21 Kasım 2024
  • İstanbul6°C
  • Ankara14°C

‘’GÖKYÜZÜNDE YALNIZ GEZEN TÜM YILDIZLARA...’’

SAHNEYE KENDİNİ ADAMIŞ, SANATIN HER ALANINA İLGİ DUYAN OYUNCU YAĞMUR ÇAĞLAN...

‘’GÖKYÜZÜNDE YALNIZ GEZEN TÜM YILDIZLARA...’’

23 Aralık 2021 Perşembe 11:39

metinici1-005.jpg

Büyük ustalarla aynı sahneyi paylaşmış Yağmur Çağlan, oyunculuğa başlama serüvenini anlattı; ‘’Ankara doğumluyum, çocukluk ve lise yıllarımı Antalya'nın Manavgat ilçesinde geçirdim. Mesleğimin temelleri burada atıldı. Okul hayatımda ve mahallede arkadaşlarımla birlikte skeçler ve gösteriler düzenlerdik. Babamın beni animasyon ve oyunculuğa teşvik etmesi de bu dönemde oldu. Üniversiteyi istemediğim bir bölüm deneyimi ile yarıda bırakıp bu kez annemin beni bir yarışma programına yönlendirmesiyle asıl yolculuğum başladı. 2011 senesinde Kanal D ‘de yayınlanan Artist Mektebi oyunculuk yarışmasının seçmelerini kazandım ve kendimi çok değerli koçlarla çalışırken buldum. Kısa sürede büyük usta Haldun Dormen'den tiyatro ve sahne adına çok şey öğrendim. Daha sonra Ankara’ya dönerek 7 yıl Devlet Tiyatrosu’nun oyunlarında görev aldım. Bu süreç boyunca özellikle mask oyunculuğunu öğrenmem de çok sevgili Ulviye Karaca hocamın emeği büyüktür. İlk kamera deneyimim ‘’Unutma Beni’’ dizisiyle oldu. İstanbul'a taşınmamla birlikte çeşitli tiyatro projelerimin yanı sıra Ufak Tefek cinayetler, Avlu ve son olarak Anot Her Serf dizisinde rol aldım. ‘’.

Çağlan, ‘’Sinema, Dizi ve Tiyatro için; Aslında hepsinin ifade etmeyi öğrenme yolunda çok güzel katkıları oldu. Ayırmam gerekirse bence bir oyuncunun Tiyatro sahnesindeki tatmin duygusunu veren alkış reaksiyonun yeri apayrıdır. Seyirci ile göz göze gelebildiğim anlarda oluşan sinerjinin heyecanıyla kişiye direkt etki edebilme potansiyelinin oluşu tiyatro içinde beni en mutlu eden anlardan. ‘’ sözleriyle en çok tiyatro dalının içinde olmaktan mutluluk duyduğunu ve tercih ettiğini söyledi. Çağlan, Sahnedeki konsantrasyonu bozmadan, olay akışında kalarak ve doğal bir şekilde oynamak için yapılması gerekenleri ‘’ Açıkçası birçok oyunculuk metodu var. Ben hayatımda etkili ve genelgeçer de olsa kalıplara sığamayan bir yolculuk içerisindeyim, doğal olan ya da doğal gelen bir oyunculuk için önce ‘’doğallığı’’ konuşmak gerekir ve bu da kendin olmaktan geçiyor. Ama yaptığımız işte birçok karakter olmamız gerekebiliyor, bu durumda kendi halinden çıkıp sunulacak karaktere bir yolculuk başlıyor. Tecrübelerim doğrultusunda sahne konsantrasyonu sağlamak, olay akışından kopmamak ya da doğal olan bir şeyler sergileyebilmek için oyuncunun bedenini, sesini ve zihnini çok iyi tanıması gerektiğini düşünüyorum.’’ Sözleriyle belirtti. Aynı zamanda oyuncu koçluğu yapan Çağlan, kendisini koçluğa iki değerli arkadaşı olan Gülay Say ve Hasan Pehlivanoğlu’nun dahil ettiğini söyledi. Oyuncu koçluğunun çocuklarla çalışırken pedagojik tarafına da önem veren Çağlan;’’ Birlikte Çukur dizisi, Dayı filmi ve birkaç projenin hazırlığında çalışma fırsatı yakaladım. Oyunculuğun yanı sıra oyuncu koçluğu ile katkı sağlamaktan mutluluk duyuyorum. İyi bir gözlem, kuvvetli bir iletişim ve fazlaca emek isteyen bir alan. Özellikle çocuklarla çalışırken bu işin pedagojik tarafına da önem verip buna göre bir çalışma programı uygulamak çok önemli. Her işi severek yapmak pozitif bir getiri sağlar ama özellikle çocuklarla çalışırken her şeyi iki kez sevmeniz gerekir diye düşünüyorum. Onların zihinlerine küçük yaştayken dokunabilmek yaratıcı ve faydalı bir yapı oluşturma da emek vermek benim için çok değerli. ‘’ diyerek oyunculuktan arta kalan zamanlarda çocuk etkinliklerinde yaratıcı drama ve sunuculuk yaptığını da belirtti. Usta oyuncu Ayşen Gruda ile ‘’Entrika Kuntrika’’ oyunu sayesinde ile yolları kesişen ve oyunun yönetmenliğini üstlenen Çağlan, Aynı sahneyi paylaştığı Usta oyuncu Ayşen Gruda’dan sahne adına birçok tecrübe edindiğini dile getirdi ‘’Uzun süren provalar da ondan seyirci nabzı konusunda çok fazla şey öğrendim.’’ Ayşen Gruda ile çok fazla anıya sahip olduğunu söyleyen Çağlan bir anısını şu cümleler ile anlattı. ‘’ Aramızdan ayrılmadan önce sahneye çıktığı son projelerdendi. ‘’ Domates Güzeli’’ dediğimde, portakal tarlasında çektirdiğim bir fotoğrafımı açtırıp ‘’sen de portakal güzelisin artık’’ demişti. Sahnede ‘’gökyüzünde yalnız gezen yıldızlar’’ şarkısını söylediğim bir performansıma eşlik etmek istemişti, şarkı bittikten sonra ‘’ ben final de sahnede kalmayacağım final alkışı senin hakkın.’’ demiş ve sahneyi bana bırakmıştı. Bu sektöre yıllarını vermiş, hayatını adamış bir ustanın yoluma dokunmuş olmasından dolayı çok şanslıyım. Onu her andığımda gökyüzünde yalnız gezen tüm yıldızlara sevgi gönderirim. Öğrendiklerimi öğretme yolumda ışığıyla bana yol göstereceğine eminim.’’ Diye ekledi.

metinici3-002.jpg

Bu deneyim ile Türk tiyatrosu ve kabarenin duayenlerinden Yılmaz Gruda ile bir araya geldiğini belirten Çağlan; 2018’de kurulan Çivi kabarenin neden ve nasıl kurulduğu hakkında şu bilgileri verdi; ‘’Entrika Kuntrika’dan sonra Ayşen hoca’nın kızı Elvan Gruda bizi tekrar bir araya getirerek Yılmaz Gruda’nın çatısı altında topladı. Sadri Alışık tiyatrosun da halkın sorunlarını bir araya getirerek hem güldürmek hem de akıllarda bir soru işareti bırakmak amacıyla 11 oyunu bir araya getirip Çivi Kabareyi kurdu. ‘’Biz bize benzeriz’’ oyunumuz teknolojinin bizi kültürel değerlerimizden uzaklaştırmasıyla ilgili birçok konuya değindi. Mesleğimde çok büyük tatmin yaşadığım bir kabare tiyatrosuydu.’’ Dedi. ‘’Yeri gelmişken Çivi Kabare hakkında Yılmaz Gruda’nın çok sevdiğim bir sözüne sığınmak isterim; ‘’ Tiyatro hiçbir zaman nutuk atmaz, sadece ima eder bizim de yaptığımız şey aslında temelde bu.’’ 75 yıllık tiyatro hayatının bir döneminde onun çıraklığını ve kaleminin oyunculuğunu sergilemek benim için büyük bir ayrıcalıktı.’’ dedi. 

metinici2-010.jpg

Çağlan Fantastik dizi denemelerini yakından takip ettiğini ve bu içeriğe hizmet etmek istediğini söyledi. Psikolojik ve Spritüal konularda OGM Picture’s medya şirketinin ürettiklerine de ayrıca ilgi duyduğunu da söyledi. ‘’ İzleyenleri kendi iç dünyalarına teşvik etmeleri, öğrenilmiş çaresizlik yerine yeniliğe sürükleyen konuları ile dönüşüme katkı olmaları sektörde bilinçli bir üretime örnektir benim için’’ diyen Çağlan anlatımına şu sözlerle devam etti; ‘’ Ben de her geçen gün kendimde, ülkemde ve hatta evrende yeni şeyler keşfederken, aslında hiçbir şey bilmediğimi kendime hatırlatarak, ürettiğim her alanda pozitif etki yaratabilecek yenilikler peşindeyim. Müzik'e olan ilgim ve çok yakında bu alanda da üretime geçiyor olmak da aynı sebeptendir. Sanatın her alanında, yaratıcı gücümüzle birlikte var olmaya, üretmeye ve bilinçli bir şekilde tüketmeye ihtiyacımız var.’’.

RÖPORTAJ:YAREN ÇELİK

Sakarya Uygulamalı Bilimler Üniversitesi 

Yorumlar
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.