ÇOCUĞUMUZ İÇİN EN İYİ OKUL HANGİSİ?
Cemal Kapan
13 Şubat 2017 Pazartesi 10:20
Bugün çocuklarını okula gönderecek anne babaların işi çok zor. Eskiden eve en yakın okula gidilirdi. Çocuklukta ana ilke yakından uzağa ilkesidir, önce anne- baba sonra çevre. Bu ilişki ağı bize gösteriyor ki okul mutlaka yakın olmalı. Çocuğunuzu elinden tutup götürebildiğiniz mahalle okulu onun için en iyi seçenektir.
Şimdiki zamanda çocuklarının geleceğini düşünen veliler ya çocuk için evi taşıyorlar ya da 2 saat uzaklıkta bulunan okula çocuğu servisle gönderiyorlar. Her gün 2 saat servisle işe giden dönen annenin çocuğa ne yararı olacak, dünyanın en iyi okulu olsa ne olur? Yeni nesil veliler kendini çocuğuna adadı, kimse kendi hayatından alarak başkasına katamaz. Formül şöyle olmalı: Mutlu ebeveyn mutlu çocuk demektir. Peki her gün 2 saat servisle okula giden öğrenciden mutlu ve sağlıklı olmasını nasıl bekleyebiliriz? Hele bir de ikili eğitim yapan bir okulda okuyorsa öğrenci. Düşünün sabah 7.10 da derse başlayan okula çocuğunu gönderebilmek için velinin öğrenciyi 5.30 da uyandırması gerekir. Uykusunu tam alamadığı için canı kahvaltı yapmak ta istemeyecek. Okula vaktinde yetişse bile ilk iki ders uyuyarak geçirecek. Sabah kahvaltı yapmadığı içinse kantinden aldığı simit ya da poğaçayla kahvaltıyı geçiştirecek. Yazık değil mi?
Eskiden bilgiyi öğretmenden alırdık, beceriyi çevreden, aileden, arkadaşımızdan.
Bugün bilgiyi internetten alıyoruz, beceriyi okuldan. Okul artık bilgiyi aktarma rolünü derhal terk etmeli. Bilgi zaten her yerde var ama beceri yok. Okulun derdi matematik öğretmek değil matematiksel düşünme becerisini geliştirmek olmalı. Gelişmiş ülkeler beceri ve oyun odaklı eğitim verirken, diğerleri ezbere ve akademik başarıya dayalı eğitim veriyor. Çünkü onlar çocuklarını girişimci ve yaratıcı yetiştiriyor, diğerleri de onlara hizmet edecek mavi ya da beyaz yakalıları… Çocukları rahat bıraksak olur ama her şeyi öğretmeye çalışıyoruz, her şeyi... Ve sonra TEOG adı verilen gudubet bir teste tabi tutuyoruz. TEOG Demokles’ in kılıcı gibi velilerin ve öğrencilerin tepesinde sürekli stres kaynağı.
Bugünün çocuklarının en büyük sorunu çok fazla yetişkine maruz kalmaları.
Okulda öğretmen, evde ebeveynler. Ödevlere yardım eden velilere sesleniyorum. Ödevine yardım edilen çocukta sorumluluk gelişmez. Bu aileler çocuğu hayata tutunduracak en önemli beceriyi elinden alıyor. Ne zaman acıktığına ne yiyeceğine ne kadar ödev yapacağına hep ebeveyn karar veriyor. Bütün hayatı boyunca sorumluluk alamayan çocuk bir sabah uyanıp sorumluluk sahibi mi olacak?
Velilerimizin; “Oynayarak öğrenip, mutlu bir çocukluk geçirdi ama sonra TEOG’da düşük puan aldı ne olacak? ” dediğini duyar gibiyim.
Oyunla öğrenmenin akademik performansı düşürdüğünü gösteren bir araştırma yok ama artırdığını söyleyen çok araştırma var. Bütün canlıların yavruları oynayarak öğrenir, bazen yetişkin oyuna katılır. Ama oyunu hep yavru başlatır. İnsanlarda tam tersi, biz oyundan mahrum bırakarak çocuğu hastalandırıyoruz. Oysa oyun her yaşın ihtiyacı değil mi?
Sözü hem uzattık hem dağıttık, peki iyi bir okulun özellikleri nelerdir?
İyi bir okul her şeyden önce vatansever, ülkesine, ailesine, insanlığa hayırlı bireyler yetiştirme amacını edinmiş olmalıdır. Toplumsal sorunları bilen bunlara çözüm üretebilecek bireyler yetiştirir, kültürel pratiklere önem verir. İyi bir okul içinde bulunduğu toplumu geliştirmeli ve o topluma kaliteli hizmet sunmalıdır. Öğrencilerine ihtiyaç duyacakları bilgilere ulaşmayı ve doğru bilgi ile yanlış bilgiyi ayırt etmeyi öğretir. İyi bir okul her bir öğrenci ve veliyi eşit şartlarda anlar ve herkese eşit mesafede durur. Sıradan okul öğrencilerini değiştirirken, iyi okullarda öğrenciler okulları değiştirirler. Çünkü iyi okullar böyle bir değişime zemin hazırlarlar.
İyi bir okul öğrencilerinin dilinden konuşur, tamamıyla şeffaftır. Öğrenci başarısının öğretmenler ve yönetim ile aileler arasındaki verimli etkileşimin sonucu olduğunu bilir, öğrenmenin kişisel bir süreç olduğunun farkına varır. Öğrencilerine kendi yeterliliklerinin farkında olmalarını öğretir. İyi bir okul hayat tercihlerinin öğrencinin güçlü olduğu alanlarda ilerlemesi için gerekli altyapıyı hazırlar, gelecek için her bir öğrencisine umut aşılar ve bu yönde eğitimine ağırlık kazandırır.
Son olarak velilere tavsiyem mutlaka çocuğunuzu göndermeyi düşündüğünüz okulu ziyaret edin, okul idaresinin vizyonunu, misyonunu, öğretmen kadrosunu araştırın. Bir eğitim kurumunda eğitime destek birimlerin bulunup bulunmadığı veliler için önemli bir tercih nedeni olmalıdır. Bu yüzden okuldaki PDR uzmanlarının sayısı, deneyimleri de araştırılmalıdır. Üstün yetenekli ya da kaynaştırma öğrencilerine özel bir çalışma olup olmadığı (Destek eğitim odası vb.)sorulmalıdır. Pek çok yasanmış basarı öyküsünün bir yerinde okul yıllarında gerçekleştirilen sosyal, kültürel ve sportif aktivite mutlaka yer alır. Okulun düzenlediği sosyal/ sportif / kültürel aktivitelerin fazlalığı okul kalitesi açısından ipucu verir. Derslerde eğitim teknolojilerinin kullanımı da önemli bir ipucudur. Veli ile doğru şekilde ve doğru zamanda kurulan iletişim ve işbirliği kurulması bir okulun önemli artılarındandır.
Ya mahallenizde bahsedilen vasıflara sahip bir okul yoksa?
Cevabı basit o zaman aile birliği seçimlerine katılarak okulunuzu değiştirecek, dönüştüreceksiniz. Çünkü her ne olursa olsun, çocuğunuzu elinden tutup götürebildiğiniz mahalle okulu en iyisidir.
- Geri
- Ana Sayfa
- Normal Görünüm
- © 2012 Duyuru Gazetesi
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.