EĞİTİMİ ANCAK O ZAMAN BAŞARIYA ULAŞTIRABİLİRİZ!
Talat Yavuz
09 Aralık 2019 Pazartesi 15:10
Sendikamızın çok önemli bir çalışması, EĞİTİME BAKIŞ 2019 İzleme ve Değerlendirme Raporu’nun bu yıl dördüncüsü yayınlandı. Sendikamız önemli bir çalışma yapıyor, bu çalışma ile yıllar içinde eğitimdeki istatistikleri biriktirme, değerlendirme ve aynı alanda özel veya resmi kaynaklardan verilen verileri karşılaştırma şansını buluyoruz.
Geçen hafta sendikamızın açıklanan raporu ile iki önemli gelişmeyi daha gözledik. PISA 2015-2018 sonuçları açıklandı ve MEB 2023 Vizyon Belgesinin uygulamadaki bir yılının değerlendirildiği toplantıyı izledik. Eğitim alanındaki bu üç önemli veriyi beraber değerlendirerek, geleceğe dair nasıl bir yol haritası çıkarabiliriz diye kafa yormaya çalıştım.
PISA sonuçları, 2015-2018 yılları arasında önemli bir umudu işaret ediyor. FETÖ sonrası verilen mücadelenin amacına ulaştığını, zor dönemde bile başarı sağlanabileceğini gösteriyor. Eğitim, kültür ve sanatı başaramıyoruz kabulünü; sinemada, sporda uluslararası alanda aldığımız ödüller ve gösterdiğimiz başarılardan sonra eğitimde de PISA sonuçları yıkmıştır. Demek ki eğitimi, kökü dışardaki şer odaklarından kurtarabildiğimiz oranda başarıya koşacağız.
Sendikamızın raporu ise istatistiklere yansıyan olumlu ya da olumsuz bütün değişimleri, tespitleri ve önerileri içeriyor. İleriye dönük atılması gereken adımlara yol gösteriyor. Birçok alanda yapılan hamasi konuşmaları ve algı yönetimlerini gerçeklerle yüzleştiriyor. Eğitimle ilgili kafa yoranlara, kalem oynatanlara, şimdiye kadar yayınlanan dört raporu da temin edip kütüphanesinde bulundurmayı ısrarla tavsiye ediyorum.
Şimdi de PISA sonuçlarından yansıyan güzel haberlerden sonra, “Birlikte Bir Yıl” ne yapmışız diye, örnek bir kıyaslama yaparak bakalım. MEB’e göre meslek liseleri güçleniyor, hatta yüzde birlik dilimden öğrenci almaya başladı. Eğitime Bakış 2019’a göre ise meslek liselerine yeni kayıt olan öğrenci sayısındaki düşüş devam ediyor. 2016, 2017 yıllarında gözlenen görece artış, TEOG sonrası dibe vurarak, 738 binden 433 bine düşmüş. Bu örnekte olduğu gibi daha birçok karşılaştırma yapılabilir.
Henüz tasarım ve pilot uygulama aşamasında olan bir belge üzerinden fikir yürüterek, kıyas yaparak ne yaptığımın farkındayım. Ancak kamuoyunda çizilen tablo ile gerçeklerin farklı olduğunu üzülerek görüyor, bu gidişle ulaşacağımız noktayı da biliyorum. Eğitime Bakış raporundaki tespitler ortadayken, ilkokul öğrencilerimizin; yatağını düzeltmeyi, mutfakta elma soymayı, tişörtünü dolabına katlayıp koymayı vs. öğrenmesi için okulları onca masrafa sokmaya, binlerce sınıfı kapatmayı göze almaya ne gerek var merak ediyorum. Öncelik sırası bu mudur, aileler ne güne duruyor? Hayatın doğal akışında kazandırılacak davranışlar için bu kadar maceraya ne gerek var? Diğerlerini bilmem ancak sınıfa ilk döndürülecek atölye, Yaşam Becerileri Atölyeleri olacaktır.
Eğitimde son yılların özeti şudur: Çözüm ithal fikirlerde değil, durduğu yer belli, insanımızın güvenerek destek verdiği kadroların ısrarla desteklenmesinde, sabretmekte ve istikrarda. Masayı sürekli yıkarak zaman kaybediyoruz.
- Geri
- Ana Sayfa
- Normal Görünüm
- © 2012 Duyuru Gazetesi