olan peşimden gelsin. Ben tek başıma da düşmana giderim.”

Bunun üzerine asker hatasından geri dönmüş ve nasıl bir padişahın, cihangirin peşinden gittiklerine tam olarak inanmışlardır.

Bu gün ne Yavuz var nede hatalarını anlayabilecek tebaası. Artık biz bizeyiz. Bu günü ve sorunlarını iyi okumamız gerekiyor.

Sosyal medya, Müslümanların neden bu kadar darma dağınık olduğunu açıkça gösteriyor.

Varoluş amacımız nedir, niye yaşıyoruz, hangi değerleri temsil ediyoruz?. Nefsimizi, midemizi, zevkimizi, makamımızı, paramızı düşündüğümüz kadar İslam ve Müslümanlar diye bir derdimiz varmı sahi.

Haçlı bütün tefrikalarına rağmen, hilale karşı, müslümanlara karşı birleşip zulmün dibini sıyırıyorsa, kazana atıp fokurdatıyorsa onların güçlü olmasından değil bizim başıboşluğumuz, vurdum duymazlığımızdan, sorumsuzluğumuzdan faydalanıyor.

Bazı paylaşımları görünce 
Aklıma  Allah rasûlü s.a.v zamanındaki  münafıklar da gelmiyor  değil...

Ölümle  yüz yüze  gelen ve onu kucaklayan çocuklar "Hasbünallahü ve ni'mel vekil" Allah bize yeter, o ne güzel vekildir diyebiliyorken, hala biz hiç bir şey olmamış gibi hayata devam ediyoruz.

Dahası açlıktan ölecekmiş gibi bir durum sergiliyoruz..
Rezzak olan Allah teâlânın kullarının rızkını 
eksiksiz verdiğinden şüphemizmi var acebâ.. 

yediğimiz önümüzde, yemediğimiz arkamızda. Keyiften çatacak yer arar gibi bir hâlimiz  var...
nasıl olsa sosyal medyada  var. Sınırda yok ki kim tutar bizi.

Bulunduğumuz durum Gazze'yi orada olup bitenleri göremez duruma bizi düşürmesin...!

"Gülme komşuna gelir başına" sözü de boşuna söylenmedi....

Ahirete zulümle göç eden çocuklara "İyi ki Ahiret var... İyi ki hesap günü var." dedirtmeyelim...

NE YAPTIĞIMIZI 
VE  BUNDAN SONRA NE YAPMAMIZ GEREKTİĞİNİ TEKRAR DÜŞÜNMEK DİLEĞİYLE....