BU TOPLU SÖZLEŞMEDEN NE ÇIKAR?

Memurlar ve memur emeklileri için beşinci dönem toplu sözleşme süreci devam ediyor. Aylardır süren hazırlıklardan sonra masaya getirilen talepler, ayrıştırılarak ve gruplandırılarak, hizmet kollarına göre ayrı ayrı çalışılıyor. Bu taleplerin her biri yıllar içinde ihtiyaç haline gelmiş, muhataplarının önem verdiği ve heyecanla çözüme kavuşmasını beklediği talepler. Hükümet, çok düşük olan teklifini yeniledi ancak iki puanlık artış bile, talep edilen orandan oldukça düşük kaldı, müzakereye uygun görülmedi ve süreç devam ediyor.

Yüzlerce talep için mücadele veriliyor ancak televizyonlar, kamuoyu ve işin teknik ayrıntısını bilmeyenler, masada sadece yüzdelik zam artışının görüşüldüğünü zannediyor. Bu bir bakıma normal bir durum ancak beşinci döneminde en azından çalışanların ayrıntıları öğrenmiş olması gerekir. Kamu işveren tarafı da talepler karşısında verdiği tekliflerle bu algıyı güçlendiriyor. Yüzlerce talebe karşı sadece maaşlara yapılacak yüzdelik artış teklifi ile milyonların karşısına çıkılıyor.

Vergi diliminin sabitlenmesi ve refah payı talebi çok mu önemsiz taleplerdir? Çalışanın cebine girecek miktarı sadece yüzdelik artış şekillendirmiyor ki. Hükümet kanadı kendisine yapılan bütün taleplerle ilgili çalışma yaparak, komisyonlarda görüşülen bütün talepleri de içeren daha kapsamlı tekliflerle masaya otursa ve kamuoyu önüne çıksa, işin özüne ve doğasına daha uygun davranmış olacak.

Şöyle bir çalışma, memurlar nezdinde daha anlamlı durmaz mı? “Sözleşmelilerin kadroya geçirilmesi talebini kabul ediyoruz. Yapılan görüşmelerde şu ana kadar sosyal ve mali haklar konusunda şu talepleri karşıladık ve imza altına aldık. Bütün bunlara ilave olarak maaşlarda iki yıl için zam oranı teklifimiz de şunlardır. Henüz mutabakat sağlayamadığımız talepler konusunda görüşmelerimiz devam ediyor, şu an için geldiğimiz aşama budur.” gibi teklifi, bu ülkenin yükünü çeken memurlar ve onların temsilcisi Memur Sen hak etmiyor mu, merak ediyorum.

Toplu sözleşme masasının, mevcut hali ile yetkili sendika açısından giyotinden farkı yok aslında. Hükümet kanadı, dünyada örneği olmayan bir uygulama ile yetkisiz iki konfederasyonu da masaya almış, görüşmeleri bir aylık süreyle sınırlandırmış ve hakemde çoğunluğu sağlamış durumda. Yetkisizlerin masada tek misyonu var, dedikodu üretmek, saldırmak ve yetkili oldukları dönemleri unutturarak alınan ne varsa değersizleştirmek. Bu hali ile çalışanlar tarafını değil işveren tarafını güçlendiren rol oynuyorlar ve beş dönemdir iyi rol yapıyorlar.

Masa öyleyken dışarısı da çok farklı değil. Biz memurlar adına çetin bir mücadelenin içine girmiş ve süreç işlerken, sosyal medya kahramanları, hükümet tarafına yükleneceği yerde sendikamıza aklınca eleştiri getirmekteler. Kime selam gönderiyorlar, kimden ne umuyorlar ve geçmişten kalan hangi yaraları var anlayamadım. Cebine girecek parayı artırmaya çalışan arkadaşına saldırabilen karakter, problemli ve hastalıklı karakterdir. Birileri otuz yıla yakın bir mücadeleyi inatla sürdürecek, ter akıtacak, sizler ise, ne dediğiniz, kime dediğiniz belli olmayan isnatlarla kamuoyunda haysiyet cellatlığı yapacaksınız.

Bu masadan ne çıkar? Bu masadan ne çıkar bilemeyiz ancak biz ne yapacağımızı ve ne yapmayacağımızı, geçmişte olduğu gibi bugün de biliyoruz. Biz kararımızı verdik, taleplerimizi masaya koyduk, şimdi karar verecek olan hükümettir. Zaman daraldı. Bir milyon Memur Sen üyesine, kulağınız bizde olsun, çağrımıza kulak verin diyoruz. Hükümet kanadına da bu sefer mazeretiniz yok, çok küçük adımlar atıyorsunuz, kendi hesaplarınızla bile çelişen tekliflerle zaman kaybetmeyin diyor ve bekliyoruz.

Talat YAVUZ

Memur Sen İstanbul İl Başkanı

[email protected]

www.twitter.com/talatyavuz29

www.facebook.com/yavuztlt