GİYİNMİŞ AMA ÇIPLAK NASIL OLUYOR?

Tesettürlü olup da sokakta oynayan, kıvrılan, şımaran kız kardeşlerimiz var bizim. "Din nasîhattir" sözünden hareketle bu kardeşlerimize bir hatırlatma yapmak istiyorum. 

Bilesiniz ki tesettür süslenme elbisesi değildir, Allah’ın emirlerine itaat ettiğinin göstergesi, peygambere bağlı kaldığının alâmeti farikasıdır. 

Tesettür, “İffetin tacıdır”, İffetinizi ayağa düşürmeyin!

Yüce Allah cc Kur'an-ı Kerim'de şöyle buyuruyor:
"Ey Peygamber! Eşlerine, kızlarına ve mümin kadınlara söyle: Örtülerini üzerlerine alsınlar." (Ahzab 33/59)

Tesettür; örtünmek, gizlenmek, dikkat çekmemek içindir. Siz ise çarşıda, düğünde, pazarda podyuma çıkan mankenler gibisiniz. 

Allah cc Nur 31 de şöyle buyurur:
“Ziynetlerini açığa vurmasınlar…”

Ziynet sadece bilezik, küpe, alyans değildir. Bedeninizde ziynet sayılır. Tesettürlü elbise ile oynadığında, her kıvırtmanda, çalımlar atmanda, kırıtarak attığın her adımda 
Allah’ın “örtün” dediği yeri, insanların gözleri önünde seyirlik hâle getiriyor olmanız müslüman bir hanımefendinin yapmaması gereken bir davranıştır. 

Bu şekilde davranarak güzelleştiğinizi, güzel giyindiğinizi, güzel yaptığınızı düşünüyor olabilirsiniz ama aslında siz bunu yaparak tesettürün içini boşaltıyorsunuz. 

Sizler Kabe'ye gidiyorsunuz Kabe'nin içinden çektiğiniz videolar, fotoğraflar, verdiğiniz mesajlar.. Bir Müslüman olarak baktığınız zaman hiç bir yere sığmıyor bilesiniz. 

Peygamber Efendimiz  cehennem ehlinden bahsederken bakın ne buyuruyor.

"... Giyinmiş, çıplak kadınlar ki bunlar Allah'a taatten dışarı çıkmışlardır. Bunlar, başkalarını da baştan çıkarırlar. Başları deve hörgücü  gibidir. Bu kadınlar cennete girmek şöyle dursun, kokusunu dahi almazlar. Halbuki onun kokusu şu şu kadar uzak mesafeden duyulur." buyurdular." [Müslim, Cennet  53, (2857), 52, (2128).]

Tesettürün var ama tesettürün ruhu yoksa, elbise sadece bir “örgü”den ibarettir. 

Ruhunuzu edep, vakar, hayâ kuşatmadıkça Allah’ın rızasına ulaşmak sadece bir temenniden ibaret olur, bilesiniz. 

Peygamberimiz ﷺ şöyle buyuruyor:
“Hayâ imandandır.” (Buhârî, Îmân 16) 

Düğün salonunda, sokakta, kameraların karşısında bir müslüman kadının haya elbisesini de giyinmiş olması gerekir.

Giyinmiş bir çıplaklık olarak tarif edilen şeyi yaparak nereye varmak istiyorsunuz ? 

İnsanlara beğenilmek mi?
Takipçi toplamak mı?
Hoş görünmek mi?
Diyelim ki beğenildiniz, takipçiler artırdınız, insanların hoşuna gittiniz. 

Peki ya sonrasını, daha sonrasını ömür bittikten sonraki yeni başlayacak hayatınızı hiç düşündünüz mü? 

İnsanları bırakın bir kenara, Rabbimizin nazarında kıymetli olmak istemez misiniz?

Düğünlerde hoplayıp zıplayarak, kalabalığın arasında bedenini sallayarak, bir müslüman kadının, aynı zamanda tesettürün vakarını ayaklar altına alarak, nefsinin heva ve hevesine, arzularına uyarak Allah'ın rızasına erişmek mümkün müdür? 

Bundan sana, işine bak diyen olabilir?. Milletin giyimine kuşamın ne karışıyorsun diyenler vardır. 

Allah için sakındırmaya çalışıyoruz; sizi kınadığımız için değil, kötülemek için değil; yanlış olan işlerin, kötülüklerin cezasını sizden uzaklaştırmak için uyarıyoruz.

وَقُلِ الْحَقُّ مِنْ رَبِّكُمْ فَمَنْ شَٓاءَ فَلْيُؤْمِنْ وَمَنْ شَٓاءَ فَلْيَكْفُرْۙ اِنَّٓا اَعْتَدْنَا لِلظَّالِمٖينَ نَاراًۙ اَحَاطَ بِهِمْ سُرَادِقُهَاؕ

"Ve de ki: Gerçek, rabbinizden gelendir. Artık dileyen iman etsin dileyen inkâr etsin. Biz, zalimler için alevleri kendilerini çepeçevre kuşatan bir ateş hazırladık." Kehf  Sûresi 29

Dileyen nasîhatlere kulak versin, dileyen de kulak tıkasın... 

Üzerimize düşen hatırlatmaktan ibarettir. Vesselam.