FİNANS BAHARI : EMLAK KATILIM BANKASI
Abdullah Sertkaya
02 Mart 2020 Pazartesi 11:22
Kıştan çıkıp bahar mevsimini yaşamak üzeriyiz. Baharı İstanbul’da yaşamak daha güzeldir. Baharı yaşamak kavramı akla gelen havanın ısınması, çiçeklerin açılması, soğuk havanın ılıman olması, daha çok güneşi görmek gibi anlamlandırabilir. Bunun ötesinde aile geçimini kolaylaştıracak, bireysel tasarruflarınızdan size ek gelir sağlayacak, Türk ekonomisinden size daha çok kazanç elde etme fırsatını yaşatacak bir bahardan söz etmek istiyoruz. Bu baharın gelişini “Emlak Katılım Bankası’yla görebiliriz.
İsmini hep duyduğumuz Emlak Bankası faiz dağıtarak mudilerini memnun etmeye çalışan bankaydı. Oysa bugün ise Çevre ve Şehircilik Bakanlığına bağlı bir Anonim Şirket statüsünde faaliyet göstermektedir. Al-Baraka finans kuruluşunda Genel Müdür Yardımcısı olarak görev yapan Nevzat BAYRAKTAR, Emlak Katılım Bankasının Genel Müdürüdür. Bu ne anlama geliyor? diyebilirsiniz. Emlak Katılım Bankası, faiz sistemi yerine bireysel finansı pazarlayan, bireysel tasarrufları kâr-zarar yaklaşımıyla değerlendiren, küçük miktardaki tasarrufları bir araya getirerek büyük yatırımlar yapan, ticari faaliyette bulunan helal kazanç kapısıdır.
Bu hafta içinde tebrik edilmek üzere ziyaret edilen Genel Müdür Nevzat BAYRAKTAR “Türk ekonomisine katkı sağlamak ve ferdi tasarrufa helal kazanç elde etmenin yolunu açmak, vizyon ve misyonumuzdur.” diyerek ekonomide baharın geldiğini vurgulamaktadır. Sayın Nevzat BAYRAKTAR, finans sektöründe tecrübe ve bilgisinin yanında halkla ilişkilerinde mütevazı bir insan olduğu hemen dikkat çekmektedir. Kendisine finans sektöründe muvaffakiyet dileriz.
Faize karşı olan her insan, finans baharını arzu etmiştir. Milattan önce yaşayan Aristo (M.Ö.384-322) bile finansın bu baharını bekliyordu. Aristo “para parayı, doğurmaz.” diyordu. Toplum halinde yaşamanın temel gayesi, yardımlaşma ve dayanışmadır. Mesela 100 Bin Türk lirası olan bir kimse, hiç parası olmayan bir kimseye göre zengindir. Zor durumda olan güvenilir, borcunu ödeyebilecek bir kimseye 1000 Türk Lirasını iki veya üç aylık bir süreyle borç verse, muhtaç olan o kimse, borç verene ne kadar dua eder!
Evini kiraya veren bir ev sahibi, kiracıya “Sen bu evde 20 yıl otur. Kira bedeliyle bu eve sahip olacaksın.” dese, kiracı duyduklarına inanamaz. Kiracı, o eve gözünden daha iyi bakar. Bir sanayici, sermayesi olmadığı için üretim yapacak makinası yoktur. Fakat üretime destek veren zengin bir kimse, sanayiciye “Ben ihtiyacın olan makineyi alacağım. Git, alacağın makine hakkında peşin veya vadeli fiyatını araştır. Gel seninle bu konuyu görüşelim.” der. Sanayici üretim makinesinin peşin ve vadeli fiyatlarını öğrenir. Destek verecek zengine gelir ve araştırmaların sonucunu aktarır. Makinenin fiyatı peşin 500 Bin Türk Lirası olsun, vadeli (5 yıl) fiyatı 1.000.000 Türk Lirası olsun. Sanayici ve finansör (destek veren zengin) bir sözleşme yaparlar. Her iki taraf memnun olur. Çünkü atıl duracak olan para ile paraya ihtiyacı olan sanayici buluşmuşlardır.
Bu örneklerden anlaşılacağı üzere, borç-alacak ilişkilerini yönetmek profesyonel bilgi, beceri ve tutum gerektirmektedir. Verdiğimiz örnekler teorik bilgilerdir. Fakat uygulama ise daha çok zordur. Bu zorluklar, kurumsal bir yapıya sahip olan finans kuruluşların varlığını zorunlu kılmaktadır. Finansı (para) yönetme, bir sanattır. Her sanat gibi para yönetme sanatının kurallarını bilmek gerekir. Sıradan bilgiyle para yönetilemediğini, kişiler arasındaki borç alacak nedeniyle kanunsuz hesaplaşmalar bunu açıkça göstermektedir. Birçok insan borç alacak yüzünden dert yanmaktadır.
Dünyadaki finans kuruluşları ya faiz ya da kâr-zarar yaklaşımıyla finans hizmeti vermektedirler. Halkımız faizin haram olduğuna inansa da faize bulaşmaktan da kurtulamıyor. Faizden kurtuluşun çaresi, küçük tasarrufların bir araya getirilmesiyle mümkün olabilmektedir. Yani, kâr-zarar sistemine katılmaktır. Kâr-zarar katılımı, faiz sistemine hiçbir şekilde benzemez. Fakat bilgisi olmayan birçok kimse, kâr-zarar katılımını faiz bankalarına benzetmektedir. Oysa kâr-zarar katılım sistemini incelese, açıkça benzemediği görülecektir. Bizler birer fert olarak toplum hayatında ya ihtiyaç duyduğumuz parayı teminini isteriz ya da tasarrufumuzun enflasyon karşısında korunmasını isteriz. Her iki durumda da profesyonel bir yaklaşımla finansı yönetmek gerekir. İşte finans konusunda profesyonel konumda bulunan katılım bankalarla çalışmak artık zorunlu bir ihtiyaçtır. Kâr-zarara katılımı, Müslüman âlimlerince benimsenen ve uygulanması teşvik edilen bir sistemdir.
Kiralarınızla Emlak Katılım Bankasından ev sahibi olmanız mümkün olabilmektedir. Emlak olduğu kadar başka alanlarda da Emlak Katılım Bankasıyla iş birliği yapabilirsiniz. Emlak Katılım Bankası ve finans yönetimi hakkında daha fazla edinmek için web sitesine, hazırlanan kitap, kitapçık, broşür, video gibi tanıtım materyallerini okuyabilirsiniz. Şayet okumaya vaktiniz yoksa, Çilek Kişisel Gelişim Merkezi Pendik Şubesi tarafından düzenlenecek Şehit çocuklarına Hızlı Okuma ve Anlama Projesine katılarak bir dakikada 200 kelime okuma yerine 1900 kelime fırsatını yakalayarak sizin için “okuma işi” sıradan bir iş olabilir.
- Geri
- Ana Sayfa
- Normal Görünüm
- © 2012 Duyuru Gazetesi