22 Kasım 2024
  • İstanbul15°C
  • Ankara13°C

ESKİ PROBLEMLERİN GÖLGESİNDE YENİ NORMAL

Talat Yavuz

11 Mayıs 2020 Pazartesi 16:26

Salgınla mücadelede normale dönüşün planlandığı son günlerde, bir anda kendimizi eski tartışmaların ortasında bulduk. Darbeyi çağrıştıran konuşmalar, Diyanet İşleri Başkanının okuduğu hutbe üzerinden İslam’a yapılan saldırılar, sapkınlıkları savunan barolar gibi köklü problemlerin yanında günlük siyasi çekişmeler arasında, yeni normale hazırlanıyoruz.

Zor zamanlar bazı fırsatları da içinde barındırır. Her şeye rağmen toplumda genel kabul görmüş kişi, kurum ve uygulamalar üzerinden yeni bir iklim oluşturma şansımızı kullanabilmeyiz. Günümüzde artık normal zamanların olmadığını en iyi bilen ülkeyiz.

Terörle mücadele, mülteci akınları, darbe girişimleri, ekonomik saldırılar derken salgın öncesi İHA ve SİHA başarımız, Akdeniz’de dış politika hamlemiz, mültecilere ev sahipliğimiz; salgın sırasında Sağlık Bakanlığımız (Sağlık Sistemimiz), Bilim Kurulu ve dünyaya yaptığımız yardımlarımızla öne çıktık.
Şimdi bu başarı etrafında kenetlenmek varken, bir anda ortalık toz duman oldu.

Bize ait güzelliklerimiz ve başarılarımız etrafında, bütün farklılıklarımızla kenetlenebileceğimiz bir yöntem bulmalıyız. Tam da burada her birimize düşen görevler olduğunu düşünüyorum. Başarının hakkını vermeyi ve eleştiriye açık olmayı becerebilirsek taşlar yerine oturacaktır. Milletimiz vicdanında bunu yapıyor, başarıyı takdir ederken, sesine kulak verilmesini de bekliyor.

Ülkemizde garip bir paradoks yaşanıyor. Kendini devletin gerçek sahibi gören kadrolar, milletten çok uzak bir yere düşmüşler ve başarısızlar. Milleti ile bütünleşmiş kadroların başarısı ise sahiplenilmiyor. Siyasetçisini bir kenara bırakırsak aydını, sanatçısı, akademisyeni hakkı teslim etmeyi bilmelidir.

Buradan bakarak, Müslüman bir ülkede, görevi dini anlatmak olan bir din adamına, birçok Avrupa ülkesinde bile yasaklanan bir sapkınlığı dile getirdi diye saldıran baroları ve onlara sahip çıkan siyasi partileri anlayabiliyoruz.

Gördük ki bilim kurulu eliyle alınan kararların isabet oranı ve toplumsal kabulü yüksek oluyor. Öyleyse gündemdeki tartışma konuları ile ilgili, ideolojileri ile değil bilimsel doğrularla karar verecek bilim insanlarından oluşacak yeni bilim kurulları kurulsun. İstanbul Sözleşmesi’nden baroların işleyişine kadar birçok konuda çalışma yapılsın.

Yeni normale, sadece virüsle mücadelede değil, dünyada oluşan yeni dengelere ve zor şartlara hazır olmak için ihtiyacımız var. Marjinal düşüncelerin toplum yapımızı çözmesine, birlik ve beraberliğimizi zayıflatmasına izin vermemek için her kesimin dikkatli ve özverili olması gerekir. Yeni normale, eski problemlerden sıyrılarak girmeliyiz ki bizi bekleyen zorluklarla baş edebilelim.