FOTOĞRAFLAR NE ANLATIR, ŞİİRDEN KALBE NE DAMLAR?
Coşkun Otluoğlu
12 Haziran 2020 Cuma 10:58
Malumdur ki artık hızla akıp giden bir fotoğraf nehrinin içindeyiz. Sosyal medya hesaplarından taşmakta olan, cep telefonlarındaki öz çekim çılgınlığı fotoğraf galerilerini patlatmaktadır. Bir de çekilip de saklanılan…
Fotoğrafların aldatılmaz bir aldatılıcığı da yok değil. Tezatlar var, tezatlar!
Bazen olduğu gibinin yanında bazen de olmadığı gibi görüntüler vermeye şamil.
Gösteriş, duyguların tatmini, egonun zirvesi ve kişinin çoğunlukla kendisini aldatmasıyla bitmeyen şımartılmışlık. İddia ediyorum her yerde ve herkeste bu var.
Bir insan yediği yemeğin paylaşımını neden yapar? Veya yaptığı bir hayrı, ettiği bir hizmeti neden fotoğraflarla reklam eder? “Görün beni, bakın ben iyi biriyim; iyi işler yapıyorum.” demeye getirir herhalde. Kimi kandırıyorsa, kimin gözüne girmek istiyorsa…
İyilik ve hayır işi birilerinin gözüne girmek için midir?
Reklamını yaptığın şeyler zaten senin yapman gereken şeyler. Mesela her gün tuvalet temizleyicisi bir kardeşim temizlediği tuvaletlerin paylaşımını mı yapmalı? “Bakın ne güzel temizliyorum.”
İnsan övülmeyi seviyor. Ne bileyim biraz da bunların pofpoflanması var. “Aaa, ne güzel çıkmışsın; ne çok beğeni almışsın.” gibi kibrin, egonun kendini beğenmişliğin verdiği dayanılmaz tatmin.
“Bak, Milletvekilimiz ne güzel çıkmış.” “Aman, Belediye Başkanımız hizmette sınır tanımıyor.” “Müdür Bey açılışta ne poz vermişsin amma” gibi şişirmelerle fotoğrafların altına düşen notlar…
Fotoğraflarda ve gündemde aleyhimize bir şey yoksa hizmet tamamlanmıştır. Sorun yok! Yeni fotoğraflara ve yeni pafpoflanmalara devam…
Fotoğrafların aldatıcılığı manipleye, yanlış yönlendirmeye, gündem değiştirmeye, iki yüzlülüğe ve hatta riya ile münafıklığa çok rahat çanak tutulacak bir mecra. Bunu en güzel 15 Temmuz’dan sonraki günlerde gördük. Burada yiyip Fetullahın orada yumurtlayanlar, Bayrağımızı kaptığı gibi “Nöbetteyiz” paylaşımları yaptılar. Fotoğraf böylece aldattı…
Oysa nöbetteyiz paylaşımı yapan sözüm ona mücahitler, menfaat için her türlü hilebazlığı, kardeşkanına girmeyi her şartta mubah gördüler. İftira, dedi kodu, kulis faaliyetlerine 15 Temmuz’dan sonra daha da hız verdiler. Ama burada başka fotoğraflar kullanıldı…
“Bak kardeşimiz falan vakıfta yönetim kurulundaymış.” “Gördün mü ona kötü diyorsun ama o şimdi bizim dernekte faaliyet gösteriyor.”
Nereden bildin? “Nereden bileceğim, bak Başkanımızla birlikte poz vermiş”
İyi, alkış o halde!
Bir de şiirin dili var tabi.
Şiir, fotoğrafa benzemez. Çünkü fotoğrafta poz verme varken şiir de duygu vardır. Şiir gerçekte aldatmaz. Fotoğrafta görüneni alırsın, şiirde hissettiğini., Görünmek dıştan, hissetmek içtendir.
İçten olan şey seni sarsar, etkiler ve duygularına yön verir. Bu yüzen samimidir.
Samim olan şeyde riya bulunmaz. Zaten fotoğraf gibi şiir gelip seni bulmaz, sen gider şiiri
bulursun. İçine damlayan, kalbini kadife gibi yumuşatan,n, kelebek gibi uçuran şiirler, mısralar, imgeler… Bunlar senin kalbine damlar.
Samimi fotoğraflar yok mu? Var elbet de. Zaten ya çocukluk fotoğrafları ya da samimice adımını attığın anlara ait olanlar…
Fotoğraf aldatır kardeşim. Bırak.
Sen şaire kulak ver:
“Bir duruşu olmalı insanın; bir bakışı, bir anlayışı, bir aşkı, bir davası olmalı.”
Bunlara sahip bir kimse tutup da birilerini aldatma yoluna gider mi?
- Geri
- Ana Sayfa
- Normal Görünüm
- © 2012 Duyuru Gazetesi
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.