EY İNSANLIK NEREYE GİDİYORSUN! 

Nasıl kötü bir zamana denk geldik böyle Allahım. Ömrümüz vicdansızların, sapıkların, katillerin, ahlaksızların yaptığı çirkinliklere şahit olmakla geçiyor. 

Nefretin, öfkenin, saygısızlığın, küstahlığın, acımasızlığın, despotluğun, cinselliğin, şehvetin, cehaletin ortasına düştük. 

Yetmezmiş gibi bunların olmasından hoşnut olan, toplumda yaymaya çalışanların sayısı hiçte az değil maalesef. 

Ayeti Kerimede Yüce Rabbimiz bu duruma şöyle dikkat çekiyor :

"Şüphesiz ki inananlar arasında çirkinliğin yayılmasını arzulayanlar için dünyada da ahirette de elem verici bir azap vardır. Allah bilir, siz bilmezsiniz" . Nur süresi 19

Bu kötülük ve çirkinlik pervasızları her yerde karşımıza çıkıyor. Sosyal hayatta, Ekranlarda, Sokakta, Sporda, sanatta, siyasette hemen her yerde. Olmadıkları yer yok. 

Peki ama neden böyle? 

Bunun cevabını vermek için Tekvîr Sûresi 26. Ayeti hatırlamakta fayda var. 

"O halde sizler bunca gerçeklerden sonra nereye gidiyorsunuz? İman edip teslim olmanız gerekmez mi?

Zariyat 50'de de
" O halde Allah'a koşun. Çünkü ben, size O'nun katından (gelmiş) açık bir uyarıcıyım" buyuruluyor.

İnsanlık olarak çivimiz çıkmış nereye gittiğimiz belli değil. Tekrar olmamız gereken yere yörüngemize girmezsek mahvolup gideceğiz. 

Son bir yılda "trend topik Türkiye" ye bakmamız söylediklerimizin ne anlama geldiğini görmeye yetecektir. 

Türkiye gündemini meşgul eden, hırsızlık, gasp, cinayet, tecavüz, öldürme ve benzeri olaylar neredeyse sıradanlaşmış gibi ekranlara reyting uğruna getirilmeye devam ediyor. 

Adeta tabiri caizse eşeklerin aklına karpuz kabuğu düşürülerek "bak böyle yaparsan, meşhur olursun, gündeme gelirsin, takipçilerin artar" demeye getiriliyor. 

Reyting uğruna, diziler, sinemalar, senaryolar, kadın programları, Ana haber bültenleri o kadar iğrençlikleri ekrana taşıyor ki,  bir türlü bunlarla başa çıkılmıyor belki de mücadele edilmiyor veya edilemiyor. 

Bir defasında bir ana haber kanalını başından itibaren izleyerek not aldım. 14. Habere gelinceye kadar, Cinayet, ihanet, aldatma, vurma kırma ne ararsan var bir tek olumlu bir haber yok. 

Gelelim sorduğumuz soruya tekrar peki ama neden böyle? Bu durumla nasıl başa çıkacağız peki? 

Yoldan çıkan yola girmezse, raydan çıkan tekrar raya oturmazsa, yörüngesini şaşıran yörüngeye tekrar girmezse düzelmeyecek bu işler. 

Toplumda bozulan düzeni ıslah etmeye gayret edenlere karşı itibar suikastı düzenleyenlerin amacı ne sanıyorsunuz. Onlar istedikleri gibi pisliklerini yaysınlar, kirli salyalarını akıtsınlar diye dine, dindara, diyanete, hocalara yapmadıklarını bırakmıyorlar. 

Neredeyse her gün diyanet işleri başkanlığımız bir TEKZİP yazısı yayınlıyor. Fetvalar çarpıtılıyor, insanları tahrik etmek için yalan ve iftiralarla dolu düşmanlıklarını izhar etmekten geri durmuyorlar. 

Daha yeni, gündemde olan damat kayınvalide rezilliği başta olmak üzere, bu gün karşılaştığımız çirkeflikler olmasın diye Allahın ve Rasulünün koyduğu sınırları, mahremiyetleri hatırlattığımız zaman yaygarayı koparıyorlar. 

Yaşamlarına müdahale ediliyormuş, burası laik bir ülkeymiş, isteyen istediği gibi yer içermiş, isteyen istediği ile istediği yerde buluşabilirmiş kimse karışamazmış. İstedikleri gibi konuşabilirler hiç kimse onlara bir şey deme hakkına sahip değilmiş. 

Peki ya sonrası ne oluyor. Sınır tanımayan, şahsiyetsiz, ahlaksız, haya ve edepten yoksun, küstah, bencil, laf anlamaz, ruhsuz ve kişiliksiz şahsiyetlerin ortaya boca ettikleri pisliklerle uğraşmak zorunda kalıyoruz. 

Suçu onlar işliyor, ortalığı onlar karıştırıyor hesabını dinden, dindardan, diyanetten, hocalardan soruyorlar. Bunların hesabının bize sorulması için Ayet ve hadislerden öğrenmiş olup, toplumumuza aktarmaya çalıştığımız hayat prensiplerine kulak verilmesi gerekir. 

Bu iş Kuranı Kerim ve Sünneti seniyye ile tanışmakla başlar, orada bulunan kuralların hayata tatbiki ile devam eder. 

Bir taraftan, Mallarınızı batıl yolla yemeyin, Hırsızlık yapmayın, Kumar oynamayın, İçki içmeyin, Zinaya yaklaşmayın, Dedikodu yapmayın, Aranızda çekişeyin, Tesettüre riayet edin, Mahremiyet sınırlarını aşmayın, bir birinizin canına kastetmeyin buyurulurken, Diğer taraftan Allaha ve rasulüne itaat edin, Anne ve babaya hürmet edin, salih ve güzel ameller işleyin, yardımlaşın, kardeş olun, adaletli olun buyuruluyor. 

İşte hayatımızdaki, bizi bunaltan, daraltan, içimizi karartan bu kötülüklerden sıyrılıp, imanımızı ve vicdanımızı kendine getirecek, manevi hastalıklarımızdan bizi kurtaracak, yörüngemize oturtacak olan Kur'an-ı Kerim ve Sünneti seniyyedir. 

“Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu şaşırmayacaksınız: Allah'ın Kitabı ve Peygamberinin sünneti.” buyuran Âlemlerin efendisine salat ve selam olsun.

Selam ve dua ile...