22 Kasım 2024
  • İstanbul7°C
  • Ankara14°C

BÜYÜK BİR İMTİHANDAN GEÇİYORUZ

Abdullah Yadigar

22 Şubat 2023 Çarşamba 17:46

Aslında insan hayatı beşikten mezara kadar imtihanlarla doludur. Yaşadığımız acılar, görüp geçirdiğimiz huzur ve rahatlıklar her biri imtihandır.

Millet olarak takriben son dört yıldır zor günlerden geçiyoruz. Pandemi dönemi, yangın, sel felaketi ve depremler biri birini takip etti.

2020/2022 Yıllarını tamamen kapsayan pandemi (covid 19) tüm ülkeleri ekonomik, siyasi, sosyal ve ticari yönden derin bir şekilde etkiledi. Haliyle bizim ülkemizi de etkiledi.

Bu dönemde Ülkemiz peş peşe gelen bir takım afetlere maruz kaldı. Deprem, yağmur ve sel, orman yangınları gibi doğal afetlerden zarar gördü.

Elazığ ve Malatya depremlerinin yaralarını sararken, Rize Artvin yörelerinde art arda sel felaketleri oluştu. Ölen vatandaşlarımızın yanında pek çok maddi hasar meydana geldi.

Akabinde Antalya, Mersin, Adana, Muğla başta olmak üzere 21 İl de pek çok noktada geniş çaplı orman yangınları peyda etti. Ormanlık alan sınırlarındaki pek çok yerleşim alanına da yangın sirayet etti.

Orman yangınlarında da can kayıpları olduğu gibi pek çok vatandaşımız da yaralandı. Ormanlık alanda bulunan pek çok canlı hayvan da muhtemelen zarar görüp telef oldu. Geniş çaplı maddi hasar oluştu.

Bilindiği gibi Ülkemizin Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesinde On ilimizi kapsamına alan Kahramanmaraş merkezli çok büyük iki deprem oluştu.

06.02.2023 günü, Türkiye saati ile 04.17'de Pazarcık (Kahramanmaraş) 7,7 ve ardından 13.24'te merkez üssü Elbistan (Kahramanmaraş) 7,6 büyüklüğünde iki farklı deprem meydana geldi. 

Devletimiz ve Milletimiz tüm resmi, sivil kurum ve kuruluşlarıyla deprem yaralarını sararken 20 Şubat günü saat 20.04’ü gösterdiğinde Hatay’ın Defne ilçesinde 6,4 büyüklüğünde bir deprem daha meydana geldi.

Şu ana kadar resmi açıklamalara göre; Deprem bölgesinde 42 bin 310 vatandaşımız hayatını kaybetti. Yine Deprem bölgesinde 448 bin 18 kişi de kurtarıldı veya tahliye edildi.

Devlet-Millet anlayışımızda, kadim kültürümüzde var olan ‘’İnsanı yaşat ki Devlet yaşasın’’ düsturunca; Devletimiz ve Milletimizin dayanışmasıyla yaralar sarılmaktadır.

İnsan ister istemez şu soruları da sormadan edemiyor.

Acaba bu manzara karşısında, üç kuruş fazla kazanacağım diye; inşaatın demirinden, çimentosundan, kumundan kısıtlama yapan/çalan müteahhitler mutlu mudur, vicdanen huzurlu mudur?

Yapılan bu binaları denetlemekle görevli/yetkili mühendisler, ilgili kurumlar bugünkü manzara karşısında vicdanen huzurlu mudurlar?

Çok katlı binaların altında, giriş katında işyerleri veya marketler açanlar (iddia doğruysa) işyerini genişletip yer kazanacağım diye kolon kesenler bugün hayatta iseler, vicdanen huzurlu mudurlar?

Ev kiralarını ve emlak fiyatlarını doyumsuz bir şekilde artıran mülk sahipleri veya emlakçılar; bugün hayatta iseler, vicdanen huzurlu mudurlar?

Fırsatı ranta çevirmek için insanımızın temel ihtiyaç maddelerini stoklayıp fahiş zamlarla piyasaya sürenler, yaptığı zamlara kanaat etmeyip haftalık On Beş günlük periyotlarla zam yapmayı rutin hale getirenler; bugün hayatta iseler, vicdanen huzurlu mudurlar?

Devlet/millet el ele, omuz omuza mağdur vatandaşların yaralarını sararken, sıcak yatağında uyumayan deprem bölgesinde koşturan Devlet erkanımızı görmezlikten gelip, acılar üzerinden siyaset yapan sosyal medya kahramanları! Vicdanen huzurlu mudurlar?

Yüce Rabbimiz buyurur ki; ‘’Hakikatte biz insanı katışık bir nutfeden yarattık; imtihan edelim diye onu işitir ve görür kıldık.’’ (İnsan Suresi/2)

Rabbim depremde hayatını kaybeden vatandaşlarımıza rahmet, yaralılarımıza şifa ihsan etsin. Ülkemize ve Milletimize bir daha bu tür acılar yaşatmasın. Devletimize ve Milletimize zeval vermesin.

      

 

 

 

Yorumlar
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.