DOĞUM TERCİHİ HEKİMLERE BIRAKILMALI

MHP İstanbul Milletvekili Adayı Av.Zeycan GÜZELSOY, normal doğum ve sezeryanla ilgili son günlerde yaşanan tartışmalar hakkında gazetemize bir açıklamada bulundu. Güzelsoy açıklamasında şu görüşlere yer verdi; ”Doğum sırasında bebek, doğum kanalında sıkışınca sapa sağlam bebeğin kafasının kesilerek öldürüldüğünü, annenin kurtarılmaya çalışıldığını bu haberi internetten gazete arşivlerini tarayan herkesin okuyabileceğini belirtmiştim. Normal doğum, hiç normal doğum yapmamış bir kadının hele hele anlayabileceği şey değildir. O ağrıya eş değer bir ağrı ve acı çekmenize sebebiyet verecek bir darbe alacak olsanız kati surette komaya girer veya ölürsünüz.  Allah öyle bir denge kurmuş ve yaratmış ki, eğer başkaca bir sorun yoksa, bu denge bir şekilde bozulmuş ise örneğin bebek 3,5-4 kilodan fazla ise veya anne kanser hastası, şeker hastası vs gibi normal doğumun risklerini kaldırabilecek bir yapısı yoksa onu normal doğuma zorlamak düpedüz cinayettir.”

BİLDİĞİNİZ HİÇ BİR ACIYA VE AĞRIYA BENZEMEZ

Türkiye’de kadın ölümleri konusundaki duyarsızlık ve umursamazlık sır değildir. Bir o kadar garip olan da kendi zamanlarındaki şartlar elverseydi kendi eşine kıyamayacak ve onu ağır bir riske sokamayacak olan beyefendiler, başka kadınların bedenleri ve hayatları hakkında kolayca karar verme hakkını kendisinde görebiliyor. Senin ne kadar acı çekmen gerektiğine, doğumuna, ölümüne her şeyine ben karar veririm.

KADINLARIMIZ NE YAPIYOR BUARADA

Kendi bedenleri yapıyor? Hiçbir şey. Bu söylemler o çok eleştirdiğimiz yeri gelince küçümsediğimiz Amerika’da olsaydı şimdi sokaklar protesto eden kadınlarla tıklım tıklım dolu olurdu. Bu kadar sessiz kalırsan, sen tıbben sezeryanla doğum yapman gerekirken normal doğuma zorlandığın için bebeğin öldürüldüğünde veya sen öldüğünde hayatlarında bir kez bile devlet hastanesinin kapısından içeri girmemiş kişiler, özel odalarda ihtimamla tedavi görenler, deyim yerindeyse elinin çamuru ile münhasıran kadınları ilgilendiren konularda kararlar verilmesine sebebiyet verenler, yani asli sorumlular asla ceza almazlar. Sorumluluk çizelgesinde yer verecek olsan tabiri caiz ise tavşanın suyunun suyunun suyu olacak bir doktor hakkında belki soruşturma açılır. Ne yazık ki öldüğünle veya karton bisküvi kutusunun içinde verilen ölü bebekle kala kalırsın.

BUNLAR YAŞANMADI MI BU ÜLKEDE

O zaman geçmişe dönüp bir bakın, hatırlamaya yardımcı olur.

Gelişmemiş beyinler, her fırsatta tehdit olarak gördükleri kadınları sindirmek, bezdirmek, zihnen ve bedenen köleleştirmek için ellerinden geleni ardına koymazlar, başarılı da olurlar. Kendini bilmez bazı insanlar, ile bağlantılı olduğunu savunurlar. Bunu kabul etmek mümkün değil, bunun İslam dini ile hiçbir ilgisi yok. Bunun kadını insan olarak tanımayan, aslında gizli bir nefret duyan, sonunda o nefreti sözle veya fiziksel şiddete dönüştüren, beyni gelişmemiş zihniyetle ilgisi var. Bu kısır döngü ancak kadınların kendi haklarına sahip çıkması, kızlarını okutması, eğitmesi, kendisine saygı duyması ile kırılır. Bizler görebilecek miyiz bilmem ama, kendi ülkemin fedakar, onurlu ve çalışkan kadınlarının, hak ettikleri değeri gördükleri, samimi ve içtenlikle saygı duyulduğu, eşit haklara sahip olduğu, aynı işte aynı mesaide eşit ücret aldığı, bozulmuş ve çürük adetlere göre değil, gerçek Türk geleneklerine uygun olarak toplumda yer edindiği zamanları hiç değilse evlatlarımızın görmesini yürekten istiyorum.

MHP’YE KUMPAS KURANLAR  YAKALANAMADI

Seçimden önce partimize yönelik kaset kumpasına girişen faillerin yakalanarak adaletin kadını hiçleştirmenin sadece İslam ülkelerinde uygulandığını çocuk yaşta asla evlendirmemesi, kız çocuklarının kendi değerini bilmesi, bunu nesilden nesile aktarması ile kırılabilir. Bugün basit bir trafik ihlalinde bile tam da olması gerektiği gibi hemen para cezası arkanızdan gönderiliyor. Bir gazetenin haberine internet üzerinden yaptığı hakaret ettiği iddia edilen çocuk, bir iki gün içinde tesbit edildi. Emniyet Müdürlüğü’ de gerçekten bilişim teknolojisinde uzmanlaşmış polisler var. Buna rağmen her ne hikmetse MHP ye tuzak kuranlar, meclis dışına çıkarmak, böylece muhalefetsiz, sessiz sakin bölme işlemlerini tamamlamak amacı ile çaba sarf edenler yakalanamadı. Amaçlananın tam tersine Partimizin oy oranının artması, bu failleri yönetenlerin öngörülerini ne kadar küçümsediklerinin de bir kanıtıdır. Milletimiz (ben sana istediğim oyunu tertipler, istediğim mecraya sürüklerim, aldığım paraları ve çifte vatandaşlık hakkını fazlasıyla hak etmiş olurum ) planlamasını yapanların suratına okkalı bir Osmanlı tokatı atmıştır. Milletin verdiği cevabın üstüne verilecek bir cevap da yoktur. Ancak şimdi hukuk devletinden beklenen bu işin sorumluları her kimse ortaya çıkarılıp yargılanmalarını sağlamaktır. Haksızlığa uğrayan ve mağdur edilmeye çalışılan MHP ve seçmenleri olduğu için, bu olay görmezlikten gelinmemeli üstü ört bas edilmeye çalışılmamalıdır.”