22 Kasım 2024
  • İstanbul16°C
  • Ankara16°C

HEY GİDİ GÜNLER

Ümit Kahyaoğlu

Gazetecilik mesleğine başlayalı 28 yıl oldu.
1983 senesiydi.
O zamanlar babamın memuriyetinden dolayı Sakarya’da ikamet ediyorduk.
Kendisi ordu mensubuydu.
Bir askerinin ağabeyi Sakarya Gazetesi’nin imtiyaz sahipliğini yürütüyordu.
Rahmetli Semih KÖPRÜLÜ.
Sakarya Gazetesi o yıllarda Günaydın Gazetesi’ne bağlı bir bölge gazetesi olarak yayın yapıyordu.
Burada göreve başlayan muhabirler önce Günaydın Gazetesi’nde staj görüyor, başarılı olanlar kadroya alınıyordu.
Liseli yıllardı.
Lise ikinci sınıfın yaz tatilinde Sakarya Gazetesi’ne Semih Köprülü’yle görüşmek üzere gittim.
Kendisi yoktu.
Haer Müdürü Necdet GÜNGÖRSÜN, elime bir yazılı metin verdi ve “Metindeki konuyu haberleştir.” dedi.
Beş dakika sonra Semih Köprülü geldi.
“Seni Melih Bey mi gönderdi?”
"Evet". Dedim.
Necdet GÜNGÖRSÜN’e dönerek; “Bu delikanlıyı kadroya alın.”dedi.
Giriş o giriş.
Sakarya Gazetesi günlük yayınlanıyordu.
O yıllarda 5-6 bin günlük traj yapıyordu.
Bir gün hiç unutmuyorum, meşhur Sakarya cinayetinin katili yakalandığında, iki baskı yapmış ve 12 bin traja ulaşmıştı.
Bir kaç ay stajyer muhabir olarak kadrolu muhabirlerin yanında çalıştık.
İşe henüz yeni ısınıyordum.
Ancak bir iki kez fotoğraf çekmiştim ki, beni tek başıma habere gönderdiler.
İsmini hatırlayamadığım bir köye gidecektim.
Köyün muhtarı ve ileri gelenleri otobüsle gazeteye gelmiş ve muhabir istiyorlardı.
Gazetede benden başka muhabir yoktu.
Diğerleri haberde.
Necdet GÜNGÖRSÜN, (Allah rahmet eylesin); “Ümit sen git.”dedi.
Heyecanlıydım.
İlk kez tek başıma habere gidecektim.
Muhtar ve diğerleriyle birlikte otobüse bindik.
Yarım saat sonra köydeyiz.
Hiç unutamadığım manzara; Köy okulu gazeteci gelecek diye tatil edilmiş. Okul müdürü, öğretmenler ve tüm köy halkı gazeteci bekliyor.
Beni.
Çocuklar tek sıra, başlarında öğretmen yola dizilmişler.
Manzarayı görünce bir heyecan.
Okulda bir salon, ortada masa ve kuş sütü eksik sofra.
Herkeste bir hürmet.
Utanıyorum, sıkılıyorum.
Sanki köye bakan gelmiş, vali gelmiş.
Eksiği var, fazlası yok.
17 yaşında mesleğe yeni başlayan toy bir muhabir.
Baş köşede bir masa, ben, muhtar, öğretmenler ve tüm köylü karşımda.
Herkes benden bir şeyler bekliyor.
Saygıyla ve şükranla gözleri gözlerimde.
Kendimi tanıtıp sorunlarını anlatmalarını istiyorum.
Onlar konuşuyor, ben yazıyorum.
Köyün genç kızları, ellerinde taze ayran dolu bardaklar, hizmet için seferber olmuşlar.
Çekilen fotoğraflar ve uğurlama.
Kendimi bakan gibi zannettiğim gün.
Allah rahmet eylesin.
Necdet GÜNGÖRSÜN, 4 yıl önce vefat etti.

Üzerimde çok hakkı vardır.
İyi bir gazeteci, kalemi güçlü, Sakarya’nın medarı iftarıydı.
Tek derdi Sakarya olan bir gazeteciydi.
Haber yazmayı, muhabirliği ve gazeteciliği bize sevdiren öğretendi.
Benim gibi bir çoklarında emeği vardır.
Mekanı cennet olsun, nur içinde yatsın.

Yorumlar
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.