EĞİTİM-BİR SEN ERDEMLİLİK HAREKETİDİR
Eğitim Bir-Sen İstanbul 4 No.’lu Şube-Pendik temsilciliğince ‘‘Pendik Gülistan Sofrasında’’ düzenlenen ‘’Kurum Temsilcileri ve Yöneticileri’’ Toplantısına, Eğitim Bir-Sen İstanbul 4 No.’lu Şube Başkanı Talat Yavuz ve Şube Yönetim Kurulu Üyeleri, Eğitim Bir-Sen İstanbul 3 No.’lu Şube Başkanı Erol Ermiş, 200’ün üzerinde Kurum Temsilcileri ve Yöneticileri, kadınlar komisyonu üyeleri ile davetliler katıldı. Eğitim Bir-Sen Genel Basın Yayın Sekreteri Ali Yalçın sendikacılığın önemine vurgu yaparak konuşmasına başladı. Yalçın, şöyle konuştu;
‘’ Eğitim Bir-Sen erdemlilik hareketidir. Cahiliye döneminde Mekke de güçlü olan zayıf olanı eziyordu. Mekke’nin ileri gelenlerinden akil insanlar bir araya gelerek haksızlıklara ve yapılan zulümlere dur demek için ‘’Hılf-ul Fudul’’ adını verdikleri bir cemiyet, yani erdemliler hareketini kurdular. Peygamberimiz Hz. Muhammed (s.a.s.) de bu harekete üye olarak destek vermiştir. Zira bu bir hak arama örgütüydü. İşte bugün Eğitim Bir-Sen bir hak arama örgütüdür. Erdemliler hareketidir. Kudüs Şairi Merhum M. Akif İnan’ın;
Kim demiş her şeyin bitişi ölüm
Destanlar yayılır mezarımızdan
Diyerek, bir avuç inanmış insanla 1992 yılında başlattığı bu hareket bugün 500 bin rakamlarına dayandı. Bu gün Türkiye’nin en büyük konfederasyonu oldu. Bunu sizler sağladınız. Sizleri yürekten kutluyorum. Ben sizlere teşekkür için buraya çıktım.
“Umut bir tohumsa kefen zarında
Gün olur fışkırır bir orman olur.”
Demişti, M. Akif İnan. Siz, bir orman meydana getirdiniz. Kirletilmiş alanda yeni bir boyut kazandırdınız. Mütedeyyin insanları sopalamak için kurulmuş olan ve kutsal devlet anlayışı ile hareket eden sendikalara karşı durdunuz. Biz, çerçevesi devlet tarafından çizilen sendikacılığa da, çerçevesi devlete karşı çizilen sendikacılığa da hayır diyoruz. Merkeze insanı, emeği oturtan bir sendikacılık anlayışına sahibiz.’’
Zihinlerdeki sendika algısının iyi olmadığını bilerek yeni bir başlangıçla, yeni bir sayfa açarak başladıkları yolculukta mevcut sendikal ezberleri bozduklarını kaydeden Yalçın, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Ülkemizde demokrasinin korku tünelinden çıkması için elimizi taşın altına koyuyoruz. Özgürlük alanları genişledikçe, ekmeğimizin büyüyeceğine ve emeğimizin hakkını alabileceğimize inanıyoruz. Kirli hesapların sivil ayaklarını oluşturan yapılara inat, paramiliter oluşumların ve çetelerin tasfiye edilmesi, demokrasinin güçlenmesi için 12 Eylül’de yapılan Anayasa Değişikliği Referandumu’nda inisiyatif alarak kuruş değil, duruş sendikacılığı yaptığımızı ortaya koyduk.”
Memur-Sen’in Demokrasiye olan katkı ve desteğini de dile getiren Yalçın, sözlerini şöyle sürdürdü; ‘’ Ş. Eruygur’un Ay ışığı Planı hazırladığında önemli bir ayrıntı vardı bu planın içeriğinde (sokağı ısıtacak sendika) ırgat diye ifade ediliyordu. 28 Şubat sürecinde ayyaştan şeyh üreten, Müslüm’e Fadimeyi nikâhlayanları, toplumu hizaya çeken Ç. Bir’i, O. Özbek’i, topyekün psikolojik hareket başlatanları unutmak mümkün mü? Bütün bunlar olmasın diye bugün buradayız. Geçmişte sivil 5’li çete sokağa indirildiler. Piyon olarak sokağa görevlendirildiler. Cumhurbaşkanlığı seçim sürecinde Kamu Sen’in genel Merkezinde toplanmışlardı. Memur-Sen’in dik duruşu ve gür sesi karşısında üç gün sonra dağılmak zorunda kaldılar. Kapatma Davası açıldığında İstanbul Adliyesi önünde 750 kişiyle –Lâiklik bahane, Ergenekon şahane- diye haykıran sizlerdiniz. 12 Eylül Anayasa Referandumunda CHP, MHP, Kamu Sen ve Keskin aynı safta yer almaları tesadüf değildi. Mansur Yavaş’ın mektubunu (Google) den çıkarıp mutlaka okuyun. 12 Eylül de bu millete ödenmesi gerekli taksit’in birinci taksit’ini ödedik. Milletimize olan borcumuzun 2. Taksitini de 12 Hazirandan sonra ödeyeceğiz. Yepyeni bir Anayasa ile.’’ Toplu Sözleşme Hakkı, Toplu Sözleşme Primi, 4/B ve 4/C’li personele aile ve çocuk yardımı, promosyonların tamamının çalışana dağıtılması, 2011 yılı içerisinde en düşük memur maaşına 235 lira artış gibi somut kazanımlar sağladıklarının altını çizen Ali Yalçın, “Kamu çalışanlarının kazanım olarak gördüğü her iyileştirmenin arkasında terimiz, altında imzamız var” ifadesini kullandı.
Eğitim Bir-Sen Genel Basın Yayın Sekreteri Ali Yalçın sözlerini şöyle tamamladı; ‘’Biz sendikal mücadelemizi (soylu mücadeleye davet) şeklinde sloganlaştırdık. Kalbim seninle, savaşı kazandığında bende gelirim , diyenlere; -Waldo sen neden burada değilsin? Diyebilmeliyiz. Sözün tamamı ârif olanlara söylenmezmiş. Kalbi bizimle olanları kalıplarını da bizimle olmaya davet edelim.’’ Yalçın, genel yetki krizini çözerek, acziyet ile yetkinin aynı yerde bulunmasındaki tezada son vereceklerini sözlerine ekledi.
Eğitim Bir-Sen İstanbul 4 No.’lu Şube Başkanı Talat Yavuz da kısa bir konuşma yaptı. Yavuz özetle şöyle konuştu; ‘’Ülkesini ve milletini canından çok seven, kutsal değerleri ve gelecek nesilleri için hiçbir fedakârlıktan kaçınmayan değerli arkadaşlarım. Bu güzel ülkemizin yaşanabilir bir ülke olması için çıktığımız bu yolda, inançla ve samimiyetle yolumuza devam ediyoruz. Bir haksızlık, bir zulüm gördüğümüzde nasıl davranacağımızı bize öğreten inancımızdan; sendikasına aşkla ve şevkle, gönül bağı ile bağlanmış siz yol arkadaşlarımızdan aldığımız güçle, zaman-zaman bu güzel ülkemizi bize dar eden şer odaklarıyla artık nasıl mücadele edeceğimizi öğrendik. Eğitim-Bir Sen özlük ve özgürlük mücadelesini beraber yürütmek gerektiğini idrak eden sendikadır. Eğitim ordusunun problemlerinin tespiti, çözüm önerilerinin üretilmesi, dile getirilmesi, takip edilmesi ve gerektiğinde meydanlarda haykırılması asli işlevimizi, sizden aldığımız güç ve güvenle yerine getiriyoruz.
Toplu görüşme değil toplu sözleşme, promosyonların çalışanlara verilmesi, disiplin kuruluna sendika temsilcisinin girmesi, disiplin affı, sözleşmeli öğretmenlere aile yardımı verilmesi, damga vergisinden muaf tutulması, yollukların ödenmesi, son toplu görüşmelerin başarıyla tamamlanması, sendika üyesi olanlara 45 liralık ek katkı gibi onlarca kazanımın yanında hala çözüme kavuşmayan birçok konuyu ısrarla ve inatla gündeme getirmeye devam ediyoruz. Bir yandan da üyelerimizin mesleki yeterliklerini geliştirmek ve kurumlarda etkin olmalarını sağlarken, yaptığımız sigorta anlaşmalarıyla yüzde kırklara varan indirimler ve kırk bin lirayı bulan hayat sigortasını ücretsiz sağlıyoruz.
Sendikal mücadeleye getirdiğimiz, bize ve eğitim camiasına yakışan üslup ve seviye ile kırmadan dökmeden, cam çerçeve indirmeden hak aramanın mümkün olduğunu ülkemiz insanına gösterdik. Bütün bunları daha iyi yapabilmek için, sesimizin daha gür çıkabilmesi için, henüz üye olmak aklına gelmemiş, eğitim çalışanlarının yarısını oluşturan arkadaşlarımıza; bütün sendikal mücadelesini kavga üzerine kuran, devleti kutsarken milletin çektiği sıkıntıyı göremeyen rakip sendikalardan önce ulaşıp teklifimizi yapalım diyorum. Bunu en çok biz hak ediyoruz.’’
Eğitim-Bir Sen İstanbul 3 No.lu Şube Başkanı Erol Ermiş ve Eğitim Bir-Sen İstanbul 4 No.’lu Şube-Pendik temsilcisi Cemal Kapan’ın birer selamlama konuşmalarının ardından katılımcılara ikramda bulunuldu.
- Geri
- Ana Sayfa
- Normal Görünüm
- © 2012 Duyuru Gazetesi
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.