ELİNDE DOLARI OLAN DİKKAT!

-

Ekonomist Necmettin Batırel, Merkez Bankası'nın faiz kararı sonrası Türkiye Gazetesi'ndeki köşesinde çarpıcı ifadeler kullandı.

İşte Necmettin Batırel'in "Başka söze hacet yok!" başlıklı yazısı:

Merkez Bankası piyasa beklentisine uygun hareket etti. Politika faizini 100 baz puan daha aşağı çekti, %15'e düşürdü... Keşke geçen ayki açıklamada “önden yüklemeli indirim yaptım” demeseydi. Bazı kesim bu ifadeye bakarak kasımda pas geçeceğini zannetmişti. Banka aralık ayında da eğer arzuladığı şartlar gerçekleşmezse indirime devam edeceğini açıkladı...

Peki Şartlar nedir? Kredi kullanımındaki artış hızı ile cari açıktaki daralma. Artık çok net anlaşıldı. Merkez Bankası ticari kredi faizlerini indirerek üretim artışı istiyor. Yüksek kurun tetiklediği hiper enflasyonun tüketim talebini daraltacağını öngörüyor. Böylece riskler azalacak, turizm gelirlerindeki artışla birlikte sermaye girişiyle kurlar gevşeyecek. Sonuçta maliyetler azalacak, fiyatlar normal seviyesine gerileyecek. Özetle plan böyle. Karar sonrası piyasada normal olarak TL zayıfladı… Dolar 11,20 TL’ye yükseldi, alıcı çıkmayınca gevşedi. Hemen hatırlatayım, kurdaki artış borsadaki banka hisseleri için pozitif oldu. BİST’te yukarı hareket devam etti. Merkez Bankası diyor ki; Faiz indirimlerinin ticari krediler üzerinde olumlu etkileri görülmeye başlandı. İhracattaki güçlü artışla birlikte cari işlemler dengesindeki iyileşmenin sürmesini bekliyoruz. Bu eğilimin güçlenmesi fiyat istikrarı sağlayacak...

"Gelecek hafta çok büyük gelişme yaşanacak"
Kurların yükselmesi yani TL’nin aşırı değer kaybetmesi Türkiye’ye yatırım yapılmasını son derece cazip hâle getiriyor. Bakın BBVA Garanti Bankasındaki kendine ait olmayan 50,15’lik hisseyi tek kalemde gönüllü olarak bu yüzden 2,5 milyar dolara satın almak üzere sermaye piyasası kuruluna başvurdu. 9 ayda Türkiye’ye 10 milyar dolar doğrudan yatırım geldi. Ödemeler dengesinde 9 ayda net hata noksan kalemindeki kaynağı belirsiz 13,5 milyar dolar yurda giriş yaptı. Bunlar yüksek kurla gerçekleşti. Gelecek hafta çok büyük bir gelişme yaşanacak. Birleşik Arap Emirlikleri ile Türkiye arasındaki buzlar eridi. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın 18 Ağustos'ta BAE Ulusal Güvenlik Danışmanı Şeyh Tahnoun bin Zayed Al Nahyan'ı kabul etmesiyle başlayan diplomasi trafiği, 31 Ağustos'ta ülkenin fiilî lideri Veliaht Prens Muhammed bin Zayed el Nahyan'la yapılan telefon görüşmesiyle pekişti. Şimdi Prens Zayed 5 gün sonra kalabalık bir heyetle Ankara’ya geliyor. Türkiye ile Birleşik Arap Emirlikleri arasında gıda, enerji ve sağlık alanlarında milyarlarca dolarlık anlaşmalar imzalanacak...

Yüksek kur ihracatta da doping etkisi meydana getiriyor. Döviz gelirimiz artıyor... Cari fazla vermeye başladık. Haziranda 92,6 milyar dolar olan toplam rezervlerimiz geçen hafta 127,7 milyar dolara yükseldi. 5,5 ayda 35,1 milyar dolar artış var. İhracatın ithalatı karşılama oranı %93,4 ile tarihinin en yüksek seviyesine çıktı.

Hükûmet enflasyondan ezilen kesimi rahatlatmak için harekete geçti. Asgari ücretle çalışan 8 milyon işçimizin maaşını net %30 arttırarak net 3670 liraya çıkarıyor. Bunu 4’le çarpın 32 milyon vatandaş rahat nefes alacak. Uluslararası Finans enstitüsünün son rakamları: Türkiye’de hane halkı borcunun GSYHİ’ye oranı %16,6’ya düştü. Kamu borcunun GSYHİ’ye oranı %25, gelişmekte olan ülkeler ortalaması %49, OECD ortalaması %110... Bütçe açığının GSYHİ’ye oranı %4,7...

Özetle: Türkiye’de borçluluk oranı son derece düşük. Güvenli bu ülkede yatırım yapabilirsiniz deniyor. Başka söze hacet var mı? YENİAKİT