22 Kasım 2024
  • İstanbul17°C
  • Ankara15°C

ÇİVİSİNİ ÇIKARDINIZ!

Talat Yavuz

06 Ocak 2020 Pazartesi 13:04

ÇİVİSİ ÇIKTI

Dönemin sonuna yaklaşırken öğretmen, müdür yardımcısı, müdür, şube müdürü, ilçe müdürü, müfettiş fark etmiyor, kiminle konuşsan dertli. Herkes bir kargaşadan bahsediyor. Toplantılar, projeler, soruşturma/inceleme ve denetim görevleri, whatsApp emirleri, zamanında girilmesi gereken bilgiler, istatistikler.

Öğretmenler heyecanını kaybetmiş, özellikle unutulan, ertelenen vaatlerin hayal kırıklığını yaşıyorlar. Okul müdürleri, giderek artan iş yükü, sıfır bütçeye rağmen acımasız cezalar, angarya muhakkiklik görevleri, zayıf yasal statü ve beraberinde giderek değersizleştiren tavır ve uygulamalardan rahatsızlar.

Şube müdürleri, soruşturma, inceleme, kurum açılışı ve denetimi gibi müfettiş görevlerini yapmaktan kendi işlerini yapacak zaman bulamadıklarından şikâyetçiler. Müfettişler ihtişamlı eski günlerini arıyor. İlçe müdürleri, zor dönemde göreve çağrıldık, iki yıldır bitmeyen bir tartışmanın içine itildik diyorlar.

Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi ile hızlanacak dediğimiz bürokrasi, yaşanan “Ece Vahapoğlu İle Yoga” tartışmasından sonra MEB’de, tam bir kargaşaya dönüşmüş durumda. Uluslararası ve il dışı bir etkinlik izni için, bütün genel müdürlüklerin onayı gerekiyor ve bu günlerde bu süreyi iki aydan iki haftaya indirecek organizasyon kurulmaya çalışılıyor.

İstanbul’daki idareciler, geçen yıl proje, bu yıl da toplantı kargaşasından şikâyetçiler. Okul müdürleri, toplantılar, soruşturma dosyaları derken okulda kalamadıklarından, şube müdürleri komşu ilçeye denetim görevinden, ildeki toplantılardan ve projelerden şikâyetçiler.

Aynı anda birkaç toplantı veya etkinliğe katılmak durumunda kalıyoruz diyorlar. Şube müdürlerini ayrı ayrı sürekli toplantıya çağırmak yerine, biriken konuları ilçe müdürlerine tek bir toplantıda aktarmak, salon doldurmak için gündem icat etmemek gibi çok basit önlemler alınabilir.

Bakanlık, il ve ilçeler örgütlenme ve iş tutuş biçimini gözden geçirmeli; her kademede sade, hızlı ve okulu merkeze alan yeni bir yönetim organizasyonu kurmalılar. Böyle giderse, her yönetim kademesiyle aynı işi yapan arızi kademeler giderek artacak, emek ve zaman kaybının önüne geçilemeyecektir.

ARGE birimleri, her projeden sorumlu şube müdürü veya müdür yardımcısına bağlı proje ekibi, ilçelerde özel büro ekipleri, her birimin fotoğrafçı ve sosyal medyacısı, her birimin veri toplama süreçlerinde sebep olduğu gereksiz yazışmalarla, sınıftaki öğretmen ve öğrenciye ne yansıtabiliyoruz merak ediyorum. Bir öğretmenin işi resim çekmek ve paylaşım yapmak ise bu ülkenin kaynağına çok ama çok yazık diyorum.

Eğitim işinin en merkezi biriminde, sınıftaki öğretmenin çabası, motivasyonu, meslek idealizmi ve ihtiyacından kaynaklanmayan hiçbir projenin değerli, gerekli ve işlevsel olduğuna inanmıyorum. Aynı şekilde sunulan fiziki imkânların, atölyelerin de katkısı hayal edilenin çok gerisinde kalacaktır.

Bu kargaşayı önlemek, bütün gayreti okula, öğretmene ve öğrenciye indirmek için önce bir zihniyeti değiştirmemiz gerekecek. Her şeyden önce eğitimde başarının, sistemdeki istikrar ve öğretmenden geçtiğini anlamamız gerekiyor. Bir bütünün parçası olmayan birbirinden kopuk birimler, başındaki sorumlusunu meşhur etmekten başka bir işe yaramayan projeler, Köy Enstitülerini ve Hababam Sınıfı ritüellerini andıran nostaljik uygulamalar, sosyal medya ve algı yöntemleri ile yıllarımızı kaybediyoruz.

Öğretmene yatırım yapılmalı, liselere geçiş sistemi acilen kamuoyunun tartışmasına açılmalı ve yaşanan kargaşa ortadan kaldırılmalıdır. Bunun için gelin;

Siz başarılı olmayın, öğretmenleriniz başarılı olsun.

Bütün proje ekiplerini dağıtın, proje ekipleri ve projeler okullardan çıksın. Her okul hangi projeyi yapacağına kendisi karar versin.

Her birim bir üst birimin gözüne girme çabasından vazgeçsin, sosyal medya hesaplarını kapatın, birbirinizi kandırmaktan ve göz boyamaktan vazgeçin.

MEB bürokrasisi, öğretmenlerin önlük ölçüsü, yeni zili çalan okullar listesi, sosyal medyada beğeni yapan-yapmayanlar listesi ile değil, kahvaltı yapmadan okula gelmek zorunda kalan yoksul öğrencilerle çalışsın, onlara ulaşsın.

Okul dışında çalışan öğretmen sayısı azaltılmalıdır. Toplantılara acil yeni bir düzen getirilmelidir. Müfettiş eksikliği, mevcut il ve ilçe müdürlerinden ve havuzdan belli oranda atama yapılarak giderilmeli, bu sayede değiştirilmek istenen müdürleri değersizleştirerek değil oluşan tecrübeden ihtiyaç duyulan alanda yararlanılarak çözüm üretilmiş olacaktır.

Bunları yapamayacaksanız bari okulları, öğretmenleri, müdürleri rahat bırakın da işlerini yapsınlar.