24 Kasım 2024
  • İstanbul5°C
  • Ankara0°C

BÜLENT ARINÇ?A ANLATACAĞIM!

Ümit Kahyaoğlu

Yıllardır yazarım, İstanbul yerel basınının sorunlarını, sıkıntılarını gündeme getirir ve  çözüm yollarını gösteririm. Benden başka da yazan yoktur. Diğer arkadaşlarımız, refiklerimiz sanırım hallerinden memnunlar ki kendilerini ilgilendiren bu konularda kalem oynatmıyorlar.
Geçmişte neler yazdığımı kısaca hatırlayalım.
İstanbul yerel basını öncelikle ulusal medyanın gölgesinde kalmıştır. Yaygın medyanın merkezleri İstanbul’da olduğu için yerel medyayla rekabete girerek bölge sayfaları hazırlamaktadırlar. Yerel medyayı ilgilendiren haber konuları, yaygın medyanın da sürekli gündeminde olmuştur.
Bizim muhabir gönderdiğimiz bir olaya onlarda muhabir gönderiyor, bizi ikinci plana itiyorlar.
Bölgedeki belediye başkanları ve diğer bürokratlar yaygın medyada yer bulabilmek için yoğun bir gayret içerisindeler. Bizim manşete taşıdığımız bir haber, yaygın medyada tabir yerindeyse en kıytırık sayfadan küçük bir şekilde yer buluyor. Ancak bu bile habere muhattap olan yetkili kişiyi mutlu etmeye yetiyor.
Başka bir önemli sorunumuz, resmi ilan alamamak. Basın İlan Kurumu bizi gazete olarak tanımıyor. “ANCAK RESMİ REKLAMLARI ALABİLİRSİNİZ. “ Diyorlar. İş resmi ilana gelince günlük yayın yapma şartı arıyorlar. Basın İlan Kurumu’nun şartlarında hakkıyla günlük yayın yapabilmek çok zordur.
En az 5 bin günlük traj yapmak zorundasınız. Basın sigortasından 12 kişiyi çalıştırmak zorundasınız. İki yıl hiç aksatmadan günlük yayın yapmak zorundasınız. Ancak bu şartlarda resmi ilan almaya hak kazanabiliyorsunuz.
Günlük yayın yapan ve resmi ilan bazı yerel gazeteler mevcuttur, onların hangi şartlarda(!) yayın yaptıklarını kurum yetkilileri çok iyi biliyorlar.
Bizim yayın yaptığımız bölge olan Pendik, Tuzla ve Kartal’daki resmi ilan pastası hatırı sayılır büyüklüktedir.
Yerel medya, bu pastadan %10 pay alabilse bir çok sorununu çözebilecektir.
Resmi ilan pastasından aldığımız pay ise, hiçtir.
Bölgemizdeki kurumların resmi ilanlarını bizden daha iyi kim duyurabilir?
Devlet, İstanbul yerel basınını öncelikle tanımlamalıdır. Daha sonra denetime geçmelidir. Bizlerle istişare edip, yapılabilecekleri masaya yatırmalıdır.
Gazeteler, haftalık, 15 günlük ve aylık olmak üzere sınıflandırılmalıdır.
Yayın aralığına, sigortalı çalışan sayısına ve traja göre resmi ilandan pay vermelidir.
Gazetelere iletişim fakültesi mezunu en az iki kişiyi çalıştırma zorunluluğu getirilmelidir.
Periyodunda çıkamayan gazetelere cezai müeyyide uygulamalıdır.
Gazete neşretmek günümüzdeki gibi kolay olmamalıdır.
Altyapısı olmalıdır.
Gazete çıkarmak isteyen, yerel yayın yapmak isteyenler, öncelikle yerel medyada en az 3 yıl süreyle çalışmalıdır.
AB ülkelerinde olduğu gibi işin bir staj dönemi olmalıdır.
Örnekler bununla sınırlı değil daha da çoğaltabiliriz. Hepsini burada yazmamız, bu sütunlara sığdırmamız mümkün değildir.
AYGAD olarak bir rapor hazırlamaya karar verdik.
Sorunlar ve çözüm yolları başlıklı.
Çeşitli istişareler sonucunda raporumuza son şeklini verip Ankara’nın yolunu tutacağız.
Sorunlarımızı Ankara’daki muhattaplarına ve en yetkili muhattapa anlatacağız.
Bu isimde Basın İlan Kurumu ve Basın Enfarmasyon Genel Müdürlüğü’nün bağlı olduğu Başbakan Yardımcısı Sayın Bülent ARINÇ’tır.
İstanbul yerel medyasını ve içerisinde bulunduğu sorunları Sayın ARINÇ’la paylaşacağız.
Bu görüşmeden sonra bir çözüme ulaşacağımıza inanıyorum.
İstanbul’a yakışır, liyakatli bir yerel medyayı ortaya çıkarmak için görev bize düşüyor.
Hayırlısı olur İnşaallah.

Yorumlar
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.