16 Eylül 2025
  • İstanbul26°C
  • Ankara24°C

DEPREME DAYANIKLI YAPILARDA YALITIM HAYATİ ÖNEM TAŞIYOR

Flokser Kimya, geliştirdiği poliüretan esaslı yalıtım ürünleri ile sadece enerji verimliliğini değil, yapısal dayanıklılığı da ön planda tutan çözümler sunuyor.

DEPREME DAYANIKLI YAPILARDA YALITIM HAYATİ ÖNEM TAŞIYOR

16 Eylül 2025 Salı 10:52

Kimya ve poliüretan alanlarında 45 yıllık tecrübesiyle dünya devleri tarafından tercih edilen Flokser Kimya, geliştirdiği poliüretan esaslı yalıtım ürünleri ile sadece enerji verimliliğini değil, yapısal dayanıklılığı da ön planda tutan çözümler sunuyor. Isı ve su yalıtımının bir yapının konforunu değil, yaşamsal güvenliğini de belirlediğine dikkat çeken Flokser Kimya CEO’su Ekin Tükek’e göre geliştirdikleri poliüretan çözümler hem ısı hem su yalıtımında kullanılan çok yönlü malzeme olarak, depreme karşı dayanıklı yapı tasarımlarında önemli avantajlar sunuyor.

Türkiye gibi yüksek sismik riske sahip ülkelerde depreme karşı dayanıklı yapıların inşası, sadece taşıyıcı sistemin sağlamlığı ile sınırlı değil. Modern yapı mühendisliğinde yalıtım, özellikle ısı ve su yalıtımı, yapı bütünlüğünü koruyan tamamlayıcı unsurlar olarak değerlendiriliyor. Doğru yalıtım uygulamalarıyla yapısal hasar riski azaltılıyor, betonarme elemanların ömrü uzatılıyor ve deprem anında sistemin dayanımı destekleniyor. Yalıtım sektöründe liderliğe aday olan Flokser Kimya, geliştirdiği poliüretan esaslı yalıtım ürünleri ile yalnızca enerji verimliliğini değil, yapısal dayanıklılığı da ön planda tutan çözümler sunuyor.

flokser-kimya-2-100331442.jpg

Yapısal hasarları minimuma indirmenin yolu: Isı ve su yalıtımı

Deprem sırasında ve sonrasında oluşabilecek çatlaklar, dış cephe kaplamalarının dökülmesi, beton örtüsünün bozulması gibi hasarlar sadece estetik değil, ciddi yapısal riskler doğurabiliyor. Bu tür hasarların büyük bir kısmı, yapı elemanlarının termal stres ve suyun zararlı etkilerine karşı yeterince korunmamasından kaynaklanıyor. Binanın dışında oluşabilecek yapısal hasarları minimuma indirmenin yolu ise ısı yalıtımı ile mümkün oluyor. Isı yalıtımı ile betonarme elemanlarda sıcaklık farklarından doğan çatlamalar önleniyor, termal genleşme kontrol altına alınıyor ve taşıyıcı sistemin çevresel koşullara karşı direnci artırılıyor.

Su yalıtımı ile de betonun donatılarıyla olan ilişkisi korunuyor, korozyon engelleniyor, donma-çözülme döngülerinin zararı minimize ediliyor, yapının zeminle temas ettiği temel ve perde duvarlar korunarak, deprem anında deformasyon riski azaltılıyor.

unnamed-075.jpg

Poliüretan çözümler enerji kaybını önlerken termal gerilmeleri azaltıyor

Özellikle yer altı suyu seviyesi yüksek bölgelerde, su yalıtımı eksik yapılmış temellerde zeminkaynaklı gevşeme ve taşıyıcı sistemde oturma gibi riskler depremler sırasında yapıyı olumsuz etkileyebiliyor. Bu noktada poliüretan hem ısı hem su yalıtımında kullanılan çok yönlü bir malzeme olarak, depreme karşı dayanıklı yapı tasarımlarında önemli avantajlar sunuyor. Buna göre poliüretan çözümler, yüzeyle bütünleşerek levha veya kaplama ayrılmalarını engelliyor kapalı hücre yapısı sayesinde suyun betonla temasını engelliyor, ek yük bindirmeden etkili yalıtım sağlıyor, enerji kaybını önlerken termal gerilmeleri azaltıyor, titreşim ve hareketlere karşı esnek yapısını koruyor. Aynı zamanda uzun ömürlü olan bu çözümler form stabilitesini de koruyor.

Tüm bunların yanında yüksek yoğunluklu poliüretan spreyler, temel perde duvarları, çatı yüzeyleri ve dış cepheler gibi su ve ısı yalıtımının kritik olduğu tüm bölgelerde entegre çözümler sunarak, yapının depreme karşı savunmasını güçlendiriyor.

Yönetmeliklerdeki yalıtımın zorunlu rolüne değinen Flokser Kimya CEO’su Ekin Tükek; Türkiye Bina Deprem Yönetmeliği (TBDY 2023), sadece taşıyıcı sistem hesaplarını değil, yapı bütünlüğünü etkileyen tüm sistemlerin -bu kapsamda yalıtım katmanlarının- yapı davranışı üzerindeki etkisini dikkate almayı zorunlu kılar hale geldi. Aynı şekilde, TS EN 1504, TS EN 13970 ve TS EN 14315 gibi standartlar, yalıtım malzemelerinin suya, buhara ve çevresel etkilere karşı performansını belirliyor; ürünlerin uygunluk belgeleriyle kullanılması teşvik ediliyor. Biz de bu yönetmelik çerçevesinde markamızın ısı ve su yalıtımı çözümleri, deprem riski taşıyan bölgelerdeki birçok önemli projede başarıyla uyguluyoruz” dedi.

“Sistemlerimiz, yüzey koruma ve yapısal hareketlerle uyum sağlama açısından fark oluşturuyor”

Çatı, cephe, soğuk oda panellerin, sprey poliüretan köpüklerin yüksek ısı yalıtım özellikleri sayesinde yapılarda enerji verimliliği sağlarken; poliüretan likit membranlar ve poliüretan sprey kaplamaların da su yalıtımı sağlayarak yapıların ömrünü uzattığını kaydeden Tükek, sözlerine şöyle devam etti: “Zemin enjeksiyon ürün çeşitliliğimiz sayesinde bina, metro ve tünel gibi yapılarda su sızıntılarını önleyerek, çatlakları doldurarak güçlendirme ve su yalıtımı çözümleri sunuyoruz. Ayrıca Ar-Ge merkezimizde yürütülen projeler kapsamında, titreşimi sönümleme kabiliyeti yüksek, elastik özellikli poliüretan esaslı su yalıtım sistemleri geliştiriyoruz. Bu sistemler hem yüzey koruma hem de yapısal hareketlerle uyum sağlama açısından fark yaratıyor.”

Sadece kolon ve kiriş değil yalıtım malzemelerinin kalitesi ve uygulama da belirleyici

Isı ve su yalıtımının bir yapının konforunu değil, yaşamsal güvenliğini de belirlediğine dikkat çeken Tükek’e göre depreme karşı dayanıklı yapı tasarımında sadece kolon ve kiriş değil, detaylara gösterilen özen, kullanılan yalıtım malzemelerinin kalitesi ve uygulama doğruluğu da belirleyici unsurlar. Yalıtım sektörünün sorumluluğuyla hareket eden Flokser Kimya da ürün kalitesinden teknik danışmanlığa, sertifikalı uygulama ekiplerinden Ar-Ge iş birliklerine kadar yapıların güvenliği için değer üretmeye devam ediyor.

Yorumlar
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.