GÜN DÖVÜNME GÜNÜ DEĞİL…

‘ Sizi Allah’a şikâyet edeceğim…’

Belli ki, bu isteği cevap buldu masum yavrucuğun!

Elbette ki, Allah asla unutmaz, tehir eder.

Unutturulmaya çalışılan: Haktan, hukuktan, adaletten,

yok sayılan merhametten,

dahi İnançları yüzünden ötekileştirilenlerden dolayı;

uyarının vakti geldi. Ve…

Dünya bir de ’ korona virüs’ belasına duçar oldu!

Fakir, zengin…

Beyaz, siyah, sarı, kırmızı hâsılı renkleri ayırt etmeden;

İnsanlığı dize getirecek besbelli!

Yani kalmayan insanlığı…

Unutulan ahlaki değerleri,

Uygulanmayan adaleti,

Bencilleşen, modernitenin esiri olan ve hatta…

Ruhta müflisleşen beşeri hizaya getirme olayıdır bu!

 ‘Güç bendedir’ diyen insanlığa;

 ‘Muktedir kimdir?’ sorusu sorulmakta!

Bunca zulmün yaşandığı bir dünyada,

Bu zulmün yoğunlaştırıldığı bu coğrafyada,

İnsanların inançlarına göre katagorileştirildiği bir zihniyete,

Hakkın, Hakikatin hatırlatıldığı bir vakadır bu!

Elbette ki, bu işaretin olumlu yanları da var.

Fakat düşünen, sorgulayan ve anlayanlar için!

Dünya insanlık tarihi belki de hiç olmadığı kadar,

böylesine ‘batıl değerler’ kokuşmasıyla karşı karşıya…

Bu değerler… Bu temel dinamikler nedir?

Tamam, uzatmayacağım.

Kısa ve net!

Mesele: Hakk ile Batıl meselesidir.

Ya İlahi emirlere uyacak Rahman’ın safında olacaksınız…

Ya da, Şeytanın!

Efendim mesele bu kadar ucuz mu?

Elbette ki, hayır!

Ucuz olsaydı ‘sıradan ve önemsiz’ olurdu zaten.

İnsan olanlar veya olmak isteyenler için zor bir mesele!

Bu olayı zaman içinde irdeleyeceğiz…

Ancak gün dövünme günü değil,

tedbir alma günüdür!

Bu manada da, ülkeyi yönetenlerin vereceği talimatlara,

kurallara harfiyen uymalıyız…

Ancak unutmayalım ki, Hz. Peygamber (s.a.v.) şöyle uyarmıştı bizleri:
"Zulme uğrayanın bedduasından kork.
Çünkü mazlumun bedduası ile Allah arasında hiçbir engel yoktur."

Şimdilik insanlığa geçmiş olsun!